ARİF TAKICI

Tarih: 18.12.2021 08:30

KONUŞMAKTAN VE DİNLEMEKTEN HAZ ALMAK İHTİYAÇTIR

Facebook Twitter Linked-in

Konusmak kuskusuz insanin en tabi ihtiyacidir. Kullanilan sözler ise kisinin ahlak ve edebinin, bilgi birikimi ve kültürünün aynasidir.  Sohpet elbette adabiyla edilip, sevgi ve saygiyi barindirirsa hos seda birakir.

  Sohpetten haz duynak için konusmaya edep muvanezesinde laflar ile devam edilmesi, geregince latifelerle süslenmesi, layigiyla dinlenmesi, sohpetin de demlenmesi lazim.

 Konusmakta maksat çok konusmak degildir…  Usulünce edep dairesinde lüzümunca konusmaktir.

  Günümüzde herkes genellikle çok konusmak ister. Ama unutulmamalidir ki, çok konusanin çok hata yapma ihtimali vardir.

 Hz Ali bu konuda söyle bir uyarida bulunur: Çok konusan çok hata yapar. Çok hata yapanin hayâsi azalir. Hayâsi azalanin takvasi azalir. Takvasi azalanin kalbi ölür.

  Söz olur kavgaya, savaslara sebep olur… Söz olur barisi ve kaynasmayi insaa eder.

  Hani der ya Yunus: Söz ola bitire savasi, söz ola kestire basi, söz ola agulu asi, bal ile yag ede bir söz.

   Söz etmek iyidir de, dinlemek baska bir maharettir.  Dinlemek dediysek, adam gibi dinlemekten baksediyorum!  Günümüzde iste bu dinleme konusunda adabi muaseret hak getire.

  Herkes konusmak istiyor…  Dinlemek angarya olmus vesselam.

     Sikici olan laflarin dinlenmek istenmediginden bahsetmiyorum… Bilimsel konussaniz aval aval bakip ne diyo lan bu? modunda çogunluk.

  Hani söyle konusmaya anlam katmak istediginizden bir filozofun lafi, bir hadis, ya da Yunus’un Mevlana’nin, ne bileyim, bir ilim adaminin özlü sözlerinden konusmayi zenginlestirmeye çalissaniz,  karsinizdakinin gözü ya saatine, ya telefonuna kayiyor, vucut diliyle ‘’dinlemek istemedigini’’ açik ediyor.

  Sizi dinlemek vakit kaybi sayiliyor. Yolda gördügünüz bir dostunuz ile ayaküstü iki laf ederken lafi o açmis olmasina ragmen, ben sizi tutmayayim diyor. Sizde iyi’’ tutma beni diyorsunuz’’ ama içinizden.

    Neden böyle olduk peki? Teknoloji bagimliligindan… Kitap okumamaktan… Velhasil, konusma kültürümüzün azalmasi ve gelismemesinden. Dikkat ediniz, tahsilden bahsetmedim. Benim bir kayin pederim vardi, köylüydü, tahsili yoktu, ama öyle özlü sözler ve sohpeti hos ederdi ki, sohpet bitmesin isterdiniz.

  Meclis sohpetleri, aile sohpetleri, dost sohpetleri insani ne de rahatlatir hâlbuki.

   Çünkü bu sohpetlerde saygi ve hatir vardir.

    Ne güzel demis Karacaoglan: Mecliste Arif ol, kelami dinle, el iki söylerse sende bir söyle, elinden geldikçe iyilik eyle, hatira dokunup yikici olma.

Sohpetlerimiz cep telefonu, televizyon ve internet muhalefetiyle bölünüyor… Çünkü nerede ise onlarsiz olmuyor.

 Üç gün elektirik gitse… Yani üç gün ne televizyon ne de telefon kullanamasak, herhalde büyük travmalar yasanir.

   Ama aslinda bu zaviyeden bakacak olursak, tam da yapmamiz gereken, arada sirada televizyonu ve interneti kapatmak ve fabrika ayarlarina dönmek… Yani normale dönmek!

 Normale dönmek için:  Aksamlari arada bir televizyonu kapatip aile sohpeti yapmak, günün olaylarini konularini konusmak, iyi olur… Hatta kitap okuma saatleri koyarak ailece kitap okumak, sonra o kitaplarda okuduklarimiz üzerinden fikirlerimizi paylasmak çok daha iyi olur.

  Televizyon, , internet ve telefon bagimliligindan kurtulmak için kendimize bagimsiz zamanlar ayirmaliyiz.  Açik söylemek gerekirse, hiç özgür degiliz…  Kendi elimizle dört tarafimizi duvarlarla örüyoruz. Özgür hayatiniz olmasi dilegimle.

 

 

  

  

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —