Turan, gazeteciliğin para karşılığı yapılan bir iş değil, omurga, ilke ve kamu yararı gerektiren bir meslek olduğunu vurguladı.
Hizmet TV stüdyolarında, Şahane Radyo 91.1 frekansında ve Ünye Kent Gazetesi'nin sosyal medya hesaplarında Çakırtepe Pelitpak sponsorluğunda canlı olarak yayınlanan "Kentin Sesi" programının konuğu Gazeteci-Yazar Tayfun Turan oldu. Programda gazetecilik mesleğinin dünü, bugünü ve geldiği nokta tüm yönleriyle ele alındı.
Ali Öztürk'ten çarpıcı sorular
Programda gazeteci Ali Öztürk, gazeteciliğin geldiği noktaya ilişkin dikkat çeken sorular yöneltti. Öztürk, mesleğin itibarsızlaştırıldığını belirterek, gazeteci olmanın herhangi bir yeterlilik gerektirmeden yapılabildiğine dikkat çekti.
Gazeteciliğin Ünye'de zaman zaman bir "silahşörlük aracı" haline geldiğini ifade eden Öztürk, bu durumun nedenlerini sorgulayarak, "Bu hale itilmesinin sebebi kişiler mi, yoksa toplumun arz-talep meselesi mi?" sorusunu yöneltti.
Gazeteciliğin özveri, iyi niyet ve fedakârlık isteyen, objektif bakış açısıyla kamu yararına hizmet eden bir meslek olduğunu vurgulayan Turan, mesleğin temel amacının çıkar ilişkileri değil, toplumun sesi olmak olduğunu dile getirdi.
"Gazetecilik birilerinin uzantısı olmak değildir"
Tayfun Turan, günümüzde gazeteciliğin amacından saptırıldığını belirterek, "Birilerinin uzantısı, birilerinin kalemi olmak değil. Toplumun kalemi olabilmek. Toplumun sesini birilerine duyurabilmek. Bizim niyetimiz o günde buydu, bugün de bu." ifadelerini kullandı.
"1.000 TL ver haberini yapayım anlayışı mesleği bu noktaya getirdi"
Günümüzde gazeteciliğin ciddi bir yozlaşma yaşadığını vurgulayan Turan, mesleğin ticari bir araca dönüştürüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Özellikle gazetecilikte, medyada insanlar iyi niyetli olmalı. Hadiseyi önce gazeteci olarak bakıp görmeli. Ama günümüzdeki gibi 1.000 TL ver haberini yapayımla, bir iki sempatik hareketle de işte maalesef bugün ki noktaya geldi."
"Gazetecilikte omurga şart"
Meslekte duruş ve ilkenin olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Tayfun Turan, sert eleştirilerde bulundu:
"Bir defa insan şunu yapmalı, amaç edinmeli, ilke olmalı. Hani amiyane tabirle omurga dediğimiz bir şey olmalı insanda. Bir bakıyorsunuz akşam küsmüş 'tu kaka'. Adam sabahleyin bir bakmışsınız 'dünya güzeli'. Ne var, bir çiçek alış verişi olmuş ya da çocuğunu almış bir yerde işe vermiş. Ya da haftalık harçlık almış veya birine çamur atarken harçlık almış. İğrenç, mide bulandırıcı, tiksindirici şeyler. İstesen de istemesen de seviyeyi düşürüyor."
"Gazetecilik adı altında tehditvari kalem kullananlar var"
Turan, bazı kişilerin gazeteciliği çıkar ve baskı aracı olarak kullandığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"Gazetecilik mesleği adı altında bir takım farklı boyutlara girmeye çalışan insanlarımız var, ticari anlamda. Devletle ilişkilerini sıcak tutma anlamında, kalemini tehditvari kullanarak. Bunlar da ister istemez seviyede sıkıntılar yaratabiliyor. Seviyeyi düşürüyor."
"Aynı ortamda olmak insanı üzüyor"
Mesleğini ilke ve duruşla yapan gazetecilerin, para karşılığı haber yapanlarla aynı kefeye konulmasının üzücü olduğunu belirten Turan, "Bir ortama girdiğinizde, 1.000 TL ver haberini yapayım diyen insanla aynı kategoride yer alıyorsun. Aynı sınıftasın, aynı yerdesin. Ona baktıkları gibi sana bakıldığında üzülüyorsun." ifadelerini kullandı.
"Gazeteci özverili ve donanımlı olmalı"
Gazeteciliğin mektepli ve okullu yapılmasının önemine değinen Turan, alaylı gazetecilere de değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gazeteci özverili olmalı. Gazeteci özverili olurken bunun mektepli olması, okullu olması çok önemli. Ama alaylı yapan insanlarımız da var. Netice itibariyle kendini ifade edebilen, yazıya dökebilen, hadise ve yazıları doğru gözlemleyebilen insanlar var."
Turan, diplomanın tek başına yeterli olmadığını, ancak gazetecilikte eğitimin önemli bir gereklilik olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.
Ünye Kent / Yücel Arslanteke