Çanakkale Savaşları’na Katılan yabancı askerlere Türkleri Nasıl Tanıttılar? Savaşa gelen askerlerin Dini ve Etnik yapısı

Bu bölümde, Çanakkale Savaşları’nda yer alan İtilâf askerlerinin etnik-dinsel yapısı, askerlere çizilen Türk imajı işlenmeye çalışılmıştır.

Canik Dergisi 6.04.2019 09:03:33 2944 0
Çanakkale Savaşları’na Katılan yabancı askerlere Türkleri Nasıl Tanıttılar? Savaşa gelen askerlerin  Dini ve Etnik yapısı

Yasar KARADUMAN

Çanakkale’ye gelen Ingiliz, Fransiz ve sömürgelerinden getirdikleri askerlerin degisik etnik ve dinsel kökenleri vardi. Bu askerleri tek bir ülkü etrafinda toplamak oldukça zordu.

 Itilâf Devletleri askerlere olumsuz bir Türk imaji çizmislerdi. Böylece, askerlerin  basarili olacaklari ve savasma güçlerinin artacagini sanmislardi.

ÇANAKKALE SAVASLARI’NDA

YER ALAN ITILAF ASKERLERININ

DINI-ETNIK YAPISI

 Çanakkale Savaslari’na katilmak üzere Misir’da toplanmaya baslayan Itilâf Devletleri ordusu, degisik etnik ve dinsel kökenden gelen askerlerle rengarenk bir görüntü sergilemisti. Ayrica, yabanci lejyonerler, Hindistan’dan gelen Gurkhalar, Sikhler, dogulu Yahudi ve Rumlar’dan olusan amele taburlari, Kuzey Afrikali, Cezayirli piyadeler, Anadolu’dan göç etmis  olan Rumlar, Filistin’den göç etmis olan Yahudi gönüllüler ve son olarak da tamamina yakini gönüllü olan Avustralya ve Yeni Zelandalilar, toplanma yerinde hazir bulunmuslardi.

Ingiliz ordusunda yer alan Hintliler, Sikh, Pathan, Jat, Gurkha, Bahici, Madrassi, Rawalpindi, Napal gibi degisik etnik kökenlerden bir araya getirilmis bir güçtü ve bunlarin birçogu farkli dini inançlara mensuptu.

Bu gruplarin içinde Gurkhalarin farkli bir önemi vardi. Bunlara Hint ordusu içinde ortaya koyduklari savasçi kimliklerinden dolayi “seçme asker” adi verilmisti.

Ingiliz ordusunda savasan sayica en önemli unsur, Yeni Zelandalilar ve Avustralyalilardi. Bunlarin hiçbirinin savas deneyimleri yoktu ve Çanakkale Savasi için kendilerine bir ay gibi kisa bir süre askeri egitim verilmisti.

New Zeland Army Corps- adiyla geçecek bir askeri güç olusturarak Ingiliz ordusu içerisinde Gelibolu’ya, hiç tanimadiklari, bir “düsmanla” savasmaya gelmislerdi.

Ingiliz asilli koloni askerlerinin olusturdugu Anzak birliklerinin bir kismini da, Yeni Zelanda’nin kuzeyinde yer alan Polinezya adalarindan gelen Maori ve Cook Adalar Toplulugu ve Ellice-Gilbert Takimadalarindan gelen Raratongan adi verilen yerliler olusturmustu.

Bunlar oldukça savasçi bir yapiya sahiptiler ve hiçbiri Türklerin kim olduklari ve Türkiye’nin nerede oldugu hakkinda en ufak bir bilgiye sahip degildi.

Türkler, “Anzak” kelimesinin ne anlama geldigini esir alinan askerlerden ögrenmislerdi, esir alinan ve sorgulanan bir Avustralyali askere Anzak kelimesinin anlaminin soruldugu, Ingiliz’in ise, Anzak kelimesinin “Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu” anlamina geldigini söyledigi belirtilmisti

 

Maoriler

Maori savaslarinin tanidik bir biçimi vardi. Savaslar daima öç alma duygusunu ortaya çikartirdi ve bir grubu baskina gönderip düsmani öldürmekle bu duygu bazen körelmezdi. Maori savasçilari korkunç derecede acimasizdi.

 

ÇANAKKALE SAVASLARI’NDA

YER ALAN ITILAF ASKERLERININ

DINI-ETNIK YAPISI

Misir’da toplandiklari sirada kendi “baslarina buyruk” olarak her gece binlercesi atlarina binerek kahvelere ve “uygunsuz” yerlere gitmisler ve sehir hayatini da yaptiklariyla çekilmez hâle getirmislerdi. Belki de bu “basina buyruklugun” en önemli nedeni, bunlarin hepsinin ilk kez savasa gidiyor olmalariydi. Zaten askeri disiplini saglayacak yeteri kadar zaman da kalmamisti.

