HÜSEYİN OKUŞ

Tarih: 22.11.2022 17:38

Güzel Borcun Güzelliği

Facebook Twitter Linked-in

İslam toplumunun sosyal hayatına dair önemli meziyetlerinden birisi de hiç şüphesiz Karz-ı Hasen, borç verme adetlerinden, güzelliklerinden birisidir. Yani bir paraya, bir mala veya eşyaya ihtiyaç duyduğumuzda en yakın komşumuzdan bu ihtiyacı borç alarak giderebilmektir. Bu bazen para, bazen belli ölçü ile acil ev ihtiyacı ya da bir başka şey olabilir. Bu anlayış bu gelenek, toplumumuzda halen devam etmektedir.

Karz-ı Hasen, deyince ne anlamalıyız? Şöyle ki: Borcu olan ihtiyaç sahibi kişiye, gönlünden koparak, güzel bir niyet ve ihlâsla helal ve temiz olan şeylerden (para veya mal) haramlardan uzak durması ve haramlara bulaşmaması için ihtiyacını giderecek meblağı faizsiz olarak, sadece Allah rızasını kazanmak için vermektir. İnsan böyle bir uygulamanın adet olmadığı bir toplumda ihtiyacını gidermek için farklı yollara başvurabilir. Bu sebeplerden dolayı tefecilerin eline düşen ve bu yüzden hayatları kararan, ocakları sönen nice insanlara rastlanmaktadır. Maalesef günümüz dünyasının bu acımasız anlayışı birçok aileye sirayet etmiştir.

Bu gün toplumun bu müesseseyi yaşatmaya ne kadarda ihtiyacı vardır. Çünkü insanlar dar imkânlarıyla akıl almaz büyük borçlara, faiz yükünün altına girmekte ve yıllar yılı borç ödemektedir. Bununla beraber aile düzeni, toplumsal düzen, ekonomik düzen bozulmakta akrabalık bağları zayıflamaktadır. Yakın aileler bile bir ekonomik rekabet halindedir. Bu da beraberinde her ferdin tek başına kalmasına, yalnızlaşmasına neden olmakta, kimse kimsenin yardımına koşmamaktadır.

Hâlbuki dinimiz yardımlaşmayı, dayanışmayı, kardeşinin ihtiyacını gidermeyi onu sıkıntıdan kurtarmayı tavsiye etmektedir. Efendimizin ifadesiyle “Şüphesiz borcunu ödeyinceye kadar Allah borçlu ile beraberdir. Yeter ki bu borç Allah’ın sevmediği bir şey için olmasın.” (İbn Mace Sadakat 11)

Şöyle bir önerimiz var. İmkânlarımız ölçüsünde Karz-ı hasen sahibi olmak için bir miktar meblağı her zaman yanımızda hazır tutabiliriz. Bu anlamda sayıları azda olsa belli meblağı ceplerinde tutan insanlar yok değil. Lakin bunun toplumun tamamına yayılması için böyle bir anlayışa ihtiyaç var.  Rabbimizin Kur’an daki Karz-ı Hasen sahiplerine olan vaatlerinden ve tavsiyelerinden dolayı. Nitekim Rabbimiz “Kim Allah’a güzel bir borç verecek olursa, Allah onu kat kat fazlasıyla kendisine geri ödeyecektir. Allah, geçimliğinizi ve iç dünyanızı bazen olur, sıkar daraltır, bazen olur, açar genişletir. Zaten siz, eninde sonunda yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Bakara.245) Sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadınlara ve Allah'a güzel bir ödünç verenlere, verdiklerinin karşılığı kat kat ödenir ve onlara değerli bir mükâfat vardır. (Hadid 18)

İşte Allah rızası için yapılan işin karşılığını yine Rabbim söylüyor. Az imkânı olan azla, çok olan çokla, sadece bu anlayışla cebinde paralar biriktirip zamanı geldiğinde talep olduğunda bu dayanışmayı sürdürse toplumdaki samimiyetin güvenin, uhuvvetin ve kardeşliğin nasıl değiştiğini görürüz. Farz edelim borç verdiğimiz kişi borcunu veremezse onu bağışlamak daha da güzel olur. Çünkü o meblağı onun için biriktirdik. Bu son anlattığımız işin arzulanmayan kısmı olsun. Biz asıl faydalı olacak, toplumu kucaklayacak, sevgiyi, saygıyı artıracak, kardeşimizin ihtiyacını giderecek güzel yanına bakalım. Bu anlayışla Karz-ı Hasen hesabı gibi bir hesabımızın olması daha güzel bir davranış değil mi?

Bazen rızık azaltılır, bazen bollaştırılır. Darlık olunca ümitsizliğe kapılmamak için, bolluk olunca da şımarmamak için bu yol belki de en güzeli.

Allah Teâla kıyamet günü şöyle buyurur. “Ey Âdemoğlu! Hastalandım, ziyaret etmedin... Beni doyurmanı istedim doyurmadın... Senden su istedim vermedin… Eğer hasta kulumu ziyaret etseydin, acıkan kulumu doyursaydın, susayan kuluma su verseydin… Allah Teala: bütün bunları bana yapmış gibi sevap kazanacaktın.” der. (Müslim, Bir 43) hadisin özet haliyle bir hakikati, sosyal hayatın nasıl olması gerektiğini, kardeşliğin ve insanlığın Allah katındaki en güzel tarifini peygamberimizden ve tarihi uygulamalardan görüyoruz.

İşte Karz-ı Hasen de tıpkı yukarıda bahsettiğimiz hadiste anlatıldığı gibidir. Kula borç veren Allah’a borç vermiştir. Kulu sevindiren Rabbini sevindirmiştir. Kulu feraha erdiren felaha erişmiştir.

Bazen sadaka, hibe vs. vermektense kişiye borç vermek daha evladır. Bunun amacı kişiyi ayakta tutmak, onurunu zedelememek, aradaki muhabbeti devam ettirmektir.

Borcunuzun güzelliği, akıbetinizin de güzelliğine, hayatınızın bereketlenmesine, Allah’ın rızasına ermenize vesile olsun diyor sizleri Allah’a emanet ediyorum.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —