Fas’ta adı,
“Adalet ve Kalkınma Partisi” olan bir parti var.
Arapça ismi;
“Ḥizb Al-ʿAdālah
Wal-Tanmiyah”
Amblemi,
“IŞIK SAÇAN BİR
GAZ LAMBASI”
Ampül gibi...
Siyasal İslamcı, Müslüman
kardeşlere yakın, milli muhafazakarlığı savunan bir parti.
Arap Baharı rüzgarı estiğinde farklı, yenilikçi söylemleriyle halkın sempatisini kazandı.
2011 yılında genel seçimlerde 107 milletvekili kazanarak birinci parti oldu ve hükümeti kurdu.
Fas'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidarının ilk yıllarında toplumda desteği fazlaydı.
Dolayısıyla, bir sonraki seçimde, 2016 yılında oylarını artırarak, mecliste 125 milletvekiline ulaştı ve daha güçlü biçimde iktidarda kalmayı başardı.
Ama kısa sürede adı büyük yolsuzluklara, hırsızlıklara karıştı. Ülkenin doğal zenginliklerini yabancı şirketlere satmakla eleştirildi.
Yürüttüğü ekonomik politika ülkedeki gelir adaletsizliğini büyüttü. Yoksulluk, işsizlik arttı. Gençler uyuşturucu baronlarının kurbanı oldu.
Buna rağmen ülkede yoğun bir muhalefet oluşmuyordu.
Ama bir gün bir futbol maçında tribünlerden inanılmaz sert bir tepki geldi.
Ülkenin köklü ve güçlü kulüplerinden Ittihad Riadi Tanger taraftarları patladı. Binlerce futbolsever tribünlerde hükümeti ağır şekilde eleştiren bir marş söylemeye başladı.
"Bizim taleplerimiz küçüktü, zamlarla yıktınız bizi,
Yemin ederiz kocaman
bir mafyasınız,
Herkes hırsız oldu”
Bu marş zamanla diğer statlarda yankılandı.
Hatta Fas Milli Takımı'nın maçlarında bile.
Farklı kulüplerin taraftarları da farklı marşlar ürettiler.
Fas'ta statlar artık hükümeti protesto etmenin güçlü alanları olmuştu.
Sonunda bu güçlü protesto Fas'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'ni iktidardan düşürdü.
2021 seçimlerinde ağır yenilgi aldı ve sadece 8 millet vekili çıkararak iktidara veda etti.
Bugün ülkenin 8'nci partisi ve destekleyeni çok az.
***
Türkiye'de günlerdir futbol sahaları hükümeti istifaya çağırıyor.
Önce Fenerbahçe, sonra Beşiktaş taraftarları
"yalan yalan yalan,
dolan dolan dolan,
20 yıl oldu istifa ulan"
diye bağırıyor.
Türkiye'nin AKP'si bu durumdan çok rahatsız. Küçük ortağı MHP, tribünlerin susturulmasını istedi.
Çünkü önlerinde bir Fas örneği var. Genelde apolitik olduğu düşünülen futbol seyircisinin diline düştün mü, acı son kaçınılmaz oluyor.
Fas'ta olduğu gibi.
Sedat Kaya
( Yeniçağ Gazetesi )
*******
Ben Bu Kaypaklara Güvenirim...
Rahmetli Bekir Coşkun'un bu yazısını hatırlama zamanı....
Bu topraklarda tarihi yazan kaypaklıktır...
*
27 Mayıs...
Milyonlarca seçmeni, bir ordu aydını, bir sürü medyası vardı...
Menderes asılırken kimse başını kaldırıp “Niye asıyorsunuz?” demedi...
Tam yarım asır sonra hesabını sormaya kalktılar... Utanmadan...
*
12 Eylül...
Herkes “Evrenci” olmuştu...
Kenan Evren’e tam üç bin;
plaket, ödül, takdirname, teşekkür, berat, madalya, nişan verildi...
Koyacak yer bulamadı, kayığa yükleyip gizlice denize attı...
Caddelere, meydanlara, okullara adını verdiler.
“Kuş resmi” yaptı, görgüsüzler
50 milyon ödeyip “Gemi resmi” diye satın aldı, duvarına astı...
33 sene sonra...
Hasta ve 90 yaşına dayanmış Evren için;
“Mahkemeye kafes içinde getirilip hesabı sorulsun”
diye bağırıyorlar...
*
Atatürk’e dil uzatmak kimin haddineydi?..
Ama Atatürk ile İnönü için “Ayyaş” deyince alkışladılar...
*
Geninde var koçum...
Döneksin...
Kaypak...
*
Yarın bu iktidar biraz sallansın, göreceksiniz...
Çevrelerindeki binlerce yanaşma aydın, sanatçı, medya, patron...
“İrtica tehlikesi atlattık” diye fırlamazlarsa namerdim...
*
Bu nedenle işte,
Evet bu nedenle;
Korkma...
Bir anda her şey değişir...
Ben bu kaypaklara güvenirim..."
BEKİR COŞKUN