9 Agustos 2021’de Cenevre’de yayinlanan Hükûmetlerarasi Iklim Degisikligi Paneli’nin (IPCC) son raporuna göre bilim insanlari, her bölgede ve tüm iklim sistemlerinde dünyanin iklimindeki degisiklikleri gözlemliyor. Bu degisikliklerin birçogu, yüz binlerce yil olmasa bile binlerce yildir ilk kez görülen seyler. Devam eden deniz seviyesinin yükselmesi gibi hâlihazirda harekete geçmis olan bazi degisiklikler, yüz binlerce yil içinde geri döndürülemez düzeye geldi.
Öte yandan karbondioksit ile diger sera gazlarinin emisyonlarindaki ciddi ve sürekli azalmalar iklim degisikligini sinirlayacaktir. IPCC’nin 26 Temmuz’da baslamis ve iki hafta boyunca gerçeklesen sanal oturum olarak gerçeklesmistir. 195 üye hükûmet tarafindan 6 Agustos Cuma günü onaylanan Iklim Degisikligi 2021: Fiziksel Bilim Temeli adli IPCC Çalisma Grubu I’in raporuna göre havanin kalitesi artsa bile küresel sicakliklarin istikrara kavusmasinin 20-30 yil alabilecegi sonucuna ulasilmistir.
Çalisma Grubu I’in raporu, IPCC’nin 2022’de tamamlanacak olan Altinci Degerlendirme Raporu’nun (AR6) ilk bölümüdür.
IPCC Baskani Hoesung Lee, “Bu rapor, istisnai kosullar altindaki olaganüstü çabalari yansitiyor. Iklim bilimindeki ilerlemeler ile bu rapordaki yenilikler, iklim müzakereleri ve karar alma süreçleri için çok degerli bilgiler içeriyor,” dedi.
Daha Hizli Isinma
Önümüzdeki yillarda 1,5 derecelik küresel isinma düzeyini geçme ihtimallerine iliskin raporda yeni tahminler yer aliyor. Sera gazi emisyonlarinda ani, hizli ve büyük ölçekli azalmalar olmadikça isinmanin 1,5 dereceye yakin olacagi ve hatta 2 dereceyi bile geçebilecegi öngörülüyor.
Rapor, insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazi emisyonlarinin 1850-1900’dan bu yana yaklasik 1,1 derecelik isinmadan sorumlu oldugunu gösteriyor. Önümüzdeki 20 yilda ortalama küresel sicakligin 1,5 dereceye ulasmasi ya da bu isinmayi asmasi bekleniyor. Bu degerlendirme, iklim sisteminin insan kaynakli sera gazi emisyonlarina tepki olan bilimsel verilere dayaniyor. Ayrica bu veriler, mevcut tarihsel isinmayi degerlendirmek için gelistirilmis çok kapsamli gözlemleri de içeriyor.
IPCC Çalisma Grubu I’in Esbaskani Valérie Masson-Delmotte, “Bu rapor bir gerçeklik kontrolüdür. Artik nereye gittigimizi, ne yapilabilecegini ve nasil hazirlanabilecegimizi anlamak için gerekli olan geçmis, simdiki ve gelecekteki iklimin çok daha net bir resmine sahibiz,” dedi.
Her Bölge Artan Degisikliklerle Karsi Karsiya
Iklim degisikliginin birçok özelligi dogrudan küresel isinmanin seviyesine bagli fakat insanlarin yasadiklari durumlar genellikle küresel ortalamadan oldukça farklilik gösteriyor. Örnegin karadaki isinma, küresel ortalamanin üzerinde ve Kuzey Kutbu’nda ise iki kattan daha fazla.
“Iklim degisikligi zaten dünyadaki her bölgeyi çesitli sekillerde etkiliyor. IPCC Çalisma Grubu I’in Esbaskani Panmao Zhai, “Yasadigimiz bu degisiklikler, ilave isinma ile daha da artacak,” dedi.
Rapora göre önümüzdeki yillarda iklim degisiklikleri tüm bölgelerde artacak. 1,5 derecelik küresel isinmayla birlikte artan sicak hava dalgalari, daha uzun ilik mevsimler ve daha kisa soguk mevsimler yasatacak. 2 derecelik küresel isinmada ise asiri sicakliklarin tarim ve saglik için hayati esikleri zorlayacagi bekleniyor.
