25 Nisan sabahi tekrar bütün güçleri ile Gelibolu yarimadasina çikartma yapacaklardir. 25 Nisan'da baslayacak olan kara savaslari 9 Ocak'a kadar devam edecek bir netice alamayan düsman bir gece ansizin Çanakkale'den kaçacaktir.
Savas sirasinda Osmanlinin her seyi gibi saglik hizmetleri çok kisitliydi. Bu nedenle birçok askerimiz ya sakat kalmistir veya sehit olmustur.
Çanakkale Savasi'nda
Bir doktorun anilarindan
"Çanakkale'de savas sadece düsmana karsi degil, sitma, dizanteri, iskorpit gibi hastaliklarin yani sira bitlere karsi da yapiliyordu.
Teçhizat ve malzeme eksikliginden ameliyatlar geregi gibi yapilamiyordu.
Savasta karin yaralanmalarinin çogu ölümle sonuçlaniyordu. Siperlerde yaralanan askerlerin, sedyelerle tasinip çogu zaman müdahale yapilmadan ruhunu teslim ettigi oluyordu. "
"Çanakkale, Aci Ilaç"
Deva Holding tarafindan çikarilan "Çanakkale, Aci Ilaç" kitabinda Çanakkale Savaslarinin sihhiye hizmetleri, yasanan imkansizliklar ve ölüme terk edilen askerler, çavuslar ve komutanlar var.
Türk ve Anzak askerlerinin yazdigi mektuplarin yer aldigi kitapta, cephe gerisinde verilen mücadele anlatiliyor.
Çanakkale'de savas sadece düsmana karsi degil, sitma, dizanteri, gibi hastaliklarin yani sira bitlere karsi da yapiliyordu, savas, çarpisirken ölümden ibaret degildi.
Teçhizat ve malzeme eksikliginden ameliyatlar geregi gibi yapilamiyor, kimi durumlarda yaralilar dogrudan dogruya ölüme teslim ediliyordu. Salgin hastaliklar, yetersiz beslenme, bit, karasinek ve sivrisinekler, kirli su kaynaklari, malzeme eksikligi gibi sorunlar hiç bitmiyordu. Cephede yaralanan askerleri cephe gerisinde baska tehlikeler bekliyordu.
Sitma, Tifüs, Iskorbit, Dizanteri, Kolera...
Bunlar Çanakkale'de cephe gerisinde ki düsmanlar. Agustos ayinin sonlarina dogru, birkaç gün içinde 500 kiside görülen dizanteri salginina karsi alayin tümüne bol miktarda killi toprak yedirilmisti.
Kan verme islemi henüz yeni bulunmustu. Ancak, kan vermek o kadar aci bir islemdi ki kan veren asker bir hafta izinli sayiliyordu.
Cephede yapilan en zor tedavi ameliyatlardi. Omurga, gögüs, kafa ve karin yaralanmalarinin çogu ölümle sonuçlaniyordu.
Çanakkale Savasinda
Kizilay Sihhiye Hizmetleri ve
Lojistik Hizmetler..
Çarpismalar sirasinda günde üç bin, hatta dört bin yarali vakasi oluyordu, Kita Sargi Yerleri, ilk müdahaleyi yapiyordu. Yarasi agir olanlar büyük sargi yerlerine sevk ediliyorlardi. Büyük Sargi Yerleri, daha agir yaralilari tedavi ediyor veya Tümen Sihhiye Bölüklerine sevk ediliyorlardi. Tümen Sihhiye Bölükleri yaralilarin tedavisini, hatta ameliyatini yapiyor, gerekenleri veya yatak mevcudundan fazla olanlari seyyar hastanelere bir kismi da memleket hastanelerine sevk ediyordu.
Çanakkale'de Giyim Kusam
Çanakkale Savasi'nda, Gelibolu ve Çanakkale çevresinde 180 yataklidan baslayarak 2000 yataga kadar çikan ve çesitli numaralarla adlandirilan menzil, Harp, Kizilay ve Merkez adini alan hastanelerle, 8.-9.-12. Tümen Seyyar Hastaneleri; Lapseki'de ecza deposu, Biga'da hasta nakliye müfrezesi ve 600 kisiden olusan Sihhiye Taburu, Galata'da 600 yatakli Salgin Hastanesi faaliyet gösteriyordu.
