DİSK Emekli-Sen Ünye Şube Başkanı Ufuk Çiloğlu, Emekliler Haftası ve 30 Haziran Emekliler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında emekliliğin tarihsel ve toplumsal boyutlarına değinen Çiloğlu, emekliliğin yalnızca bir yaşlılık süreci değil, geçmişte verilen emeğin ve hak mücadelesinin bir parçası olduğunu vurguladı.
Emekliler Günü 2010'dan bu yana kutlanıyor
Çiloğlu, Emekliler Günü ve Haftası'nın resmi olarak 2010 yılından bu yana kutlandığını hatırlatarak, “Dünyada olduğu gibi ülkemizde 28 Haziran–4 Temmuz arası Emekliler Haftası, 30 Haziran tarihi ise Emekliler Günü olarak 2010 yılında kutlanmaya başladı. Mustafa Kemal Atatürk’ün emekli olduğu tarih olan 30 Haziran 1927 tarihine yapılan atıfla, emeklilerin toplumdaki yeri ve sorunlarına dikkat çekmek amacıyla resmi kutlama günü olarak kabul edildi.” ifadelerini kullandı.
“Emek vermiş olmanın anlaşılması gerekiyor”
Emekliliğin yalnızca yaşlılıkla özdeşleştirilmemesi gerektiğini belirten Çiloğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Emekli olmak ya da emeklilik, kelimenin toplumdaki genel algısı yaşlılık olsa da öncelik olarak geçmişte emek vermiş olmanın anlaşılması, aynı zamanda üretilen emeğin haklar mücadelesinin bir parçası olduğunun bilinmesi gerekiyor.”
Çiloğlu, emekliliğin hem mesleki bir süreç hem de devlet-vatandaş ilişkisinin sosyal güvenlik boyutunu yansıttığını ifade etti.
Emeklilikte yaş ve prim şartı
Açıklamada emeklilik şartlarına da yer veren Çiloğlu, 1999 yılı öncesi ve sonrası uygulamalara dikkat çekti. 1999 sonrası sigorta başlangıçlı çalışanların emekli olabilmesi için yaş şartı arandığını belirten Çiloğlu, şunları kaydetti:
“1999 yılı sonrasında işe başlayanlar için erkeklerde 7000 prim ödeme gün sayısı ile 60 yaş, kadınlarda ise 7200 gün prim ödeme gün sayısı ile 58 yaş şartı gerekiyordu. Prim ödeme süresi yeterli olsa bile yaş koşulu sağlanmadan emekli olunamıyor.”
1999 yılı öncesinde işe başlayanlar için daha farklı koşullar bulunduğunu hatırlatan Çiloğlu, bu durumun EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) olarak adlandırılan mağduriyeti doğurduğunu ifade etti.
“Bir gün için 17 yıl daha çalışmak zorunda kaldılar”
EYT düzenlemesiyle yaklaşık 3 milyon 750 bin kişinin emeklilik hakkı kazandığını söyleyen Çiloğlu, şöyle devam etti:
“8 Eylül 1999’dan bir gün sonra, yani 9 Eylül 1999 itibarıyla sigorta primi ödeyen bir işçi bu yasadan yararlanamadı. Bir gün için on yedi yıl daha fazla çalışmak zorunda kaldı. Bugün geldiğimiz noktada, resmi olarak emekli olanların tamamına yakınının 60 yaş ve üstü olduğu ortaya çıkıyor.”
“Emeklilik dinlenme ve hak edilen bir yaşamdır”
Çiloğlu, emekliliğin bir hak olduğunun altını çizerek, bu dönemde emeklilerin insan onuruna yakışır şekilde yaşam sürmesi gerektiğini vurguladı:
“Hayatının en verimli döneminde emeğini ve zamanını kamunun hizmetine dönük üretim araçlarına harcayan ve hak ettiği ücretin bir kısmını çalışma sürecinde devlete veren insanların, emeklilik zamanı geldiğinde, hem geride bıraktıkları zamanının ardından dinlenme ve kendi istekleri doğrultusunda bir yaşam sürme hem de emeklerinin karşılığı olan maaşlarını almaları, bir toplumun sosyolojik ve psikolojik yapısı açısından büyük önem teşkil ediyor.”
“Emekliler hatırlanmalı, sorunlar görünür kılınmalı”
Hafta boyunca emeklilerin yaşadığı sorunların gündeme getirilmesinin önemine işaret eden Çiloğlu, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Emekliler devletin aynadaki yüzüdür. Emekliler Günü ve Haftasında ülkemizin tüm emeklileri, giderilmesi gereken sorunlarını ve taleplerini bu özel hafta aracılığıyla daha fazla göz önüne sunarken, aynı zamanda ülkenin de emeklilik kavramı ile emeklileri hatırlamasını sağlayacaktır. 28 Haziran tarihinde başlayan, 4 Temmuz tarihine kadar süren Emekliler Haftası ve Emekliler Günü, emeğin ve üretimin değeri ile birlikte kutlu olsun.”
Ünye Kent / Yücel Arslanteke