YAŞAR KARADUMAN

Tarih: 13.10.2021 08:30

Alinka

Facebook Twitter Linked-in

Uzun zaman önce Alinka’yi yine yazmistim.

Alinka Gagauzya’dan çalismak için Istanbul’a gelmis bir Hristiyan Türk’tü. Biz onu Rusça’ya kayan aksani ile Türkçe konusmasindan Türkiye’de yasamis bir Ukraynali veya Türkçe bilen bir Rus sanmistik, oysa  Istanbul’a yeni gelmis bir Gagavuz Türki idi.

O zamana kadar ben Gagauzlar kimdir, nerde yasarlar çok bilmiyordum. Moldovya’da yani Osmanlinin eski Besarabya eyaletinde oturan bu Hiristiyan Türkleri duyar ama haklarinda fazla bir sey bilmezdim.

Gagauzlarla ilk iletisimim Alinka ile oldu.

Komünizmin çökmesi ile Türkiye’ye akin edenlerin içinde Moldovya da yasayan Hiristiyan Türkler olan Gagauzlar’da vardi. Türkiye Türkçesine yakin bir Türkçe konusuyorlardi.

Alinka’yi, rahmetli de çalistigi için ev islerine yardimci ve çocuklarla okuldan geldikten sonra ilgilensin diye ise almistik, Türkçe  bilmesine çok sasirmistik. Ukraynali veya Rus sandik, bunu söyledigimizde bize kizdi “Ben Rus degilim Türküm, Gökoguzum, Göktürküm “bu benim ana-ata dilimdir ben bu dilimle danisirim” demisti.

Konustugu Türkçe çok anlasilirdi hatta Azebaycan Türkçesinde daha iyi anliyorduk, Türkçesinde hiç Arapça kelime yoktu bu da hristiyan olmalarindan kaynaklaniyordu

Moldavya’da, Gagauz Özerk bölgesinin bassehri Komrat’tan geliyordu. Moskova’da pedagoji okudugunu, yedi dil bildigini, Moldovya’nin bassehri Kisinev’de bir gymnazium (Lise) de pedagoji ögretmenligi yaptigini ayda 100 dolar kazandigini söylemisti.

Bizden 400 dolar aliyor yemegi bizimle yiyor, yatili kaliyordu. Komrat’ta yasli bir annesi oldugunu söylemisti üç ayda bir eve gidiyor giris çikis yapiyordu. Komrat’tan Istanbul’a otobüsle gidip geliyordu, bazen Ukraynanin Odessa limanindan vapur ile Istanbul’a geliyordu

 

Gagauzlar-Gökoguzlar Kimdi?

Onlar kendilerine Gagauz biz onlara Gökoguz deriz.  Oguz Hanin ogullarindan Gökhan’in soyundan geldikleri için Gökoguzlar denilmis sonra bu kelime Gagavuz olmustur. Bugün bütün dünya onlari Gagavuz Türkleri olarak bilir.

Plevne Savasina kadar Bulgaristan’da yasamislar Plevne savasinin kaybedilmesinden sonra Moldovya’ya bugünkü yasadiklari yere sürülmüslerdir. Savasi kaybettigi ve sürülmelerine sebep oldugu için Gazi Osman Pasa’ya kizarlar ve hatta Plevne türküsünü: “Sani büyük Osman pasa, attin bizi Moldovya’ya ” diye sitem ederek bizden degisik söylerler.

Gagavuzlar, Hristiyanligin Ortodoks mezhebinden, tarih ve etnoloji bakimindan öz ve öz Türk’türler. Bu Türk kolu, eskiden Romanya’ya bagli olup, Ikinci Dünya Savasi sonunda SSCB tarafindan zorla isgal edilmis bulunan Beserabya bölgesi ile Bulgaristan’in Dobruca bölgesindeki köylerde ve kasabalarda hayatlarini sürdürüyorlardi.

Hristiyanligin Dogu-Ortodoks mezhebine mensup olmalarina ragmen, Türk dili ve folklorunu bugün bile kendi aralarinda büyük bir baglilikla korumaktadirlar. Evlerinde Türkçe konusur “Incil’i” Türkçe okur, kiliselerinde Türkçe ibadet eder ve Türkçe dua okurlar.

Yüzyillar içinde dillerinde çok bozulma olmamistir. Müslümanligi kabul etmemisler Hiristiyan kalmislardir. Ön isimleri Rusça, soy isimleri Türkçedir. Alinka Demirci, Natasa Terzi, gibi.

Uzun yillar Sovyet bloku içinde yasamislar onlardan çok haberimiz olmamistir. Ama onlarin her zaman bizden haberleri olmustur. Özerklik aldiklari zaman Demirel hükümeti onlara büyük yardimlarda bulunmus televizyonlarinin kurulmasinda TRT yardimci olmus tüm eski yapimlari ve bir sürü eski Türk filmlerini onlara hediye etmislerdir. Alinka çocukken bu filmleri seyrederken çok agladigini söylemisti.

