Daha önceki bir yazimda Ittihat ve Terakki’nin aslinda yahudi siyonistlerin kurdugu, devlete sizmis paralel bir yapi oldugunu söz etmistim. Bu paralel yapi Türkçülük söylemlerini kendine maske yaparak önce Meclis-i Mebusana girdi. Sonra devleti yönetti. Önce güneyde Trablusgarp savasini organize etti kaybetti. Sonra Balkanlar’da bir sürü savaslar organize etti kaybetti. Doguda Ruslara savas açti, kaybetti. Burada Sarikamis dramatik bir mevzudur; 90 bin sehit verildi. Bir tek Çanakkale savasi kazanildi. Ancak 250 bin sehit vermemize neden oldu. Zaten sonrasinda da düsmanlari yine de Istanbula soktu. Mondros Mütarekesini imzaladi. Sonuç olarakü 1 milyona yakin vatan evladi Ittihat ve terakki döneminde sehit oldu. Tarihte görülmedigi kadar borçlandi. Bütün silahlarini kaybetti...
Öz cümle Ittihat ve Terakki hiç de çocuklarimiza ögretildigi gibi faydali isler yapmadi. Bilakis düsman bir yapi olarak karsimiza çikmaktadir.
Yani Ittihat ve Terakkinin faydali oldugu, birinci yalandir...
Ikinci yalan; 1. Inönü ve 2. Inönü savaslari... Bu savaslar olmamistir. Bunlar sadece ilk düzenli ordunun Yunanlilara taciz atislari yaptigi, birincisi 2 gün, ikincisi 6 günlük; sürekli mermi yakildigi bu taciz atislarina mukabil Yunanlilarin geri noktalarda mevzi aldigi operasyonlardir. Atatürk’ün Ismet Inönü’yü bir telgrafla övdügü bir tek yer burasi olacaktir. Ancak yalancilar bu iki operasyonu “savas” olarak tarihe yazdilar. Eger bunlar savas olsaydi, bu gün Irak ve Suriye operasyonlari on yüz bin kat savas olurdu!
Peki neden bu iki mevzi savunmasini savas olarak bize yutturdular çünkü, Ismet Inönü’nün Eskisehir Kütahya muharebelerini bir sürü hatalar yüzünden kaybetmesini ve Mustafa Kemal tarafindan Genel Kurmay baskanligi görevinden almasini ve yerine Fevzi Çakmak Pasa’yi getirmesini unutturmak.
Dolayisi ile Ismet Inönü’nün kurtulus savasinda çok da faydasi olmamistir.
Bu yüzden de Mustafa Kemal Ismet Inönü’ye bir komutan olarak çok da itibar etmemistir.
Kurtulus savasinin, esas savaslar kazanan kahramanlari; batida Fevzi Çakmak Pasa, doguda Kazim Karabekir Pasa’lardir. Peki bize ögretilen tarihte ne yaziyor?
Devam edelim...
Kurtulus Savasi kazaniliyor. Mustafa Kemal devletin kalkinmasi için çalisiyor.
Bunlardan en önemlisi parti çalismalari.
Mevcut parti kuruculari Mustafa Kemal Atatürk , Ismet Inönü, Celal Bayar olan Cumhuriyet Halk firkasi (CHP) ve sonrasinda muhalefet olarak Atatürk’ün önerisi ile yine Cumhuriyet Halk Firkasi içinden olusturulan Kazim Karabekir, Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy tarafindan kurulan Terakkiperver Cumhuriyet partisi.
Bu arada Basbakan Ismet Inönü’dür. Ama yine bir basarisizliklar silsilesi vardir. Baski ve Meclisi pas geçen uygulamalari ayyuka çikmisti. Terakkiperver Cumhuriyet Partisi bu basarisizliklari desifre etti. Sonuçta da Atatürk, Ismet Inönüye basbakanliktan istifa ettirdi.
Cumhuriyet Halk Firkasi (CHP) Fethi Okyar Basbakan oldu.
Ancak Terakkiperver Cumhuriyet Partisi halk nezdinde teveccühe mazhar oluyordu. Her geçen gün büyüyordu.
Ancak, Atatürk çok partili bir sistem istiyordu ama hükümeti kurmasini istemiyordu anlasilan. Muhalefet, halk nezdinde güçlenince Atatürk partinin kapatilmasini sagladi.1925
Sonra yine Atatürk’ün önerisi ile Serbest Cumhuriyet Firkasi kuruldu. Kurucusu da Basbakanlik yapan ve Atatürk’ün çok güvendigi Fethi Okyar idi.1930
Bu parti de ilk belediye seçimlerinde basarili olmus halkin büyük teveccühünü kazanmistir. Ancak yine parti belediye olusumlari ile birlikte hemen kapatilmistir.
Dolayisi ile o tarihlerde demokrasi çok istenirken, her zaman muhalefetin büyüdügü anda tehdit olarak görülerek, darbelere maruz kaliyordu.
Atatürk hükümeti düsürüyor Tekrar Ismet Inönü’ye hükümeti kurma görevi veriliyordu. Tarihte bu kesintiye yer verilmez ve Ismet Inönü kesintisiz Basbakanlik yapmis gibi anlatilir.
O tarihlerde CHP içinde Ittihat ve Terakki trolleri ve mason üyeleri agirligi vardi. Bu troller ve masonlar, kongrelerde sürekli Ismet Inönüyü seçtiriyor ve Atatürk her ne kadar pekçok defa görevden aliyor olsa da, dünya görüsü olarak çaresiz kaldigindan, hükümet kurma görevini veriyordu.
O tarihlerde CHP bin teskilat yapisi, Atatürk’ün gözetiminden çikmis, tamamen mason örgütleri, Ittihat ve Terakki artiklari ve Türk kimligine bürünmüs azinlik kökenli trollerin nüfuzuna geçmisti.
Simdi bugüne bakalim...
Bir anda CHP nin basindaki Deniz Baykal ekarte edilmis, yerine Kemal Kiliçdaroglu geçmisti. FETÖ darbe girisimi olmus sonrasinda da FETÖ ile irtibatli ve Ermeni kökenli oldugu ve Ülkücülerin içine sizdigi söylenen Meral Aksener, IYI Partiyi kurmustu.
HDP zaten tasnakçi komitacilarin olusturdugu, bölücü terörist PKK nin partisi idi.
Bu partilerin bu günkü söylemlerine ve siyaset etme sekillerine baktiginiz zaman 120-150 sene önceki, Ingiliz ve Fransiz elçilerden talimatlar alan, mason örgütleri ve yahudi ve Ermeni isadamlarindan fikir ve maddi destek alan Ittihat ve Terakki’nin siyaset etme üslubu ve söylemlerinin tipkisini görüyorsunuz.
Meral Aksener, “1908 ruhu” ve “istibdat” derken neyi kastediyordu?..
CHP sözcülerinin “Hareket Ordusu” düskünlügü neyin isaretidir?..
Ayni, iktidari ele geçirme senaryolari ve provakasyonlari karsinizda.
Velev ki iktidari ele geçirdiklerini hayal edelim. Karsimiza çikacak senaryo, Türkiye’nin bölünmesi ve zayiflamasi için gerekli yönetim boslugu yaratmak, Türkiye’yi savaslara sokarak, askeri ve ekonomik gücü yok etmek, aldigi borç paralari ödemeyerek temerrüte düsürülmüs bir ekonomiyi millete musallat etmek...