Daha önce bir kismi sosyal
medyada yayinlanan
“AGIT ve VEDA”
bir müddet önce aramizdan ayrilan
eski bir dosta yazilmistir
Biraz gecikmis bir mektup bu sana
Çocukluk yillarindan
Hatirlar misin bilmem
Ünye Yali’da
Anneannenin çarsaflariyla bize
Perde kurup bize tiyatro yaptigin evi
Önünde deniz
Yaninda askerlik subesi
Okul tatillerinde gelirdin
En güzel yillariydi Ünye’nin
Sonra büyüdük yavas yavas
Artik perde kurmak yerine
Gazeteye yazilar yazdin
Solcu da olmustun azicik
O ilk yazilarini bastigimiz gazete
Sirin Ünye
Hala çikiyor Ünye’de
Komünistlik modaydi ya o günlerde
Sol kitaplar alirdik hani
Kitapçi Cucur’u hatirlar misin
Vefat etmis
Oglu Mehmet dükkanda
Yine ayni yerde
Eski Deniz Otelinin altinda
Deniz oteli yok artik
Parti lokali olmus
Bizim eski matbaanin yerinde de
Bir tavuk dönerci var
Doludizgin geçmis yillar
Osman Hoca da, çok oldu gideli
Sapkasi bilmem kime kaldi yadigar
Sonra çocukluk bitti
Hepimiz bir tarafa dagildik
Uzun yillar görüsemedik
O kivircik siyah saçli kiz
Seni sordu arada bir
“Nerede o diye”
Delikanli olmustuk
Sen Paris’te tiyatro okuyordun
Ben grafik Almanya Hannover’de
Ünye’yi sorma bana
Mithat Amca’yi mumla ariyoruz
Senin Ridvan Albayin
Askerlik subesi de yok artik
Yerinde çirkin bir bina
Bir mimari harikasi daha var
Sizin evin üstüne düsecek gibi
Subenin yaninda
Avni Dilligil’in
Kirmizi Fenerleri oynarken
Seyirciyi azarladigi
Konak Sinemasini da yikmislar
Gençliginde çok yakisikliydin
Belmando’nun gençligi gibi
Biz aksam deniz sabah deniz
Türbe Mahallesinin çocuklari
Ünye’de denizden baska ne vardi
Kizlarin bebekleri bezden
Erkeklerin kalkanlari tenekeden
Kiliçlari findik iskinindandi
Sen bu tiyatro askina
Bir tentürük bile oynayamadin
Biraz erken veda oldu
Beklemiyorduk
Duyunca dünya çöktü basimiza
Cenazene bile gelemedik
Eren Tokgöz’ü gönderdik temsilen
Bizi bagisla
Gittigin yerde huzurla uyu
Bir Ferhan geçti bu dünyadan
Em yazdi hem oynadi
Ünye’den bir oyun bile vardi
“Askimizin gemisi findik kabugu”
Ama benim en çok sevdigim oyunlar
“Sahlari da Vururlar” ile
“Içinden tramvay geçen sarki”
Ey büyük usta
Sana selam olsun Ünye’den
Sana selam olsun çocukluktan
Huzur içinde uyu
Su bana ayrilan kösede
Yalniz çocuklugumuzu anlatabildim
Geride daha bir dünya var
Ne varsa çocuklugumuzdan izler tasiyan
Birer birer yok olmuslar
Tapucu Ismail amcanin
Agdali Osmanlicasi
Kahkahasi ile Avni Çavusu
O kivircik saçli kara kizi
Ve Mimi’yi soruyorsun
Dalgalar alip götürdü en güzel yillarimizi
Aynikolada karaya attti
Süheyla da çikti gitti bir aksam
Bu koca sehir tek kisilik miydi ki
Bombos kaldi
Ilk yazilarini bastigimiz gazete
Sirin Ünye
Hala yayinlaniyor
Ben Köse yazari da oldum
Tarihe de merak sardim
Geçmisi bulup bulup yaziyorum
Eski Ünye’yi tek tek kaybettikçe
Bir Osman kaldi Ünye’de
Senin bildiklerinden
Bir de Mustafa
Eski Hamam hâlâ Amerika'da
Kizlar evlenmis tek tek gitmisler
Mimi Ankara’da imis
Süheyla ise Istanbul’da
Sen gitmeden önce
Elestirdigin onca sey var ya
Atmis yildir hala duruyor öyle
Iyi ki görmedin son zamanda
Denizi doldurup park yapiyorlar
Canlari sikildikça
Bir sürü yazar çizer türedi senden sonra
Köy mezarliginda iki mezar tasi bulanlar
Kendilerini arastirtmaci tarihci yazar sandilar
Ortaligi bir sürü çakal sardi bir sürü tilki
Atmis yildir degisen bir sey yok inanki
Sen iyi yirttin
Iyi yazdin iyi oynadin
Bizim perde yikildi altinda kaldik
Ne geri döndü mavi gözlü kiz
Ne geri döndü Süheyla
Oturup bas basa aglasak yeridir
Biz koca adam ikimiz usta
Yasar KARADUMAN
30th June 2020,
Orjinal Köşe Yazısına Git