 

Yeni Zelandalilar

Yeni Zelandalilar, tepesi kesik hatlarla dörtgen seklinde bastirilmis bir  sapka giymislerdi. Sapka seridinin ortasinda kirmizi bir çizgi vardi. Ceketlerinin omuzlarinda “New Zeland” kelimelerinin bas harfleri olan “NZ” rumuzu takiliydi. Avustralyalilar, sapkalarinin tüfek asilan sol omuz tarafini yukari bastirmislardi.  

 

Rumlar

Itilâf Devletleri ordusunda bulunan unsurlardan birisi de, savas öncesinde Anadolu’dan göç etmis Rumlar ile adali Rumlardan olusan gönüllülerdi. Bunlar ananevi olarak yürüttükleri bir politikanin sonucu olarak hem eski yerlerine geri dönmek hem de önceden beri buralarin “Rum topragi” oldugu düsüncelerine  hizmet etmek için Itilâf ordusu içinde yer almislardi .

Bu düsüncelerinden hiçbir zaman vazgeçmemisler ve firsat buldukça bu amaçlarini gerçeklestirmek için girisimlerde bulunmuslardir.

 

Yahudiler

19cu yüzyilin sonlarinda Suriye ve Filistin’den göçeden Yahudilere gelince, genelinin Rusya’dan gelen ve Wardian kampinda yer alanlarla Suriyeli Yahudi Mülteciler Alayi- daha çok bilinen tanimi ile Siyonistler, 500 ile 750 kisilik bir katirli Yahudi birligi olusturulmustu.

Bunlar da kendilerine sözü verilen bagimsiz Yahudi Devleti vaadine  güvenerek cepheye kosmuslardi. Ingilizler, Yahudilerin bagimsiz devlet kurma hayallerini de çikarlarina uygun bir hâle getirerek onlarin bu düsüncesinden yararlanma yoluna gitmislerdir. Yahudiler’e verilen vaatler sonucu, birçok Yahudi gazeteci ve bankerin destekleri saglanmak istenmisti.

 

Afrika Müslümanlari

Itilâf ordusunda Çanakkale’ye Türklerle savasa getirilmis, sayilari az da olsa, Kuzey Afrika Müslümanlarindan da asker vardi. Bunlar Sudanli, Senegalli, Fasli gibi Fransiz sömürgelerinden zorla getirilmis askerlerdi. Itilâf Devletleri’nin sömürgelerinden asker alma yöntemi ile ilgili en çarpici bilgiyi, Fransiz ordusunda Çanakkale’ye savasmaya getirilmis olan ve Agustos ayi ortalarinda esir alinan Senegalli bir askerin ifadesi açik ve net olarak vermisti.

Senegalli Müslüman asker ifadesinde, Fransizlar’in kendilerini nasil zorla askere aldiklarini ve kendilerine Türkler’i nasil tanittiklarini söyle anlatmisti:

“… Ben Senegalliyim ve babamin adi Muhammed’dir. Fransizlar dini inançlarimizin gerektirdigi ibadetleri yerine getirmemize izin vermiyorlar. Bizi memleketimizden zorla toplayip kopararak buraya getirdiler ve hemen savasa sürdüler. Biz Müslümanlarla savastigimizi bilmiyorduk. Ülkemizle ilgisi olmayan bu topraklarda savasmak istemiyoruz.

Türkler hakkinda bilgileri yoktu

Çanakkale’ye Türkler ile savasmaya gelen askerlerin çogunun gerçek anlamda Türkler hakkinda neredeyse hiçbir bilgisi yoktu.. Savas sirasinda yaralanip esir alinan Itilâf askerleri ile tedavi gördükleri Istanbul’daki askeri hastanelerde görüsen Alman asilli Amerikali gazeteci Schreider, izlenimlerini bir rapor hâline getirerek bunu Alman makamlarina sizdirmisti. Söz konusu rapora göre, Gelibolu'ya çikarma yapilacagi belli olunca Kahire, Sidney, Melburn, Vellington ve Londra gibi büyük sehirlerde yayinlanan gazeteler, Türkler aleyhine ön yargili bir kamuoyu olusturmak için, savas esirlerine çok kötü davranildigini da içeren yogun ve yaygin bir karalama kampanyasina girismislerdi.

Bu propagandaya maruz kalan Anzaklar’in savasacaklari Türk askeri ile ilgili kanaatleri söyleydi: “ Acimasiz, vahsi, barbar Türk...”

 

Pte Jonatham Walling adindaki bir Ingiliz askeri, esir alindiginda yapilan sorgusunda, “Türkler esirleri kesiyor, bundan dolayi bir Ingiliz, intihari esarete tercih etmektedi ” demisti

 Ingiliz ordusunda savasa katilmis bir Avustralyali asker ise Türkler hakkinda birçok yanlis  bilgiye sahip olduklarini ve savastiklari düsmandan tam olarak haberdar edilmediklerini belirtmisti.

