Uzun seneler Orta Çarsi Çapulacilar Arastasi olarak anilmisti. Burada bulunan Suluhan ise alt katinda fiskiyeli havuzu, sarnici, kursuni renge boyanmis pencereleri hep gözümün önünde.
Hükümet Caddesi üzerinde köse basindaki Ayla firininin isletmecisi Nazim Biberci. Firinin üst katlari Ayla Kulübü ve Ayla Oteli idi. Mülk sahibi Tüfekçilerden Hacibey'in Ahmet Baskan. Kulübe çikan merdivenin girisinin saginda bayan ayakkabilari satan Demiray'in dükkâni ve Orta Çarsi Caddesi kösesinde ayakkabi imalati yapan Toker ile Ahmet ve Bahri Bay kardeslerin saatçi dükkâni. Ünye'nin saatlerinin yariya yakini burada tamir olurdu.
Karsi kösede Arziye teyzenin evinin altinda Enver Önder'in berber dükkâni ve bitisiginde ayakkabici Seyit Ergün'ün dükkâni vardi. Saga döndügümüzde Orta Çarsi Caddesi eski hamam tarafina dogru Hasan Ürer'in evi kösede.. Hasan Ürer, Ferit ve Kadir Ürer'in Babasi, Halil Ergün'ün de kayinbiraderi. Seyit ve Arziye Ergün'ün ogullari; Kadir, Ertugrul, Yilmaz ve Ali Ergün kardesler.
Saga devam ettigimizde sokak basinda içkili Ege Lokantasi, karsisinda sonradan noter olan yer Ege Lokantasinin mutfagi ve bulasikhanesi olarak kullaniliyordu. Ege Lokantasi daha önceleri Hükümet Caddesinde üzeri sehir kulübü olan Sirmabiyiklarin binasinin altindaydi. Ege Lokantasinin karsisinda P.T.T. eski binasi, sonradan Musiki Cemiyeti, daha sonralari da Halk Egitim Merkezi ve Kütüphanesi oldu. Ege Lokantasi gecenin birinde yandi. Yangin enkazindan otomobillere ait yag filtresi bulunmustu. Ege Lokantasi bu yangindan sonra 1960 yilina kadar "Vatan Cephesi" salonu olarak islevini sürdürdü. 1960'dan sonra Cevdet Gemici'nin Imren Gazoz Fabrikasi olarak hizmet verdi. Gazoz Fabrikasi kapaninca Metin Uzbay'in pasta salonu ve sekerci dükkâni oldu. Okumus Ibrahim Ustanin yas pastalari ve "Kocatas Kola" ile burada tanistik. Ben Okumus ustayi Yali kahvesindeki Pastaci dükkânindan da biliyordum.
Eski hamama dogru yürüdügünüzde Mustafa Kalemen dede ve oglu Ahmet Kalemen'in, bitisiginde damatlari Kemal Küçükoglu'nun evleri vardi. Kemal Küçükoglu'nun mahdumlari Serdar, Servet, Selçuk Küçükoglu kardesler. Kemal Küçükoglu (Yavuz Kemal) evinin bitisigi simdilerde bilinen adi ile Ofisbank'tir. Bu binanin ön cephesi Hükümet Caddesi tarafindadir. Ziraat Bankasi uzun yillar bu binada hizmet verdi. Bitisigi kösede bisikletçi Enver Gündüz, arkasinda Ahmet Iskender (Çüksüz Ahmet)'in lokantasi vardi.
Ziraat Bankasinin Orta Çarsiya cepheli arka tarafinin karsisindan ayakkabi ustalari Ufuk Temel, Sami Kurnaz, Recai Ekinci, Karsi arada Avare Kadir renkli simalardi. Yazin disari çikarilan tezgâhlarin etrafinda kistan kalma derin av hikâyeleri anlatilirdi. Kidemli Muhtarlarimizdan Nail Birben'in terzi dükkâni sonradan bölüme tasindi, Torpil Isinin (Hüseyin) meyve deposu uzun yillar hizmet verdi.
Ayla Oteli altindaki saatçi Ahmet ve Bahri Bey kardeslerin saatçi dükkâninin bir cephesi de Orta çarsi caddesi üzerindedir. Bitisik binasi Haydar Sahinbas'in findik kirma fabrikasidir. Ayni sirada dava vekili Zihni'nin Hukuk Bürosu ve üstte evi, bitisigi Terzi Yusuf Sentepe'nin terzi dükkâni, yaninda Ahmet Dokgöz'ün evi, altinda terzi Cemal ileriki zamanlarda Sezai Telci, Ahmet Kaya ve Serif ustanin Cengiz in terzi dükkânlari vardi. Yaninda Çatakli'larin binasi. Bu binanin yarisinda Hüseyin Çatakli, diger yarisinda Lezzet lokantasinin sahibi oturuyordu. Ilkokul ikinci sinifta buzdolabini görmek için ögretmenimiz bizi Lezzet lokantasina götürmüstü. Daha sonralari Çatakli dedenin (Prof. Osman Çatakli'nin babasi) evinde oturanlardan Agir Ceza Reisi Öktülmüs, Cemal Altuntas, Hâkim Ismail Ilik, Hüseyin Çatakli ailesi Istanbul a göç ettikten sonra Agir ceza Reisi Süleyman Malkoç Ismail Kök (Hüseyin, Sadika ve Sadik kardeslerin babasi), Beden Egitimi Ögretmenimiz Ali Kayadelen ile yillarca komsuluk yaptik.
Bizim evin karsisinda Camii Bahçesi, simdilerde kismen yol olan yerde Fotografçi Hüseyin Kelesoglu (Akrep Hüseyin) Arzuhalci Ruhi, Necmettin Çingay, bayan terzisi Mustafa Kelesoglu'nun dükkânlari vardi. Kelesoglu'nun dükkanini'nin yanindaki bosluga düzgün yayilmis Ahsap kulübesi ile eskici Seref USTA arasta esnafi olarak dâhil oldu. Seref Usta Ürer'lerin evinin karsisindan bizim tarafa göç etti. Seref usta ayni zamanda ötücü kus beslerdi. Ziraat Bankasi kredileri ve bugday dagitim zamanlarinda Fotografçi Hüseyin Kelesoglu'nun fotografhanesi çok kalabalik olurdu. Akrep Hüseyin amca birazcik asabiydi, gelenleri siraya sokar sonradan ikiserli Araplarini çeker (negatif) sirasi ile normal fotograflarini yapardi. Son olarak duru sudan çikan fotograflarin makas ile kenarlarini düzeltir, havlu ile suyunu alir ve herkesin kasketinin içine koyar kasketleri de baslarina giydirir öylece gönderirdi. Fotograflar sapkanin altinda gidecekleri yere kadar kurudu. Istanbul'daki Kizkulesi'ni tanimam, Hüseyin Amcanin önünde Fotografta çektigi Kizkulesi'nin tuvale resmedilmis panosu ile oldu.
Pazar günleri sabahtan bulusan mahallemizin çocuklarindan sayabildiklerim; Küp Ali, Ahmet (tas), Tasli'nin Mustafa, Gidis'larin Hamdi, Salim, Sisko Yalçin, Hilmi, Pörtlek Atila (Babasi Emniyet amiri idi), Tayyar, Çikik Seyfi, Siçtigiristi Hüseyin, Ikizler Fahri, Bahri kardesler, Sari Mustafa'larin Abdullah, Orhan, Hami ve digerleri… Aksam saatlerine kadar Suluhan yangin yikintisinda, orta camiinin bahçesinde, Soysal'larin bahçesinde, Kaledere Ilkokulunun bahçesinde, çifte hamam yikintisinda, her sokak ve kösede, bucakta mümkün olabilecek her oyun ve kurguyu gerçeklestirirdik. Aksam saatlerine yakin iki renkli sima çikik Seyfi ile Siçtigiristi Hüseyin hiçbir Pazar aksatmadan tartismayi kavgaya dönüstürürler ve geceye kadar kavgalari sürer, onlari büyüklerimiz hariç kimse ayirip sulh edemezdi. Sonrasinda asla birbirlerini düsman görmezler, kin tutmazlardi. Gelecek Pazar aksamüstü yine aynisi tekrar edilirdi. Büyüdükçe degisen gelisen anlayisimiz sonucu bu tür oyun ve mekânlardan uzaklastik
Küp Ali'ye kimse itiraz etmezdi. Adil davranirdi, haksizligi da tahammülü yoktu Ali kardesin. Ben çelimsiz bir çocuktum. Ben hep onun takiminda korumasinda olurdum. Ortaokulda da sinif arkadasiydik orada da hep korudu beni. Bodanci Sener, Tantoglu M.Ali (zagi), Ahmet Yilmaz ve Akkan Ahmet, sayemde çok dayak yediler Ali kardesten…
1939 yilindaki Erzincan depremi Ünye'de de zarara yol açmis, Orta Cami bu depremde
yikilmis, ellili yillarda bugünkü cami insa edilmistir.
Devami Yarin