Ahsap camilerini verecegimiz Canik Bölgesi; Terme, Ikizce, Çaybasi, Ünye, Akkus, Aybasti, Kumru ve Fatsa ilçeleriyle sinirlidir.
Canik adiyla anilan daglar, Samsun’un Dogu’sunda baslar, Ordu Melet Irmaginda son bulur.
A. KABAYEL – A. D. VARILCI
ÜNYE TARIH ARASTIRMA GRUBU
Ahsap, haseb sözcügünün çoguludur, Arapça’dan dilimize geçmistir. Yakacak amaçli olmayip, yapi malzemesi olarak kullanilan agaç yahut keresteye denir. Türklerin ahsapla tanisikligi çok eskiye dayanir. Orta Asya kazilarinda Türklere ait oldugu bilinen çok sayida ahsap ürün bulunmustur. Pazirik kazilarinda ve Radloff'un 1865 yilinda Altaylar'daki kurganlarda bulunan ahsap esya ve yapi kalintilari bu konudaki ilk örneklerdir. Petersburg Müzesi'nde Hunlara ait agaç gövdesinden oyulmus islemeli bir lahit ve ahsap at kosumlari bulunmaktadir.
Türklerde Ahsap Isçiligi
Türklerin ahsapla yakindan ilgilenmeleri, içinde bulunduklari göçebe yasam tarziyla baglantilidir. Yerlesik toplumlarin ve kent yasaminin aksine; tas malzeme degil, tasinma ve kullanimi daha kolay olan ahsap tercih edilmistir. Tas malzeme kadar uzun ömürlü olmamasina karsin, göçebe tarzi yasam süren Türkler, konakladiklari yaylaklarda ve kislaklarda barinma ihtiyaçlarini ahsap malzemeden saglamislardir. Kil çadirlarinin yaninda ahsap yapilar kurmuslar; hayvan barinaklari için ahir, yiyecekleri muhafaza için ahsap semenderler insa etmislerdir.
Anadolu’da ahsap yapilar için çanti deyisi kullanilir.
Çanti teknigi denilen ve günümüze kadar ulasan ahsap yapi tarzi söyledir:
Yontulmamis agaç gövdeleri yahut 15 – 20 santimetre çapindaki tomruklar alt ve üstleri düzlenerek birbirinin üzerine yerlestirilir. Köseler geçmelerle birbirine kenetlenir. Ortaya dikilmis bir ahsap direk ve bu direge kirislenerek iki tarafli çatilmis tavandan olusan bu yapilar çanti adiyla bilinir. Yapim asamasinda çiviye gereksinim duyulmaz. Zamanla yerlesik hayata geçilerek, kütükler daha ince tesviye edilir ve tahta haline getirilir.
“Ahsap camilerin topraktan yukaridaki ilk kismini olusturan kiris/kalaslar dört tanedir ve kalin agaçlarin yonulmasi ile elde edilir. Alt kiris /kalaslar taslarin üzerine yerlestirilir ve uçlari bogaz açma suretiyle çivi kullanilmadan kare veya dikdörtgen biçiminde birbirine baglanir. Bu baglama isleminde kesinlikle demir çivi kullanilmaz. Kirislerin birlestigi yerlerde egedemiri adi verilen demir keskilerle dört köseli derin birer delik açilir. Agaç uçlari kertilip çatma basi geçme/taraklama usulü ile birbirine baglanir. Böylece her bir kiris/kalasin ucu, birbiri içerisine yerlestirilir ve açilan deliklere kara agu/komar agacindan yapilan agaç çivi çakilir.” [N. Demir, Trabzon ve Yöresinde Ahsap Camiler, s.7]
Böylece agaç yapi dengeye getirilerek insa edilir..
Bu teknik. sadece baraka, ahsap cami, mescit ve semender yapiminda degil, sivil mimaride de kullanilarak, yalilar, konaklar ve hatta iç yüzü alçiyla sivanan bagdadi köskler yapilmistir.
Çanti teknigine benzer bir baska yapi tarzi izba’dir. Rusça ev anlamina gelen izba; dilimizde los, nemli ve kuytu yer anlamina gelen izbe sözcügünün kaynagidir. Dogu Avrupa ve Kuzey Asya köylerinde çam agacindan yapilmis konutlara izba denir. Geleneksel olarak, iç yüzleri çaplanmis kütüklerin yatay olarak dizilmesi ve iki sagrili dik bisr damdan olusur.
XII. Yüzyil, Türklerin Anadolu'ya geldikleri, Islamiyeti benimseyerek yerlesik yasama geçmeye basladiklari bir dönemdir. Bu dönemde geleneksel ahsap yapi isçiligini, özellikle ormani bol bölgelerde uygulamislardir. Tas isçiligi Türkler’e, daha çok Romalilardan (Rumlar), Iranlilardan, Arap ve Ermenilerden geçmistir. Türklerin Anadolu'ya ayak basmalariyla insa ettikleri barinaklar, haliyle ahsap yapilardi. Göçebe yasam tarzina uygun semenderler, sadece hayvan barinagi, konut ve yiyecek ambari degil, ibadet amaçli camilerin ve mescitlerin de ayni tarzda yapilmasini zorunlu kiliyordu.
'Ahsap camilerin ilk örnekleri XIII. yüzyilin ikinci yarisinda Anadolu'da ortaya çikmistir.' [Islam Ansiklopedisi, Cilt 2, Sayfa 183]
Canik Bölgesinde Çanti Camiler
Canik adinin geçtigi ilk Türkçe metin 1244-45'te kaleme alinan Dânismendname’ dir. Eserde Canik’in sinirlari; Kuzey’inde Karadeniz, batisinda Samsun, Güney’inde Karakus (Akkus), Dogu’sunda Trabzon ve Bulgar Daglarina kadar olan kisimla gösterilir. Canik adiyla anilan daglar, Samsun’un Dogu’sunda baslar, Ordu Melet Irmaginda son bulur.
1870 Tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesi’nde Canik Sancagi Samsun merkez olmak üzere; Bafra, Çarsamba, Ünye ve Niksar kazalari ile Kavak, Alaçam, Terme, Fatsa, Bolaman ve Karakus nahiyelerini kapsamaktadir.
Ahsap camilerini verecegimiz Canik Bölgesi; Terme, Ikizce, Çaybasi, Ünye, Akkus, Aybasti,Kumru ve Fatsa ilçeleriyle sinirlidir.
“Cuma Camisi” olarak insa edilen bu tür camilerin, birden fazla köyün kontak noktasinda kurulmus olmalari sosyal açidan dikkat çekicidir. Hemen hepsi için anlatilan öykü, köyler arasinda itilaf çikmamasi için kuruldugu yere malzemelerin bilinmeyen güçlerce tasindigidir. Hiçbirinde minare yoktur.
Bölgemizdeki ahsap camilerin çogu, günümüzde de Cuma Camisi olarak kullanilmaktadir. Içlerinden en eskileri, çivi kullanilmadan, çanti teknigiyle insa edilmistir. Türk yapi sanatinin günümüze ulasan en eski örnekleri oldugu bilinmektedir. Ciddi onarimlardan geçen bu camilerin çogu orijinal konumundan uzaklastiklari gibi, bazilari kullanim disi kalarak yikilacagi günü beklemektedir.
Belirttigimiz bölgede tespit ettigimiz ve bizzat görme imkani buldugumuz 15 ahsap cami mevcuttur:
1- Terme Sögütlü Cami
2- Terme Merkez Pazar Camii
3- Ikizce Laleli Cami
4- Çaybasi Çayir Cami
5- Çaybasi Yeni Cuma Cami
6- Çaybasi Kargali Cami
7- Çaybasi Eski Asak Cami
8- Ünye Tekkiraz Kabadirek (Yayci) Cami
9- Ünye Yeniköy Merkez Cami
10- Ünye Dereköy (Ortaköy) Merkez Cami
11- Ünye Çatak Balcili Cami
12- Akkus Çaldere Köyü Cami
13- Aybasti Uzundere Melik Gazi Cami
14- Kumru Senyurt Eski Cami
15- Fatsa Asagi Yavas Cami (Geyikçeli, Salihli)
Tekkiraz Yayci Köyü'nde bulunan Kabadirek Camii, Tekkiraz Çaybasi arasinda kalan Yeni Cuma Camisi, Çaybasi Ikizce arasinda Çayir Camii ve Ikizce'de bulunan Laleli Camisi Ünye çevresi'nde ayakta kalan ve günümüzde kullanilmakta olan en eski ahsap camilerdir.
Kabadirek Camisi’nin insa tarihi Selçuklu dönemine kadar rivayet edilse de, elimizde yeterli veri yoktur. Zamanla onarim görüp dis duvarlari sivanmis olmasina ragmen, iç mahfil donanimi ve iç mekân duvarlari çanti tarzinin eski örneklerinden oldugu anlasilmaktadir.
Cornell Üniversitesi (ABD) Dendrokronoloji Bölümü Baskani Peter Ian Kuniholm’ün agaç halkalarindan tayin ettigi yas tayini sonucu; Miladi 1211 yilina tarihlenen Çarsamba Yaycilar Camisi, 1206’ya tarihlenen Çarsamba Mezarlik Camisi bölgenin en eski ahsap camilerdir. Bu tarihe yakin Sivas, Afyon, Aksehir ve Beysehir’de ahsap medreseler mevcuttur. Kuniholm’un Laleli Camisi ahsap aksaminda yaptigi yas tayininde ise, 450 - 500 yasinda oldugu tespit edilmistir.
1701 Tarihinde insa edildigi kitabesinden anlasilan Terme Sögütlü Cami, Kabadirek ve Laleli camisinden sonra listemizdeki camilerin en eskisidir. Eski ahsap camiler kategorisinde Yeni Cuma, Çayir Cami, Kargali, Asak, Çaldere, Uzundere, Senyurt ve Asagi Yavas camileri XIX. Yüzyil camileri olarak sirayi alirlar. Yeniköy ve Dereköy camileri ayni yüzyilin sonu ile XX. Yüzyilin basinda insa edilmislerdir.
Çatak Balcili Camisi’nin insaat tarihi 1929’dur. Listemizdeki en genç cami olmasina karsin, yapim teknigi ve görünümü tamamen eski çanti camilere benzemektedir.
Çanti camilerin yapimi
Çanti camiler, çevrede bulunan çesitli agaçlardan saglanir. Her agacin özelligi farkli oldugundan, yapinin degisik yerlerinde farkli agaçlar kullanilir. Kerestelik agaç, özsuyunun en az oldugu sonbahar ve kis aylarinda kesilir. Böylece bu agaçlardan elde edilen ahsap çürümeye ve kurutma sirasinda çatlama ve yarilmaya karsi dayanikli olur. Kimi agaçlardaki nisasta yaz aylarinda yaga dönüstügünden yazin kesilir. Çam türlerinin kesimi için reçine konumundan dolayi kis aylari tercih edilir.
Ahsabin güvenlikle kullanilabilmesi, çalismamasi (hacim degistirmemesi) ve kolaylikla islenilebilmesi için kurutulmasi gerekir. Temellerde kullanilacak tomruklar ise, kurutulmadan kaziklar haline getirilir ve sürekli su altinda kalacak biçimde kullanilir.
