Canik Dergisi
Ünye, çevre il veya ilçelerde genç kizlarin ve bayanlarin baslarina örttükleri dört kenari oyali (islemeli) örtülere “çember” denir. Bazi yörelerde yazma derler; “Oyali Yazma.” Bizde, “Oyali Çember.” denir OYA, süslenmek ve süslemek ihtiyaciyla yapilan ve teknigi örgü olan bir sanattir.
“Çemberimde Gül Oya.” Bir Çanakkale türküsüdür. Biz bu türküyü asagida okuyacaginiz “Ünye Oyalarinin Dili” adli arastirmamiza baslik yaptik.
Ünye’deki oya ve çember gelenegini bu konuda genis bilgisi olan Ortamahalle Muhtari Seyhan Ihtiyaroglun’a sorduk Seyhan Hanim kendisin de zaman zaman oya ve çember isleri yaptigini bu gelenegin mahallemizde ve hatta sehrimizde çok uzun yillardan beri devam ettigini söyleyerek sunlari eklemistir:
“Oya geleneginin çek eskilere dayandigi hatta Türklerin Ortaasyadan getirdigi bir süsleme sanati oldugu söylenir. Mahallemizde Rum ve Ermenilerin de çok olusu bu oya ve isleme sanatina renk katmistir.. Ilk çemberleri yazma olarak Tokat’tan almislardi. O zaman ki çemberler küçük idi, simdikiler ise büyük ve farkli, her çemberin farkli oyalari var.
Oya, sözsüz bir dildir. Kadinlarin iç dünyalarinin en güzel ifadesi. Öfke, kizginlik, sevinç, üzüntü, aci her türlü duygu oyalarin ilmeklerinde anlam bulmustur..
Kenarlari oyali çemberlerin kullanilis amaci çok çesitlidir.
Oda Takimlari, Yatak Örtüsü, Esarp, Bas Örtüsü Kenarlari, Abajur, Para Keseleri, Bluz, Gecelik Yakasi, Mendil Süslemesi ve Yaka Ignesi gibi süslemelerde kullanilir.
Köylerde gelin olacak genç kizlarin çeyiz sandiklarinda olmazsa olmaz tek el isi çalismasi, “Oyali Çemberlerdir.” Genç kizlar, yeteneklerini ve el becerilerini bu isle sergilerler.
Oyali çemberler; igne oyasi, boncuk oyasi, tig oyasi, mekik oyasi, olarak yapilmaktadir,
Oyalarin motifleri, dogada bulunan bitkilerin yapraklarindan ve hayvanlarin güzelliklerinden alinmistir.
Çemberi örtünecek kisinin yasi da önemlidir. Genç kizlar; daha canli, renkleri, can alici çemberleri kullanirken, evli ve orta yas kadinlar daha olgun gösteren “agir” oyalar kullanirlar.
Oylarin Dili
Satin alinan çemberin, önce dört kenari igne ile çitilir. Çitme isi özenli yapilmazsa çemberin katlanirken kusurlari ortaya çikar. Kisacasi uçlari birlesmez. Bu da isçiligin kötü oldugunu gösterir. Çitlenen çembere dogrudan oya yapildigi gibi, daha önceden zincir seklinde yapilan oyalarda geçirilebilir. Oya çok iyi ise, kullanilan çember eskiyince oya sökülüp, baska çembere geçirilebilir.
Her oyaninda bir adi vardir. Bu oyalarin adi köyden köye degisebilir. Degisik isimlerle yapilan oyalar her zaman bulunabilir.
Bazi igne oyasi isimleri söyledir:
“Bebek Oya, Berber Aynasi, Kelebek Oya, Karpuz Çekirdegi, Kasimpati Oyasi, Simsir Yapragi, Seftali Çiçegi, Tekerlek Oya, Horoz Ibigi, Simbil Oya, Dört Kizarasi, Erik Çiçegi, Çam Oya, Kese Oyasi, Günebakan Oyasi, Patates Çiçegi, …
Çemberlerin, basa baglanis
sekilleri de farkli farklidir.
Bir genç kizin çember baglamasi ile evli birinin çember baglamasi farklidir. Bu baglama sekilleri, Bati Anadolu’da, “Yörük kültürünün” hâkim oldugu her yerde vardir. Küçük farkliliklarla, asagi yukari aynidir.
Eskiden dügünlerde, “sepi” serilirdi. Evlenen genç kizin çeyizi herkese gösterilirdi. “Sepi” serilince, en göz alici çeyiz parçalari “Oyali Çemberler” olurdu. Kaynak: S. Odabasi
Oyalar Ne Anlatiyor
Eskiden kocaya darilmak, kaynanayla atismak, eltilerle kavgaya tutusmak edebe aykiri oldugu için kadinlar dile getiremedikleri hislerini oyalar araciligiyla anlatirlarmis.