 

Adini “Didem” Koyduk

Gagauz Türkleri egitimli olmalari ve Türkçe bilmeleri nedeniyle Istanbul’da aranilan bir is gücüdür.  Çogu ya ögretmen ya çocuk pedagogu ya hemsire ya da doktordurlar. Istanbulda çocuk bakiciligi yasli insan bakiciligi gibi islerde aranilir olmuslardir.

Bizim çocuklar onu çok sevmislerdi, yalniz bir sorun vardi, Türkçeyi agir Rus aksani bile konusuyordu, Berkhan henüz ilkokulda oldugu için onun konusmasindan etkileniyordu, bir aksam okuldan geldikten sonra bana:

“Baba biz Rus’muyuz Rusyadan mi geldik? dedi

Hayir oglum o nerden çikti biz Almanya’dan geldik sen Rusca mi biliyorsun Almanca mi?

Ama bana okulda ögretmenler sen Rus musun diye soruyorlar.

O zaman anladik ki Berkhan Alinka’nin konusmasindan etkileniyordu.

Oturup konustuk Alinka ile Istanbul Türkçesini bir an evvel ögrenmesini söyledik, kitaplar aldik  biz evde yokken televizyondan konusulan dili dikkatli  dinlemesini söyledik. Biraz faydasi oldu. Türkçe yazamiyordu, çünkü onlar baska bir alfabe Rus Kril alfabesini kullaniyorlardi, bizim kullandigimiz alfabeyi çok çabuk ögrendi.

Giyimini düzelttik, rahmetli sari saçlarini kahverengiye boyatti Türk kizlari gibi görünsün diye,  diger türlü Rus zannediyorlar yalniz disari çiktigi zamanlarda takiliyorlardi, çokta yalniz disari göndermiyorduk

Bir gün “Bana Türk ismi koyun” demis, rahmetli ona yesil  gözlerinden dolayi gözüm anlamina gelen “Didem” adini koymustu. Evin büyük kizi gibiydi Türkçeyi düzeltmis giyimi kusami ile tam bir Türk kizi olmustu, Alinka gitmis yerine  Didem gelmisti.

 Bizden annesinin hastaligi nedeniyle Moldovya’ya gidecegim diye ayrildi. Çok alismistik Berkhan ve Hasret günlerce agladilar arkasindan. O gidince evimiz çok sessiz ve issiz kalmisti, yokluguna uzun zaman alisamadik.

 

Bes yil sonra

Aradan yillar geçti, bir gece hasta yatiyordum,  Hasret Almanya’da okulda, Berkhan Ankara’da yüksek lisans yapiyordu, rahmetliyi kaybedeli bir yil olmustu, bir sabaha karsi kapinin zili aci aci çaldi.

Bu, gece yarisindan sonra çalan ziller hep beni ürkütmüstür, korkuyla biraz geç açtim kapiyi gelen, Alinkay’di..

Istanbul Türkçesini unutmustu yine heyecanla çikisti bana, sonra evde bir gariplik oldugunu anladi:  

“Ne oldu burada, usaglar (çocuklar) nerde,  abla nerde?” diye odalara kostu, bakti kimse yoktu odalar bostu. Otur, dedim anlattim, gidince belki döner diye odasini bozmamistik, biraktigi gibi duruyordu odasinda sabaha kadar agladi.

 

Geçmis Mazi Degildir

Tekrar çalismaya gelmisti.. Zaman içinde degismis yesil gözlerinin isigi solmus, otuzunu bulmustu. Kendi basina is aradi, birkaç gün sonra is buldu. Levent’te bir villada çocuklari Amerika’da doktor olan yasli bir kadina bakacakti. Telefon ettiler bana, “Türkçe bilen bir Rus geldi sizin adinizi verdi dediler.

Her seyine kefilim dedim.

Yasli kadina çok iyi bakiyordu..

Bir aksam geldi  “babuska tot” dedi. (babaanne öldü.)

Yasil kadinin çocuklari onu çocuklarina bakmak için Amerika’ya götürmek istediler “gitmem” diye diretti, beni basindan atmak için git diyorsun dedi.

Sonra ikna edip gönderdik.

Önceleri her aksam telefon ediyordu ben duramiyorum gelecegim diye.

Sonralari alisti, hep aradi, hep tesekkür etti, benim hayatimi kurtardin dedi..

Geçen yazin Moskova’ya gidiyormus oradan Gaguzyaya eve gidecekmis, önce Istanbul’a gelip seni görecegim Istanbul’dan Moskova’’ya geçerim dedi.

Ben Ünye’deyim dedim, Ünye’yi biliyordu anlatmistim,  “Ünye’ye uçak yok mu?” dedi. Yakininda var ama buradan Moskova’ya yok önce yine Istanbul’a gitmen lazim çok karisik ben seni geldin saydim Alinka düsünmen yeter tesekkür ederim, sen dogru evine git kismetse bir zaman gelir görüsürüz, dedim

Alinka’dan bundan sonra hiçbir haber alamadim, aramadi da. Onun gitmem diye dedigi Amerika’da çok mutlu oldugunu saniyorum.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —