Günümüzde pek çogumuzun hatirlamadigi bu unutulmaz Pasa’nin asil adi
Bugün tarih kösemizde Birinci Dünya Savasi sonlarinda geçmis hiç bilinmeyen bir kahramanlik hikayesi var :
Medine Savunmasi
Medine Savunmasi tarihteki adi ile Medine Müdafaasi Birinci Dünya Savasi sonlarinda bütün cephelerde yenilmis Osmanlinin son kahramanlik hikayesidir
Medine Müdafaasi Nedir?
Birinci Dünya Savasi baslarinda Osmanli Devleti, Balkanlardaki ve Afrika’daki topraklarini kaybetmisti. Arap memleketlerinde de durum farkli degildi. Ingiltere bölgedeki petrol kaynaklari için gözünü Osmanli Devleti’nin Arap topraklarina dikmisti.
Birinci Dünya Savasi iste böyle bir ortamda baslamisti.
Bu dünyanin atese ve kana boguldugu ortamda Peygamberin kabrinin bulundugu Medine’yi savunmak ve sehri korumak üzere 23 Mayis 1916’da Fahrettin Pasa görevlendirildi.
Iste tarihe altin harflerle yazilan “MEDINE MÜDAFAASI” böylece basliyordu. Fahrettin Pasa ve askerlerinin yazdigi bu destan Temmuz 1916’dan Ocak 1919’a kadar sürecek, Peygamberin kabrini düsmana birakmamak için Peygamberin torunlari olan isyancilara karsi mücadele edilecektir. . Fahrettin Pasa bu savunmada Peygamberin sehrini ve kabrini torunlarina karsi korumustur.
Ömer Fahrettin Pasa (Türkkan), (1868, yilinda Bulgaristan’in Rusçuk – kasabasinda dogmus 1948, Istanbul’da vefat etmistir.
Birinci Dünya Savasinin Osmanlinin yenilgisi ile bitmesi sonunda Osmanlinin teslim oldugu Mondros Anlasmasindan sonra, anlasmayi tanimayan ve teslim olmayip Medine'yi 72 gün daha Ingilizlerle birlikte hatreketv eden Peygamber torunlarina karsi savunan Türk kumandanidir. Ingilizler ona Medîne müdâfii Türk Kaplani, Çöl Kaplani, Medine Kahramani adini takmislardir.
Medine'deki Osmanli birligi, silah birakan son Osmanli birligi olmustur..
Fahrettin Pasa’nin
Unutulmaz Medine Savunmasi
Medine savunmasi, bir Osmanli pasasi olan Fahrettin Pasa’nin bir kahramanlik, vatan ve Peygamber sevgisidir.
Medine Savunmasi Ingiliz oyunlariyla, Osmanliya karsi isyan eden Araplarla yapilan savastir.
Bu savasta Istanbul’dan Medine’ye uzanan teren yolu Araplar tarafindan sökülmüs, yardim gelmeyince Fahrettin Pasa ve askerleri Medine’yi Savunmakta zorlanmislar, aç ve susuz kalmislardir.
Açlikla, susuzlukla, 50 dereceyi asan kavurucu sicaklarin yaninda, Ispanyol Nezlesi ve askerin dislerini ve çenesini çürüten Iskorpit hastaligi olmak üzere türlü hastaliklar ve agir çöl kosullariyla da savasarak Hz. Peygamber’in kabrini son ana kadar savunmuslar, padisahtan gelen teslim ol çagrisina uymamistir.
Bu mücadele esnasinda en temel sorun açlik ve susuzluk olmustur. Ingiliz ajani Lawrence ve Araplar tarafindan su kaynaklari zehirlenmis, Medine’ye gelen trenlerdeki aksamalar hem askeri hem de halki yiyecek sikintisi ile karsi karsiya getirmis, halkin önemli bir kismi sehri terk etmek zorunda kalmistir.
Medine’deki direnisi kirmak isteyen Ingilizler Hicaz Demiryollarini bombalamis Medine’nin dis dünya ile baglantisi tamamen kesilmisti. Buna ragmen Peygamber’in kabrini birakmamakta kararli olan Osmanli askeri un stoklari azalinca hurma çorbasi içmis, hurma çekirdeklerini ögüterek elde ettikleri undan ekmek yapmislardi.
Çekirge Yiyerek Savundular
Hicaz Demiryolu’nun Medine’ye yakin istasyonlari düsman eline geçmis, sehre erzak girisinin kesilmis ve direnisin en zor günlerine gelinmisti
Bu günlerde çok ilginç bir olay yasanir. Medine’yi çölden gelen çekirgeler basmistir.
Fahrettin Pasa, askerlerini toplayarak; Peygamber Efendimiz döneminde de Hicaz’da çekirge istilasinin yasandigini ve sahabenin çekirge yedigini
çekirge yemenin sünnet oldugunu anlatarak su bildiriyi yayinlamisti: “Çekirgenin serçe kusundan ne farki var? Uçar, yesilliklerle beslenir, temiz ve taze olan yiyecekleri yer… Hicaz, Yemen, Asir Araplarinin baslica gidasi çekirgedir. Bedeviler saglamlik ve çevikliklerini çekirgelere borçludurlar… Hekimlerimiz de çekirgenin sifa verici ve besleyici oldugundan bahsediyorlar…” diyerek Peygamberin kabrini düsmana teslim etmemek için yasadiklari bu sikinti karsisinda Allah’in kendilerine bir lütufta bulundugunu ifade etmistir.
Fahrettin Pasa’nin bu açiklamalariyla askerimiz kavurma niyetine çekirge yemis, çekirge unundan ekmek yapmis, çekirge kurusunu da çerez gibi yiyerek bir süre bu sekilde beslenmistir.
Osmanli Teslim Oluyor
Fahrettin Pasa, yasanan tüm bu sikintilara ragmen askerleriyle birlikte Hz. Peygamber’in kabrinin önünden ayrilmiyor; kendisinin deyimiyle “son ere, son mermiye ve de son damla kana dek…” mücadeleye devam edilecegini adeta haykiriyordu.
Fakat direnise son verip teslim olmaktan baska çare kalmamisti. Istanbuldan devamli Medineyi teslim et emirleri geliyordu.
Osmanli Devleti 30 Ekim 1918’de Mondros Antlasmasi’ni imzalamis ve yenilgiyi kabul etmisti. Bu antlasma uyarinca Fahrettin Pasa’nin en yakin Itilaf Kuvvetleri komutanlarindan birine teslim olarak Medine’den çekilmesi gerekiyordu. Ancak Pasa, teslim olmamakta direniyordu.
Hükümet’in ve Harbiye Nezareti’nin “direnise son ver ve teslim ol” emirlerini dinlemiyor, bu konuda üstün bir kararlilik örnegi sergiliyordu:
Hükümet, Medine’nin anahtarlarini bir Ingiliz yüzbasisina teslim et, diyordu. Böyle bir sey yapmaktansa dövüserek ölürüz, diyerek direnise devam ediyordu.
Bu arada basta Ingilizler Osmanli topraklarini isgal etmislerdi. Istanbul Ingiliz isgali altina girmisti. Zor durumda kalan Osmanli Padisahi, Ingiliz baskisiyla, Medine’nin Osmanli askeri tarafindan bosaltilmasini öngören bir irade yayinlayarak Fahrettin Pasa’ya göndermistir. Ancak Pasa, Padisahin baski altinda kaldigi için böyle bir irade yayinladigini söyleyerek” bu emri de yerine getirmemistir.
Medineyi Gönülsüz Teslim
Durum içinden çikilamaz bir hal almisti. Zira Medine’nin Osmanli Devleti ile ulasimi kesilmis, askerin cephanesi ve erzak tükenmisti.
Fahrettin Pasa’ya, “Eger Medine bosaltilmazsa Istanbul’un isgal edilecegi” söylenerek Pasa güçlükle ikna edilmis, Medine’nin teslimini öngören antlasma gönülsüzce imza edilmisti. Medine’deki direnise son verilmisti
Medine’yi Ingilizlere birakmamak için her türlü sikintiya katlanan, hastaliktan pek çok askerini kaybeden Fahrettin Pasa, gözyaslari içinde son kez Peygamberimizin kabrini ziyaret ederek dua etmistir.
Kilicini Ingilizlere teslim etmeyip Peygamberin kabrinin basina birakmis ve oradan ayrilmamistir.
Bayragimi indirtmem, diye haykiran ve Ingilizlere teslim olmayan Çöl Kaplani Fahrettin Pasa, sonunda, kendi subaylarinin ani bir baskiniyla Peygamber’in kabrinden cebren çikarilabilmistir.
Kutsal topraklari sonuna kadar savunan Fahrettin Pasa ve tüm ecdadimizi rahmet ve minnetle aniyoruz. Onlar Medine’de unutulmaz bir destan daha yazmislardir. Mekânlari cennet olsun…
Bu unutulmus olayi gençligimizin ve gelecek nesillerimizin Fahrettin Pasa ve diger kahramanlarimizi tanimasi için tarihin tozlu raflarinda bularak yazdim
Ve Teslim Oluyor...
Bir yandan Ingilizler, bir yandan Medine`yi kusatmis olan Serif Hüseyin`in kuvvetleri Medine`nin bir an önce teslim edilmesini istedilerse de, bu isteklerine karsilik vermedi. Hükümet, Ingilizlerin baskisi üzerine bu defa padisahin imzasini tasiyan bir teslim emrini Adliye Naziri Haydar Molla ile Medine`ye gönderdi. Fahrettin Pasa bu emri de dinlemedi. Askerlerin çogunun hasta olmasina; cephane, ilaç ve yiyecek stoklarinin bitmesine ragmen direnmeyi sürdürdü. Ancak sonunda kendi subaylarinin baskisi ile teslim olmaya riza gösterdi (Ocak 1919).
Fahrettin Türkkan Pasa 22 Kasim 1948 de hayata gözlerini kapadi. Önceden seçtigi Istanbul Bogazi`nda Rumeli Hisari mezarliginda yatmaktadir. Kitabesinde; `1914-1918 Birinci Cihan Harbinde Medine’nin Kahraman Müdafii Ömer Fahrettin Pasa, burada yatiyor` yazilidir.
Fahrettin Pasa teslim olduktan sonra, 27 Ocak 1919 da Yanbo`da bir Ingiliz destroyerine bindirilerek Misir`a götürülmüstür. 6 ay Kahire`de Ingilizlerin Kasir-el-Nil kislasinda tutuklu kalmistir. 5 Agustos 1919 da Malta`ya Savas suçlusu olarak götürülmüs ve 30 Nisan 1921 tarihine kadar Malta da Fort Salvatore kislasinda tutulmustur. Bu tarihte Gazi Mustafa Kemal Pasanin tesebbüsleriyle Istanbul`dan buraya getirilen diger savas suçlulariyla birlikte kurtarilmistir.
Sesi kalin ve ahenkliydi. Kirmizi rengi sever ve hemen bütün esyalarini kirmizi renkli seçerdi. Gerçek zeki, çaliskan ve yigit bir kumandandi.
Çölde savas, sadece düsmanla yapilmiyordu. Açlik, iskorpit, çekirge, humma vs. gibi birçok düsmanla mücadele etmek zorunda kaliniyordu. Fahrettin Pasa; askerin hem hocasi, hem de doktoru idi. Onlarin hastaliklarina çareler ariyor, bulduklarini emir seklinde duyuruyordu. Bütün bunlarin yani sira gida yetersizligi de önemli bir sorundur. Hatta çekirge yenmesi için Fahrettin Pasa tarafindan emir yayinlanir. Fakat baska bir sorun da çöl sicakligiydi. Günes kumlari cehenneme çeviriyor ve askerler günes çarpmasindan hayatlarini kaybediyorlardi.
Fahrettin Pasa, Medine’de bulunan “Kutsal Emanetler” i dikkatle toplayip, paketler ve 19 Mart 1917 günü Medine’den kalkan trenle Istanbul’a gönderir. “Kutsal Emanetler” denen bu esya ve hediyeler arasinda çok degerli mücevherler ve Peygamberimize ait esyalar da vardir.
Ancak ilerleyen günlerde askerler arasinda çözülme baslamistir. Fahrettin Pasa hala direnmektedir. Artik çevresinde kimse kalmadigini görünce 5 Ocak 1918 günü yerini Miralay Necip Bey’e birakti. Sonra Haremi Serif’e gidip veda namazi kildirdi. Ardindan istirahata çekilmek istedigini söyledi ve bir süre odasina kapandi. Pasa’nin odadan çikmadigini görenler endiselendi. Çünkü, Pasa’nin bir defasinda böyle duruma gelinirse intihar edebilecegini söyledigini herkes biliyordu. Çesitli hilelerle Pasa’nin kiliç ve silahini almaya çalistilar ve sonunda basardilar. Çünkü artik takati kalmamisti. Ve nihayet bir gün yatagindan alinarak, Ingilizlere teslim edilir.
Adnan Güllü
Fahrettin Pasayi Baglayarak
Medineyi Teslim aldilar
Fahreddin Pasa teslim olmayacakti. Bunun üzerine Istanbul, pasayi komutanliktan aldi. Yerine atanan Albay Ali Necib Bey teslim görüsmelerini yürüttü. Ancak Ingilizler ve Araplar, Fahrettinn Pasa’nin teslim olmasini sart kostular. Bunun üzerine komutan vekili Ali Necib Bey, Ingilizler’le pasayi teslim etmek için anlasti.
Ali Necib Bey ve yanindakiler, Peygamberimizin türbesinin yakinlarinda bir yerde bekleyip, teslim olmayan Fahrettiin Pasa’nin, yanina gittiler. Hatirini sormaya geldiklerini zanneden Fahrettin Pasa’nin gözüne kül atiktan sonra üzerine atlayarak baglayip, 10 Ocak 1919’da Ingilizlere teslim ettiler.
Fahreddin Pasa bu hadiseyi ‘hayatimin en aci günü’ diye anlatir.
Kusatma sirasinda Ravza-i Mutahhara’da, yani Peygamberimizin mezarinda devamli olarak dua eden Fahrettinn Pasa duygularini söyle ifade ediyordu:
“Kalk! Kalk ya Muhammed!.. Allah’in Resulü kalk! Ve sana inanan, senin için burada çarpisanlara görün!… Allah’in yardimini bize ulastir!” 2 Nisan 1918 cuma günü Harem-i Serif’te hutbe okuyan Fahrettin Pasa, Türk sancagini gögsüne sarmis, sag kolunu Peygamber Efendimizin mezarina dogru uzatarak yüksek bir sesle ‘Ya Resulullah ben seni birakamam’ diye haykirmisti.
Kaynak:
Erhan Afyoncu,
Falih Rifki Atay
Islam Ansiklopedisi
Alinti yapilmistir.
9037,48%-1,06
38,63% 0,03
43,94% -0,03
4205,43% -1,39
6818,76% 0,06
Ordu
07.05.2025