Kurutma isleminde tomruklar önce helezon biçimde yer yer soyularak her yaninin homojen olarak kurumasi saglanir. Üstü örtülü çardaklar altinda rüzgar yönüne dogru izgara biçiminde istiflenen kerestelerin nem orani birkaç yilda % 15’e kadar düsürülür.
Çanti camilerin temel aksaminda, neme dayanikli ve yogun bir dokuya sahip olduklari için kizilagaç ve mese tercih edilir. Yapinin diger ana aksamlari; döseme ve duvar için bölgede bulunabilirlik durumuna göre, kestane yahut gürgen tercih edilir. Bunlar geç büyüyen sert agaçlardir. Yas halkalari sik, öz isinlari belirgindir.
Ahsap yapinin incelik isteyen aksamlarinda ceviz, disbudak, gül, abanoz ve maun kullanilir. Hizli büyüyen yumusak agaçlar da islenmeye kolay olmalarina ragmen uzun ömürlü degillerdir. Kavak, ihlamur, sögüt türlerinden elde edilen ahsap uzun ömürlü olmadigindan, belli süre sonra yenilenmesi gerekir.
Ahsap, esnekligi, isiya ve suya karsi dayanikli olmasi, çesitli yöntemlerle dayanikliliginin artirilabilmesi, kolayca islenebilmesi ve bölgemizde bol bulunmasi nedeniyle tercih edilmistir. Ancak ahsabin organik yapisindan gelen bazi sakincalari mevcuttur. Niteliklerinin homojen olmamasi kullanim güvenligini azaltir. Nem etkisiyle büyüyen oylumu, kuruma neticesi küçülür (ahsabin çalismasi). Isiya fazla dayanikli degildir. Mevsimsel isi degisimlerinden etkilenir ve yanginlara dirençsizdir. Böcek, mantar ve bakterilerin etkisiyle çürür.
Bölgemizde agaç bol oldugundan çaglar boyu kullanilagelmis ve uygarliklarin ana malzemesi olmustur. Bu nedenle tas malzemede saglanan, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki gibi kalici eserler bölgemizde nadirdir.
Ahsap yapilardan günümüze kadar ulasan fazla eser yoktur. Çanti camiler eski ahsap yapilarin ve dolayisiyla eski Türk ahsap isçiliginin günümüze kadar ulasabilen ender örneklerindendir. Halen kullanilmakta olan çanti camilerden bazilari Kültür ve Tabiat Varliklarini Koruma Kurulu tarafindan tescil edilmistir. Kullanim disi kaldigi halde koruma altinda oldugunu ögrendigimiz camilerden biri Tekkeköy Kargali Camisi’dir.
Kargali Ahsap Cami
Koruma altinda olmasi, Kargali Camisi’nin akibeti hakkinda bize bir fikir vermemektedir.
Çaybasi ilçesinin Kargali Mahallesi’nde yer alan bu cami ve mektebi, yapim tarihleri ve insa biçimi olarak Çaybasi Çayir Camisi’ne benzemektedir. Her iki cami ve mektepler ne zaman ve kim tarafindan yaptirildiklari kesin olarak bilinmemektedir. Çayir Camii sadirvani üzerinde yer alan H. 1281 ve H. 1288 / M. 1864–65 ve M. 1871 tarihlerinden, her iki caminin de bu tarihlerde insa edilmis olabilecegini düsündürmektedir.
Canik’teki ahsap camilerin insa tarihleri birbirine yakin olanlarin plan düzeni ve süslemeleri de birbirine benzemektedir.
Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü Doçenti Dr. Ahmet Ali Bayhan’in tespitine göre; plan düzeni ve harimde kadinlar mahfilinde yer alan süslemeler dolayisiyla Kargali Cami, XIX. yüzyilin ikinci yarisina tarihlendirilebilir. Yine ayni arastirmacimizin tespitinde, 1985 yilinda harimin kuzey duvari kaldirilarak kuzey revak, iç mekâna dâhil edildigi, 1905 yilinda camide önemli bir tadilatin yapildigi belirtilmektedir.
Kargali ahsap cami, listemizdeki bazi camiler gibi tarihsel eser kaydina girmistir. Ancak 6 yildan bu yana terk edilmis durumdadir. Hemen üst kisimda yer alan mektep ve mezarlik yanina yeni bir cami insa edilmektedir. Halen yapimi süren bu yeni cami nedeniyle Kargili ahsap Camii tümüyle terk edilmistir. Eski ahsap caminin güzelligi ve ince ahsap isçiligiyle rekabet edercesine, bir cami insasina gidilmistir. Yeni caminin abartili süslemeleri, desenli parkeler ve çini islemelerle on yildan bu yana sürmektedir. Yüzlerce yilin birikimi, tarihi ahsap mimarisi ve islemeleriyle yok edilmektedir. Harim kapisinin hala ayakta duran söveleri üzerinde siralanan gülbezekler, eski Türk ahsap islemeciliginin günümüze ulasmayi basarabilen en güzel örnekleridir. Kabartmali yapraklarla stilize edilmis bir gülü andiran sekiz yaprakli gülbezekler (gülce) kadin mahfilini boydan boya donatmaktadir.
Kullanim disi kalan Kargali Ahsap Cami, diger çanti camilerden daha hizli bir biçimde yok olma sürecine girmistir. Sayilari her geçen gün iyice azalan tarihsel mirasimizin bu önemli parçasi, Laleli ve Yeni Cuma Camisi gibi Kültür ve Tabiat Varliklarini Koruma Kurulu tarafindan tescil edilmistir ancak; koruma altina alinmis olmalari, korunduklari anlamina gelmemektedir.
Ünye sehir merkezinde ise, bilinen en eski cami 1610 yapimi Büyük Cami’dir. Orijinalinin ahsap oldugunu tahmin ettigimiz ve yari – kargir olarak hatirladigimiz bu cami, 1987'de yikilarak yerine bugünkü Büyük Cami insa edilmistir. Bu cami disinda çok eski tarihlerde Ünye kent merkezinde baska ahsap camilerin oldugu muhakkaktir. Bugün hiçbiri varligini muhafaza edememistir. Elimizdeki tarihi ahsap camiler yörede yasayanlarin görgüsüne, kültürüne ve vicdanina terk edilmis vaziyettedir. Her biri Kargali ve Yeniköy ahsap camileri gibi, cami bahçesine dikilen yeni beton yapilara yerlerini birakmaktadir.
Koruma altina alinmayanlar çanti camiler, Kültür ve Tabiat Varliklarini Koruma Kurulu tarafindan tespit edilmeli, koruma altina alinmali ve korumak için gereken islemler acilen yapilmalidir.
Kaynaklar:
Prof. Dr. Necati Demir, Ordu Yöresi Tarihinin Kaynaklari IX. TTK Yay. 2006
Doç. Dr. Ahmet Ali BAYHAN Uluslararasi Sosyal Arastirmalar Dergisi, C. 2/7, 2009
Danismendname (Haz.: Necati Demir), Niksar, 1999.
Islam Ansiklopedisi
Oktay Aslanapa, Türk Sanati II, Basbakanlik Kültür Müs. K. Yay, 1973
Prof. Dr. Peter Ian Kuniholm, Dendrokronoloji, Cornell Üniversitesi Yay. (ABD)
Yasar Yücel, Anadolu Beylikleri Hakkinda Arastirmalar, Ankara, 1991.
Prof. Dr. Mehmet Özsait, Ark. Verilerin Isigi Altinda Ünye, 25. Arastirma Sonuçlari Toplantisi, c.2, Kocaeli 2007
Kaynak: Canik Dergisi 1ci sayi
9112,19%-0,60
38,56% -0,01
43,73% 0,26
4106,84% 2,20
6658,01% 1,86
Ordu
06.05.2025