ARTİZ GÖRME SEVDASI... ÜNYE’DEN ‘HASRETENGİZ PORTRELER…’ – HASAN BABAYİĞİT

ARTİZ GÖRME SEVDASI... ÜNYE’DEN ‘HASRETENGİZ PORTRELER…’ – HASAN BABAYİĞİT

İKSAN ABİ'NİN YERİ/ Mizahçı Karikatürist: İhsan KOCAGÖZ /Mizah Editörü: İsmâil CANBULAT

ARTİZ GÖRME SEVDASI...

HEPÜSÜNÜ KALEME ALAN: İKSAN ABÜ

KALEMDEN DAVŞAN YAPAN: CANBULA

 

Büyürken mahalle arkadaşlarımız, okul arkadaşlarımız vardı herkesin olduğu gibi…

Bir de Ünye Konak Sinemasından dolayı yeni arkadaşlar ile tanışmıştık; Ama bu arkadaşlar, bizim maalledeki uşaklardan acuk daa menşurdu! Altı-yedi yaşlarımdayken hayatıma girmişti bu arkadaşlar…

Bizler “Beyazperde Kuşağı” üzerine doğmuş nesiliz…

TV’nin, internetin olmadığı zamanlarda ünlü artizleri ya Hayat, Ses gibi dergilerde ya da sinemada görürdük! Yeşilçam, Amerikan filmleri, İtalyan westernleri, Çin karate filmleri…

Kimler yoktu ki aralarında. Ediz Hun'dan, Cüneyt Arkın’a, Kadir İnanır'dan, Kemal Sunal’a, Türkan Şoray'dan, Fatma Girik'e…

Bu arkadaşlarla bir gün yüz yüze gelmeyi ne kadar arzulardık. Onlar İstanbul’da, biz Ünye'de yaşadığımızdan dolayı bu hevesimiz kursağımızda kaldıydı…

Sonraları Ünye’ye tiyatro grupları ve konser nedeniyle gelen menşurlar, artizler oldu. Beyazperde’de seyrettiğimiz bu sanatçı arkadaşları görmek değişik bir duygu uyandırıyordu üzerimde. Onları karşımda kanlı canlı görmek sevindiriciydi.

15 YAŞIMDA İSTANBUL’A ÇALIŞMAK İÇİN GİTTİĞİMDE BOL BOL ARTİZ GÖRİİDUM ARTIK!

Eee… Tarlabaşı’nda çalıştığım lokanta, Ünlülerin mekânı olan, evlerinin olduğu Yeşilçam Sokağı’na, Beyoğlu’na, Taksim’e çok yakındı tabiii!

*********************

ÜNSAL EMRE VE KAMURAN AKKOR

1985 yılı… İstanbul’a geleli bir yıl olmuştu. Beyoğlu Tarlabaşı’nda oturuyordum. İzinli bir günümde film çekimine denk geldim…

Kalabalık seyirci topluluğu yerini çoktan almıştı. Beyoğlu’nun arka sokaklarında bir yerdi burası.

Kamuran Akkor’un bir sahnesi çekiliyordu. Kısa bir süre sonra, bir otomobil ile Ünsal Emre geldi. Beyaz takım elbise giymişti. Dokuz on tane değişik pozlarda fotoğraf çekilip gitti.

Filmin başrol oyuncusuymuş. Film afişi için çekilmiş o fotoğrafları.

Sadece Konak Sineması perdesinde gördüğüm artizleri kanlı-canlı görmek değüşük bi duyguydu! Ben de gendümü ünlülerle arkadaşmışım gibi hisettiydim u an

************

EŞREF KOLÇAK

Aynı yıl, yine izin günüm… Beyoğlu İstiklal Caddesi’nin Yeşilçam Sokağına bakan bir caddesinde gördüm klas artistimiz Eşref Kolçak'ı…

Ne tuhaf; sen onu u gada gendüne yakın hissediisun, ama o seni hiç tanımaayi! Yanından geçip gidiyor… Bu acayip bir duygu uyandırıyor insanın üzerinde…

Ama işte, “bi tane daha gördüm” diyorsun, belki arkadaşlarına ballandırarak, gururlanarak anlatıyorsun. (Neyin gururuysa işte!)

******************

KAZIM KARTAL

1986 Yılının Mart ayı gibi, çırak olarak Cihangir’deki Zümrüt Fotoğraf çalışıyorum… Cihangir o zaman kendi halinde; Henüz sanatçı istilasına uğramadığı yıllar…

Bir gün stüdyonun önündeyim. Yukarı caddeden aşağıya doğru biri geliyor. O kadar tanıdık biri ki bu kişi…(?)

Anaaam! Biraz dikkat edince unun Kazım Kartal olduğunu anlamiim mi!? Geldi geldi… Ve… Evet, o da diğerleri gibi önümden geçiiip gitti!

 

(Eee tabii, henüz “Menşur İksan Abilerini” tanımiilarki; U gada olu!

************

 

ÜNYE’DEN “HASRETENGİZ PORTRELER…”

 

HAMİDİYEMİZİN GÜZEL HASAN AMCASI...

1970'li yılların sonları.

Ünye'de Yeşilçam ve karate fimlerinin en revaçta olduğu yıllar.

O dönemde hepimizin “hayat okulu” gibi olmuş Konak Sineması ve Ünye Belediye Sineması bu filmleri gösterime sunan Ünye'nin iki ayrı sinemasıydı.

Bizde çocukluğun yanı sıra, harçlığımızın olmadığı zamanlardayız. Hani ezkazâ harçlık geçerse elimize soluğu sinemada alıyoruz.

 

Ünye Hamidiye Mahallesi Mescit Sokak’tan komşumuzdu Hasan Amca. Onun bilet gişesinde görevli olduğu zamanlar sinemaya beleş girme şansımız oluyordu.

Belediye Sineması girişinin solunda hem kuru kahveci hem de büfevâri bir dükkân vardı. Bu dükkânın bir kenarında durarak sinemanın gişesini gözetlerdik.

Gişede oturan bizim Hasan BABAYİĞİT Amca ile göz teması kurmaya çalışırdık. Hasan Amca ile göz temasını sağladığımız an, hemen Küçük Emrahvâri bir yüz yapısına bürünürdü yüzümüz.

Bizim bu acılı yüz halimizi gören Hasan Amca, trafik polisi edası ile kolunu kaldırarak geç işareti verirdi. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak sinema salonundaki boş koltuklara kendimizi atardık.

 

Bir ikindi namazı öncesi Hasan Amcayı Büyük Cami’nin avlusundaki bir bankta otururken gördüm. Görüşmeyeli yıllaaar geçmişti aradan.

Ezan saatine kadar biraz muhabbet ettik kendisi ile. Seksen dört yaşında olmasına rağmen iyi gördüm kendisini. Maşallahı var diyebilirim.

Kendisini Ünye'nin kırmızı çizgisi olarak görüyorum.

************