Bunlardan baska hastane gemisi olarak 6, 61, 63 ve 70 numarali Sirket-i Hayriye vapurlariyla Akdeniz ve Gülnihal vapurlari görevlendirilmisti
Kaynak: Onur URAL Selçuk Üniv. Bakte. ve Infeks. Hastaliklari
Anabilim dali
Çanakkale'de Askerin yiyecek ihtiyaci
Bir erin günlük payi 600 gr un, 250 gr et veya 125 gr kavurma, pastirma, sucuk veya konserve et, 86 gr pirinç, 10 gr yag, 20 gr sogan ve tuzdan ibaretti.
Günde 250 gr verilmesi gereken et önce 62 gr'a sonra da 31 gr'a indirildi.
Yag ve sabun, yaghane ve sabun yapim evlerinden saglaniyordu.
Bütün bu yiyecek maddeleri 5 ci Ordu'nun harekat alani gerisindeki menzil depolarinda depolaniyor, daha sonra buradan dagitim yapiliyordu.
5ci Ordu et, sebze ve meyve gereksinimi disinda hiçbir zaman yiyecek maddesi sikintisi çekmemistir .
Dizanteri-kolera salgini:
1915 Agustos'unun son günlerinde 500 kiside dizanteriye rastlandi. O dönemde dizanteri tedavisinde kullanilabilecek ilaç yoktu ve sular temiz degildi. Bu nedenle hastaliga yakalanmis alayin tümüne killi toprak yedirildi. Kolerada da bu usul uygulaniyordu.
Askerler kiyafetlerini degistiremiyor, banyo yapamiyorlardi. Bu nedenle askerler arasinda bit yaygindi.
Sitma:
Cephede ve cephe gerisinde sitma olaylari görüldü. Sivrisineklerle mücadele etmek için su birikintileri kurutulmaya çalisildi.
Iskorpit:
Askerlerde yetersiz beslenme sonucu dis etlerinde çekilmeler, kanamalarla baslayan (C-vitamini eksikligine bagli) Iskorpit ortaya çikmisti. Bol miktarda yesil sebze ve salata tüketimi saglanarak iskorbit salgini önlendi..
Çanakkale'deki askerin et disinda çok eksigi yoktur. Ekmek askerin bulundugu mahalde pisiyordu un çoktu. Yarimadanin pek çok noktalarinda mutfaklar vardi. Birinci hat siperlerinde bulunan erlere kahve bile veriliyordu..
Mutfaklar çikardigi duman nedeni ile düsman gemilerine hedef olmasin diye cephe hattindan oldukça geriye kurulmustu.
Bu ise yemeklerin siperlere gidene dek sogumasina neden oluyordu. Bu mutfaklarda pisirilen yemekler bakraçlarla ya da tahta sandiklar içine konan gaz tenekeleriyle çogu zaman merkep sirtinda askere tasinmis asker hiçbir zaman aç birakilmamistir.
Kara savasinin ilk
ayindaki manzara:
Ilk günlerde yemyesil otlarla ve fundaliklarla örtülü topraklar, Türk ve Avustralyali delikanlilarin cesetleriyle doluverdi. Yine birkaç hafta içinde fena kokular yayan cesetler üzerinde biriken yüz binlerce karasinek, az zamanda sasilacak kadar irilesmisler, siperlerimize yayilmaya baslamislardi. Bulasici bir hastaliga meydan vermemek için olacak, karsi taraftakiler tutusturulmus paçavralari cesetlerin üzerlerine atarak yaktilar.
Cephede Bayram
Cephede savas boyunca iki bayram yasanmistir. Ramazan ve Kurban Bayrami.
Çanakkale Savaslari'nda Türk askeri, Ramazan ve Kurban Bayrami'ni cephede savasarak geçirdi.
12 Agustos 1915, Ramazan Bayrami'nin birinci günü, Anafartalar Muharebesi sonuna yaklasirken kan gövdeyi götürüyordu. Vatanin bagrindan kopup gelen Mehmetçikler, ölümü göze alarak vatan savunmasi ugruna bu bayrami analarindan, sevdalilarindan uzakta geçirmeyi göze almislardi.
Tan yeri agarirken, cephe gerisinde savasin basladigi günden bu yana ilk kez etli yemek yapilmis, safrani adli tatli, kuru incir ve kuru üzüm ikram edilmisti.
Kaynaklar ve alintilar:
Çanakkale Mahseri - Mehmed Niyazi (Ismail Bilgin)
1915 Çanakkale Kara Muharebeleri ( Melike Bayrak )