Bilisim ve iletisim teknolojilerinde toplumsal, ekonomik ve bilimsel degisimin yönünün belirlendigi bir dönemdeyiz. Bilisim çaginda biz birey olarak günlük yasamimizi, kurumlar da islerini sürdürmek için birçok kaynaga internet sayesinde ulasabiliyor. Bu bilgilerin dogrulugundan emin olmamiz gerekir. Bilgi kirliliginin içine düsmek her zaman olasi bir durum.
Bilgi toplumunu yakalamis olmanin tek basina bilgisayar kullaniminin belli bir düzeye gelmis olmasi ve ag teknolojilerinin günlük hayatta yaygin bir biçimde yer almasiyla sinirli degil. Uzmanlar bunlarin çok ötesinde birtakim özelliklerinin olmasina dikkat çekiyorlar. Bilginin yenilikçi ve üretici niteligini, ilerleme ve yeniligin harekete geçirici gücü olarak kullanabilmeyi önemsiyorlar. Bunun yaninda bilimsel ve teknolojik gelisme ve üretim mekanizmalarinda kullanabilmenin, ekonomik büyüme ve gelisme için önemli bir unsuru oldugunu söylüyorlar.
Bilimin yaninda Ilim de önemli bir kavramdir. Sözlükte “bilmek” anlamina gelen ilim (ilm) genellikle “bilgi” ve “bilim” karsiliginda kullanilir. Bir seyi gerçek yönüyle kavramak, gerçekle örtüsen kesin inanç (itikad), bir nesnenin seklinin zihinde olusmasi, nesneyi oldugu gibi bilmek, nesnedeki gizliligin ortadan kalkmasi diye de açiklanmistir.
Nasil susuz hayat olmazsa, ilimsiz de insan hayati aydinlanmaz. Ilmi bir su olarak düsünürsek, insan da tarla gibidir. Tarla ne kadar iyi sulanirsa o kadar verimli, o kadar bol agaçli ve o kadar güzel olur, adeta cennetlesir. Susuz tarlaysa çorak, hatta çöl gibidir. Onun için insan kendi tarlasini susuz birakmamalidir. Irfan sahibi olmak, kuru bilgilerle degil, o bilgilerin özümsenip hayata geçirilmisine sahip olmak demektir. (Bu sözler Lütfi Filiz’in Noktanin Sonsuzlugu kitabindan alintidir. )
Egitim ve ögretimin hedefi sayisal, sözel testlerle sinanan bir nesil yetistirmek yaninda, ilim ve irfan sahibi fertler yetistirmek olmali. Çogu insan günlük yasantisinda ve egitim hayatinda birçok bilgiyi ögrenir, aklinda tutar, bu bilgilerin ne kadari lüzumlu diye düsünmez bile. “Kitap tasiyan esek” benzetmesini Kuran-i Kerim’de Cuma Suresinde görürüz. Bu kisiler genelde birçok konuda bilgi sahibidir, digerlerine nasihatlerde, tavsiyelerde bulunur ancak, kendi hayatina bu bilgileri uygulamaz, örnek olamaz kimseye.
Yunus’un söyledigi gibi;
Ilim ilim bilmektir,
Ilim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsin,
Ya nice okumaktir
Ilim, irfan sahibi olmak güzel bir erdemdir. Ilim ve irfan bir kusun kanadi gibidir. Ilim eksik olursa cehalet ortaya çikar, irfan eksik olursa terbiye, edep gibi özellikler bir kenara itilir. Ilim “kal” ise irfan “hal” dir. Bilgi sahibi olmanin yaninda; edep, irfan, hikmet, tevazu, sefkat, muhabbet ve hürmet gibi faziletlerle de donatilmis olmak önemlidir.
“Bilmek demek evvelce bilinen seyi hatirlamak demektir” Eflatun
“Ilmin baslangiç noktasi cehil olamaz. O halde bilinecek ve hatirlanacak olan sey ilimdir.” Sokrat