İBRAHİM HAKAN GÜN

Tarih: 14.03.2022 08:30

Tarım İlaçları, Hormonlar, Suni Gübreler, Herbisitler, Pestisitler

Facebook Twitter Linked-in

Isviçreli bilim adami Paul Hermann Müller, 1939 yilinda DDT isimli ilacin zararli böceklere karsi kullanilmasinin yolunu açarak tarimda “Yesil Devrim”i gerçeklestirdigi için Paul Hermann Müller’e 1948 yilinda Nobel Ödülü verildi.

 Fakat 22 yil sonra 1970 yilinda Rachel Carson adinda birinin mücadelesi sonunda anlasildi ki, DDT kullanimi hem topraklari, hem hayvanlari, hem insanlari zehirliyor. Bu zehir kalici oluyor. Dünyanin dengesi bozuluyor.

Sakarya Üniversitesi'nde Yapilan Bir Arastirma, Insan ve Çevre Sagligina Etkisi Nedeniyle 27 Yil Önce Yasaklanan Ddt'nin Tarim Alanlarinda Kullanilmaya Devam Edildigini Ortaya Koydu.

SAÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisligi Bölümü Ögretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Isleyen, insan ve hayvan sagligi için ciddi tehdit olusturan DDT'nin 60 yil toprakta kalabildigini belirterek, kullanimi yasak olan bu ilacin satisinin engellenmesi gerektigini söyledi.

Isleyen, "Çalismamizda böcek ilaci olarak kullanilan DDT'nin halen kullanildigina dair bulgular elde ettik. Türkiye'de kullanimi 1980'li yillarda yasaklanan DDT'nin maalesef halen kullanildigini görüyoruz. Yasak ilaçlar çok kolay satiliyor. Satisinin engellenmesi gerekiyor. Kanserojen madde toprakta kaldigi sürede insan sagligini etkiliyor. Toprakta yetisen bitkilerle insanlara, böceklerle kuslara ve diger canlilara geçiyor. Su yoluyla baliklara tasiniyor." dedi.

Tarim ilaçlari faydali mikroplari, solucan, sinek ve böcekleri öldürerek topragin verimini düsürür, ekolojik dengeyi, insan, hayvan ve bitki sagligini bozar.

DDT: uzun zaman önce yasaklanmistir ancak hala dünyanin her yerinde besinlerde, canlilarin kan ve dokularinda DDT ye rastlamak mümkündür. DDT organizmalara, her türlü yolla, özellikle et, süt ve balik ürünleri yoluyla girer ve dokularda depolanir. DDT ye en fazla 3 bölgede rastlanmaktadir. Kuzey Kutbu'nda rastlanmasinin sebebi eskimolarin, yag dokularinda DDT depolanmis fog ve balinalarla beslenmeleri, Afrikalilarda rastlanmasinin sebebi sitmaya yol açan bir tür sivrisinege karsi hala DDT kullanilmasi, Türkiye, Orta Asya, Hindistan'da rastlanmasinin sebebi ise pamuk üretiminde DDT kullanilmasidir. Arastirmalar DDT'nin bütün canli organizmalarda ayni etkileri gösterdigini ortaya çikarmistir: Genetik degisimler, kanser, embriyo, bagisiklik sistemi ve sinirler üzerinde toksik etki. DDT hormonal dengeyi bozar, anne sütünü azaltir, anemiye ve agir karaciger hastaliklarina sebep olur.

Sadece DDT ile baslayan problemlere bakilinca söyle bir sebep-sonuç zinciri ortaya çikmaktadir: DDT kullanimi anne sütünü azaltti, anne sütünün azalmasiyla hazir mama kullanilmaya baslandi. Mamalar besin degil allerjen oldugu için, bagisiklik sistemini zayiflatti. Mamalarin metabolik atiklarini atmakta zorlanan böbreklerin gelismesi yavasladi ve çalisma kapasitesi düstü. Çocuklugunda mama kullananlar yetiskinlikte böbrek yetmezligiyle karsi karsiya kaldi. DDT seçici olarak beyinde ve karacigerde biriktigi için nörolojik hastaliklar ve karaciger hastaliklari artti.

Bu durumda sentetik hormonlar, antidepresanlar ve stimülanlar kullanilmaya baslandi. Bu ilaçlar kisirliga ve ruhsal problemlere (kisilik degisimi, ahlakin bozulmasi), kisirlik ve kisilik bozuklugu tüp bebek üretimine sebep oldu. Nano ürünlerin yol açacagi felaketlerin büyüklügü ise tahminlerin çok üstündedir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —