ELLÜ ELLÜ ELLÜ ELLÜ; 200! HEPİMİZ ÜNYELÜYÜZ! (2. BÖLÜM)

ELLÜ ELLÜ ELLÜ ELLÜ; 200!  HEPİMİZ ÜNYELÜYÜZ! (2. BÖLÜM)

Ünye Sevdalıları Mizahçı-Karikatürist İhsan Kocagöz ve Editör-Yazar İsmail Canbulat’ın Günlük Ünye Kent Gazetesi’nde, 3 Mayıs 2020 tarihinde yayın hayatına başlayan MİZAH-KÜLTÜR TÜKKÂNI “İKSAN ABİNİN YERİ”, 200. Sayısı

Ünye Sevdalilari Mizahçi-Karikatürist Ihsan Kocagöz ve Editör-Yazar Ismail Canbulat’in Günlük Ünye Kent Gazetesi’nde, 3 Mayis 2020 tarihinde yayin hayatina baslayan MIZAH-KÜLTÜR TÜKKÂNI “IKSAN ABININ YERI”, 200. Sayisina ulasti…

 

200. sayi serefine, ”IKSAN ABININ YERI” ekibiyle muhabbet ediyoruz…

 

 

“TIRENCI” MAHIRDEN “KARIKATÜRIST” MAHIR’E!

 

MAVIANNE: Çizer kadronuza Mahir Erdem’i de kattiniz ve Mahirce kösesinde bir süredir çiziyor. Birbirinizle tatli atismalariniz bizi de tebessüm ettiriyor. Kendisi de bu macerayi anlatti ama, Mahir Erdem’i karikatür çizmeye tekrar nasil baslattiniz Ihsan Kocagöz?

 

IHSAN KOCAGÖZ: Mahir Erdem üstadim ile ilk tanismamiz çok tesadüfi olmustu…

Ünye’de bir bayramlasma için Ismail Canbulat dostumun annesine ugradiydik.

Kapiyi Mahir Erdem’in esi Mavianne açti; Siz yani... (Gülüsmeler…)

 

O gün orada masanin bir kösesinde oturan Mavianne’nin esi Mahir Beyle, gayet resmi bir sekilde, sadece selamlasmistik, Ismini bile bilmiyorum. Bayramlasma sonunda ayrildik Emine Teyzemin yanindan.

 

Aradan bir sene geçti, pandeminin yasakli günleriydi.

 

Ismail Canbulat dostum Istanbul’dan Ankara’ya annesini ziyarete gitti, döndükten sonra da bizim köseye, model tirenler üstadi da olan “konuk” bir çizeri tasidi.

 

Ismail dostumu arayarak, Mahir Erdem isimli konuk çizerin kim oldugunu sordum. Enistesi oldugunu söyleyince, dumura ugramadim desem yalan olur!

 

1980'li yillarin Girgir’inda “Çiçegi Burnundalar Sayfasi”nda karikatürleri yayinlanmismis meger! Daha sonra bu karikatür olayini sürdürmemis.

 

Iste o an gözlerimde simsekler çakiyor! Inini niin!

 

Ismail Canbulat dostumu arayarak, “Mahir üstadimizi çizgiye döndürelim” dedim. Onun da kafasina yatti bu fikir ve Mahir Erdem’i bir punduna getirerek tekrar çizgi ile bulusmasini sagladik.

 

 

Arada çizgi ile atismalarimiz bile oluyor. Onunla atismak hosuma gidiyor. Kendisine çok önem veriyorum.

 

Bizi kirmayarak yillar sonra karikatür olayina geri dönüs yaptigi için buradan kendisine tesekkür ediyorum.

 

GIRGIR DERGISI VE OGUZ ARAL…

 

MAVIANNE: Bizim çocuklugumuzda Girgir gibi karikatür dergileri vardi severek okurduk. O günlerin çizerlerinden ilham aliyor musunuz?

 

IHSAN KOCAGÖZ: Çocukluk ve ergenlik bas yapitim Girgir dergisi oldu her zaman.

Ama ilk göz agrilarimin çizgi romanlar oldugunu itiraf etmeliyim. Yasar gibi okurdum bu çizgi romanlari!

Eh, arkadaslar arasinda saka samatalarimiz da çok olurdu. Muziplik yanimiz sinir tanimiyordu. Bende mizâhî bir yan olusturdu bu saka ve muziplik tarafimiz. Eh Ünye ve mahallemiz de seyürlü ve esprili bir yer zaten…

Girgir dergisi ikinci göz agrim oldu bu sebepten dolayi. O günlerin çizerlerini severek örnek aldik.

 

Hayâlimiz bir Oguz Aral olmakti tabii…

 

Oguz Aral’i örnek almayan çizer olmamistir gibi geliyor bana.

Pazartesi aksamlari toplantisina giderek, elestirilerini kendi agzindan aldim. Hepimizin içinde bir Oguz Aral olmak vardi. Etkisi büyüktür çizgilerimizde, bu durumu da gayet makul karsiliyorum. Buradan rahmet diliyorum büyük ustaya.

 

 

OGUZ ARAL HOCANIN TEZGÂHINDAN GEÇTIK

 

MAVIANNE: Karikatürlerinizin karakterlerinde “Oguz Aralvâri” bir esinti görüyoruz, ne kadar etkiledi sizi o jenerasyon?

 

MAHIR ERDEM: Girgir dergisi bir zamanlarin fenomen dergisi. Müthis tiraj yakalamis, okumayan yok gibi sanki.

 

1982 yilinda yayinlandi ilk karikatürüm. Oguz Aral hocanin tezgâhindan geçtik yani.

 

O dönem çok kaliteli çizerler vardi. Oguz hocamin yani sira; Hasan Kaçan, Latif Demirci, Sarkis Paçaci, Behiç Pek, Galip Tekin, Irfan Sayar, Nuri Kurtcebe ve tabii ki benim idolüm ve karikatür çizmeyi sevdiren En Kahraman Ridvan’in çizeri Bülent Arabacioglu ve isimlerini hatirlayamadigim niceleri.

 

Bir ara degerli üstad Semih Balcioglu da bir karikatürümü Posta gazetesindeki yerinde paylasmisti. Bu jenerasyonu bir daha yakalayamadik maalesef. Her biri ayri ayri degerliydi.

 

GÖZ YASARTAN BABALAR GÜNÜ SAYISI

 

MAVIANNE: Mahir Erdem, unutamadiginiz bir sayisi var mi kösenin?

 

MAHIR ERDEM: 200 sayiyi deviren bu güzel mizah-kültür sayfasinda beni çok duygulandiran bir 162’inci sayi var ki kelimelerle anlatamam; BABALAR GÜNÜ ÖZEL SAYISI!

 

Sevgili babalarim rahmetli Behiç Erdem ve rahmetli Muharrem Canbulat ile olan babalar günü anilarimi kaleme alan Ihsan üstada ve editörlügünü yapan Ismail üstada sonsuz tesekkürlerimi sunuyorum. O sayfaya her bakisimda gözlerim dolar hâlâ.

 

 

EN ÖNEMLI ANI-HIKÂYEM

 

MAVIANNE: 200. sayiya kadar birçok çizim yaptiniz, yazilar yazdiniz. Bu nasil bir tempo?

Ve sizde en çok iz birakan karikatür veya yaziniz hangileri oldu?

IHSAN KOCAGÖZ: Dört bes sene çizgiye ara vermistim. Anilarim gün yüzüne çikmak için kara kutumu tekmelemeye baslamislardi. 2014 yilinin basinda kararimi verdim. Anilarimi yazip çizmeye baslamaliydim artik.

Tam dört sene kendimi mutfaga kitledim. Isten gelir gelmez aperatif bir seyler atistirip, mutfaktaki masaya çöküyordum. 2018 Yilina kadar televizyon seyretmeyi bile biraktim. Gece on birlere kadar yazip çizdim. Sabah beste kalkip ise gittim.

Bu süre zarfinda alti yüze yakin animi yazip-çizdim. 2018 Yilindan sonra basimdan günlük geçen ilginç anilari da ekledim çalismalarima. Yani 2014 yilindan bugüne kadar durmadan çiziyorum. Araya bir de evlilik sikistirmayi bile basardim.

ILK ANIMI VE ONUN ÇIZIMINI ÖNEMSIYORUM; “HASAN DEDE!”

Mahallemizin bir Hasan dedesi vardi. Biz çocuklara karsi biraz huysuz davranirdi.

Lakabini 'Mirik Hasan” koymuslardi, bu mizmizligi yüzünden.

Çok güzel unlu ev kurabiyesi yaparlardi esi ile birlikte. Kafasinda tasidigi bir tepsiye güzelce dizerdi. Mahalleden ilçe merkezine inerek bu kurabiyeleri satardi. Bu kurabiyeleri harçlik bulup alamazdim. Bir-iki defa anca tadina bakmisimdir. Tadi halen agzimdadir.

Ilk animi bu yüzden “Hasan Dede Ve Un Kurabiyeleri” olusturdu. Ben de en çok iz birakan anim ve çizimim de budur..

Çok uzun olmayan bu ilk animi kaleme almakta çok zorlandim açikçasi… “Yazi yazmak”, aklima gelecek en son olaydi.

Ama güzel geri dönüsler olunca, cesaretlendim ve insanlara “anlattigim gibi yazmaya” yani samimi ve içten bir sekilde yazmaya basladim…

Bu anim benim için bir milat oldu diyebilirim.

Her animi çocugum gibi sevdim, olusmalarina çok özen ve titizlik gösterdim.

 

200 SAYININ SIRRI!

 

 

MAVIANNE: Kösenin 200. Sayisina kadar dimdik ayakta kalmasinin sirrini bize söyleyebilir misiniz?

 

ISMAIL CANBULAT: Sir; bugüne dek hiçbir maddî karsilik beklemeden “%100 amatör” olarak bu isi yapmakta.

Sir; Ünye özelinden/güzelliginden; evrensel bir mizah yapmaya çalismakta ve samimiyette!

 

Sir içtenlikte, kalpten anlatmakta ve emekte! “Hissedersen, hissederler çünkü.”

 

Istikrar ve sürdürülebilirlik, askla alakalidir. Yaptigin isi seviyor, askla yapiyor ve inaniyorsan, uzuuun yillar sürdürebilirsin yaptigin isi…

 

Tesekkürler bizi israrla takip eden, düzeyli mizah ve kültür niyetimizi anlayan herkese! Ünyelü olsun, olmasin…

 

ELLÜ ELLÜ YÜZ!

YÜZ YÜZ 200!

HEPIMIZ ÜNYELÜYÜZ!