Oya, sözsüz bir lisan Anadolu kadini için. Bir nevi ifade araci… Kadinlarin iç dünyalarinin en güzel ifadesi. Öfke, kizginlik, sevinç, üzüntü, aci her türlü duygu oyalarin ilmeklerinde anlam bulmus bu cografyada.
Bu nedenle Anadolu’da yapilan her oyanin özel bir adi var. Kaynanasina iyi bir mesaj iletmek isteyen yeni gelin, çayir çimen oyasi islenmis yemeni hediye ediyor ki, aramiz çayirlar gibi püfür püfür, çimenler gibi iç açici olsun diye.
Hayatindan hosnut olmayan bir gelin killi kurt oyasi islenmis yemeni ile arz-i endam ediyor sokaklarda. Felegin çemberinden geçmis bir kadinin yemenisini ise çarkifelek oyasi süslüyor. Mutlu olamayip, gün yüzü göremeden kocasindan ayrilan kadin, agitini çarkifelek oyasina yakiyor.
Genellikle kari-koca, elti, gelin-kaynana arasindaki iliskilere atifta bulunan anlamlar tasiyor oyalar. Her ilmek, iliskileri düzenlemek için atilmis sanki. Kaynanadili, berber aynasi, gülen bebek oyasi, Medine çiçegi, kirpik oyasi, baharli biber, enginar çiçegi oyasi…
.
Oyalardaki gizli mesajlar:
Üzüm Oya: Ömür boyu tatliligi simgeler. Özellikle kayinvalide bohçasina konulur.
Sarmasik Oya: Gelinin kayinvalidesine duydugu sevgi ve muhabbeti simgeler.
Biber Oya: Gelin bohçasinda özellikle kullanilmaz çünkü tatsizligi ve aciyi simgeler. Yasamindan memnun olmayan gelinler durumlarini ailelerine biber oyasi yaparak anlatirlar. (Biber bahari çiçegi: Kocasiyla arasi nahos olan yeni gelin bu oyayi baglar. Eger kirmizi aci biber oyasi taktiysa basina kocasiyla arasinin kirmizibiber gibi aci oldugunu belirtir.)
Kaynana Dili: Gelin - kayinvalide geçimsizligini ifade ettigi için dügün bohçasina konulmaz
Genevir Oya: Ogullarini evlendiren anneler, agirbasliligi simgeledigi ve iki renkle yapildigi için, duruma göre hareket edeceklerini belirtmek üzere kullanirlar.
Elma Çiçegi: Bahari ifade eder. Sevinç ve müjde anlamlariyla yüklüdür. Kayinvalide, görümce ve elti gibi yakin akrabalara hediye edilir. Bebek bekleyen yeni gelinler müjdeyi çevrelerine elma çiçegi oyasi isleyerek verirler.
Asker Oya: Esleri ya da çocuklari askerde olan arkadaslar kullanir. Böylece çevredekiler esi askerde olan genç gelinlere daha bir özen ve saygi gösterirler.
Karanfil Oya: Güzellik, hosluk, memnuniyet ifade eder. Gelin bohçasinda kullanildigi gibi, çok sevilen dostlara hediye edilir. Evlenecek gençlere çeyizlik hediye yapilacaksa özellikle tercih edilir.
Oyalarda renklerin anlattiklari
Sari renkli yemeniler yeni dogan bebeklerin üstüne örtülür. Çünkü sariliga engel olduguna, var olan hastaligin da geçecegine inanilir. Mavi renkli yemenilerin ise nazardan koruduguna inanilir. Yesil ve tonlari gelinin evde mutlu oldugunu, sari oya mutsuz, halsiz ve bezginligini ifade eder.
Yüzlerce yillik geleneklerle Anadolu kadini, birçok kez içine attiklarini, konusamadiklarini; kisaca açikça aktaramadiklarini oyalarla anlatma yoluna gider. Kadinlarin tercümani olmustur oyalar. Papatya oyasi 'temizligi ve safligi', kir meneksesi 'yalnizligi ve çekingenligi', mor sümbüllü oya, 'gönlüne ask atesi düsen genç arkadaslari' simgelerken sari nergisler, 'ümitsiz aska düsüp, gönül acisi çekiyorum' demeye gelir. Kaynak:Ali AYDIN
Canik Dergisi Sayi 16
9974,99%0,26
35,26% 0,32
36,72% 0,20
2989,67% 0,41
4794,85% 0,00
Ordu
28.12.2024