Bu asker, esir oldugunda verdigi ifadesinde,  “biz Almanlarla savasmak için getirildik. Karaya çiktigimizda ise Türklerle savastigimizi anladik. Bize, Türklerin esirleri kestikleri söylenmisti” 

17 Mayis 1915’te esir alinan Avustralyali bir er ile bir çavus yapilan sorgularinda,  Türklerin neredeyse “insan yiyen yamyamlar” olduklarinin kendilerine ima edildigini söylemisti “.

 

Almanlarla Savasa Gidiyoruz Sandik

 Almanlara karsi savasa gidiyoruz diye karaya çiktik. Türklere karsi savastigimizi anlayinca çok sasirdik.. Türklere esir olursaniz sizi bir taraftan keserler bir taraftan da yerler diye içimize korku saldilar.

Kumkale’de yasanan çarpismalarda esir olarak ele geçirilen 500 kadar Türk, küçük nakliye araçlari ile bir Fransiz savas gemisine götürüldügünde, gemideki herkes küpesteye toplanmis, heyecanli bir ruh hâli içinde Türk esirlerine bakmislar ve esirlerin arasinda Alman askeri aramislardi.

 

 

Çanakkale’de savasmis bir Avustralyali olan Allan Jack Mauriceton, kendilerine çizilen Türk imaji ile ilgili olarak, “... O sirada bize verilen bilgiler, Türk askerlerinin barbar olduklari, esirlere çok fena muamele yaptiklari idi. Gelibolu’ya çikip savasa girdikten sonra, tanigi oldugumuz gerçeklerle, bütün bunlarin ne kadar yalan oldugunu anlamakta gecikmeyecektik...”

 

 Avustralyali bir baska asker J.L. McKinley, Türklerle ilgili önceden kendilerine verilen bilgilerin yanlisligini daha sonra “...

Gelibolu’nun kan ve duman içindeki savas alaninda tanidigimiz Türk askerine, hiçbir zaman kin ve nefret beslemedik. Gelibolu’ya giderken onlarin ne türlü kötü muameleler yapabilecekleri hususunda verilen bilgilere, yapila gelen tüm olumsuz telkinlere karsin, Türk askerinin mert bir savasçi oldugunu, olaylar içindeki tecrübelerimizle anlamistik...

Itilâf Ordusu’nun komuta kadrosundakiler, askerleri esir düsmemeleri için, Türklerin esirleri parçaladiklari ve hatta yedikleri gibi düzmece yalanlarla korkutmuslardi. Ancak esir düsen Itilâf askerleri bunun hiç te böyle olmadigini esir olduklari günden itibaren görmüslerdi. Gerek doktorlarin gerek hasta bakicilarin gerekse de subaylarin esirlere yaklasimlari karsisinda saskina dönen Itilâf askerleri, ailelerine ve yakinlarina yazdiklari mektuplarda bunu açik olarak ifade etmislerdir.

Uçagi düsürülerek yarali olarak ele geçirilen ve hastanede tedavi altina alinan bir Ingiliz subayi ailesine içinde bulundugu durumunu ve yasadiklarini su cümlelerle anlatmisti: “Sevgili Annecigim, Sagligim eski hâline geldi. Bir iki gün sonra Türkiye’deki Ingiliz ve Fransiz esirlerinin bulundugu yere sevk edilecegim. Herkes bana fevkalâde nezaket ve samimiyet göstererek, sigara vs. ikram ettiler ve beni teselliye çalistilar.

 

Çikarmadan önce Türkler hakkinda yanlis bilgilere sahip olan Itilâf askerlerinden bazilari esir olduktan sonra Türklerden gördükleri iyi muamele karsisinda oldukça sasirmislardi. Iste bu saskinligi yasayan askerlerden birisi anne ve babasina yazdigi mektupta bu zamana karsilastigi insanlarin en iyisinin Türkler oldugunu yazmisti.

Sonuç olarak, Çanakkale Savasi öncesi ve sirasinda Türklerle ilgili bilgilerin dogru verilmemesi, Itilâf askerleri arasinda Türkleri küçümseyici bir ruh hâli dogurmustu. Gerçeklerle yüzlesen Itilâf askerleri, durum karsisinda sasirmislar, bu da savasma güçlerine etki etmisti. 


  • Pazar 13.9 ° / 7.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 12.3 ° / 5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 15.6 ° / 8.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9724,50%-0,42
  • DOLAR

    35,19% 0,30
  • EURO

    36,73% 0,92
  • GRAM ALTIN

    2968,28% 1,32
  • Ç. ALTIN

    4806,92% 0,71

Ordu

22.12.2024

  • İMSAK 06:11
  • GÜNEŞ 07:43
  • ÖĞLE 12:32
  • İKİNDİ 14:50
  • AKŞAM 17:11
  • YATSI 18:38
https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593