Öte yandan bu degisiklikler sadece sicakliklarla da ilgili olmayacak. Iklim degisikligi, çesitli bölgelerde farkli farkli degisiklikleri beraberinde getiriyor ve bunlarin hepsi fazla isinma ile artacak. Bunlar
asinda asiri yagis ve kuraklik, rüzgâr, kar, buz, kiyi alanlari ile okyanuslardaki degisiklikler sayilabilir. Örnegin:
Iklim degisikligi su döngüsünü yogunlastiriyor. Bu, birçok bölgede daha yogun yagis, buna bagli olarak sel ve daha yogun kurakligi beraberinde getiriyor.
Iklim degisikligi yagis sekillerini etkiliyor. Yüksek enlemlerde yagisin artmasi olasi fakat subtropikal iklim yasanan yerlerin çogunda yagislarin azalmasi öngörülüyor. Bölgeye göre degisen muson yagislarinda da degisiklikler bekleniyor.
Kiyi bölgeleri, 21. yüzyil boyunca deniz seviyesinin sürekli yükselmesine tanik olacak. Bu da alçak alanlarda daha sik ve siddetli taskinlara ve kiyi erozyonlarina sebep olacak. Daha önce 100 yilda bir meydana gelen asiri deniz seviyesi olaylarinin bu yüzyilin sonunda her yil gerçeklesme olasiligi var.
Daha fazla isinma, donmus topraklarin erimesine, mevsimsel kar örtüsünün kaybina, buzullar ile buz tabakalarinin erimesine ve Arktik deniz buzunun kaybina sebep olacak.
Isinma, daha sik deniz isi dalgalarinin meydana gelmesi, okyanuslarin asitlenmesi ve azalan oksijen seviyeleri de dâhil olmak üzere okyanuslarda meydana gelen tüm degisiklikler, dogrudan insan kaynaklidir. Bu degisiklikler hem okyanus ekosistemlerini hem de onlara dayanan insanlari etkiliyor ve ne yazik ki bu yüzyilin geri kalaninda bunlarin hepsi devam edecek.
Kentsel alanlar genellikle çevrelerinden daha sicak oldugu için isi, yogun yagis olaylarindan kaynaklanan seller ve kiyi sehirlerindeki deniz seviyesinin yükselmesi gibi iklim degisikliginin bazi özellikleri kentlerde daha çok hissedilecek.
Altinci Degerlendirme Raporu, risk analizi, adaptasyon ve diger karar alma süreçlerine bilgi verme, bu yararli bilgilere odaklanma ve iklim degisikligine iliskin fiziksel degisiklikleri anlamaya yardimci oluyor. Ayrica ilk kez iklim degisikligine iliskin daha ayrintili bir bölgesel degerlendirme de sunuyor. Toplum ve ekosistemler için iklimdeki degisikliklerin (isi, soguk, yagmur, kuraklik, kar, rüzgâr, su taskinlari ve daha fazlasinin) ne anlama geldigini açikliyor.
Bu bölgesel bilgiler, yeni gelistirilen Interaktif Atlas’ta (https://interactive-atlas.ipcc.ch/), bölgesel bilgi sayfalarinda, teknik özet ve temel raporda ayrintili olarak incelenebilir.
Geçmis ve gelecekte iklim üzerindeki insan etkisi
Masson-Delmotte, “On yillardir dünyada iklim degisiyor ve iklim sistemindeki degisikligin insan kaynakli oldugu tartisma götürmez,” dedi. Fakat yeni rapor, asiri sicak dalgalar ile yogun yagis olaylari gibi belli hava ve iklim olaylarinin iklim degisikligindeki rolünü anlamak açisindan bu alandaki büyük ilerlemeleri de yansitiyor.
Ayrica rapor, insan eylemlerinin iklimin gelecekteki seyrini belirleme potansiyeline sahip oldugunu da gösteriyor. Diger sera gazlari ve havayi kirleten etkenler olsa bile karbondioksitin iklim degisikliginin ana itici gücü oldugunu bize kanitliyor.
IPCC Çalisma Grubu I’in es baskani Panmao Zhai, “Iklimi belli bir seviyede tutmak için sera gazi emisyonlarinin hizli ve sürekli sekilde azalmasina ve net sifir karbondioksit emisyonuna ihtiyaç var. Basta metan olmak üzere sera ve havayi kirleten diger gazlari sinirlamak, hem saglik hem de iklim için fayda saglayabilir,” dedi.