“Enfeksiyon riski kapıda!”

“Enfeksiyon riski kapıda!”

Uzmanlar sel sonrası deniz ve su kaynaklarına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, enfeksiyon riskine dikkat çekti.

Karadeniz bölgesinde yaz aylarında etkili olan ani sağanak yağışlar, taşkınlar ve sellerin ardından, deniz ve içme sularında ortaya çıkan mikrobiyolojik kirlilik halk sağlığını tehdit ediyor. 

Özel Ünye Çakırtepe Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Ali Coşkun, sağanak sonrası deniz ve içme sularındaki kirlilik nedeniyle vatandaşları ciddi sağlık risklerine karşı uyardı.

Özel Ünye Çakırtepe Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Ali Coşkun, Ünye Kent Gazetesi’ne özel yaptığı açıklamada, yaz aylarında etkili olan ani sağanak yağışlar, taşkınlar ve sellerin ardından, deniz ve içme sularında ortaya çıkan mikrobiyolojik kirliliğe dikkat çekerek enfeksiyon hastalıklarına karşı vatandaşlara uyarılarda bulundu.

Karadeniz’de boğulma vakalarının sık yaşandığını hatırlatan Dr. Coşkun, vatandaşların denize veya tatlı suya girerken dikkatli olması gerektiğini vurguladı:

“Yaz mevsiminde özellikle Karadeniz’de çok önemli hususlar var. Karadeniz’de birinci sırada boğulma vakaları ile çok sık karşılaşıyoruz. Karadeniz’de kesinlikle karakterini bilmediği sularda kimsenin yüzmemesi lazım. Yani insanlar denize veya tatlı suya giriyorsa buranın karakterini bilmesi gerekiyor. Akıntı var mı, rip akıntısı var mı, altı bataklık mı, kayalık mı bunların hepsini bilmeli, o bölgeyi tanıyan insanlardan öğrenip öyle girmesi lazım. Ayrıca yalnız girmemeli.”

"Yağış ve su taşkını sonrası bir hafta denize girmeyin"

Şiddetli yağışların ardından denize karışan atıkların enfeksiyon riskini artırdığını belirten Coşkun, yağıştan sonra bir hafta denize girilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şu açıklamayı yaptı: 

“Deniz mevsiminde özellikle Karadeniz’de olduğumuz için zaman zaman yağışlarda meydana gelebiliyor. Özellikle su taşkınları ve yağışlar bazen maalesef birkaç günümüzü alabiliyor. Böyle durumlarda daha yüksek yerlerden getirilen mikrobik flora denize kadar dökülebiliyor. Hatta bazen açıkta bulunan kanalizasyonlar bile yukarıdan gelip denize dökülebiliyor. Dolayısı ile böyle durumlarda denizin rengi hemen özellikle kıyı kesimlerinde kahverengimsi bir renk alıyor. Böyle durumlarda en doğrusu bir hafta suya girmemek, çünkü girildiğinde bu suyun mikrobik özelliklerinin olması söz konusu. O zaman kişide ishal, kusma, ciltte döküntüler gibi bir takım rahatsızlıklar meydana getirebilecektir. Dolayısı ile yağıştan sonra, denizin rengi değiştiğinde bir hafta kadar denize girmemekte büyük fayda var.”

"Deniz mevsiminde güneşten hem D vitamini alın, hem de korunun"

Güneş ışınlarından doğru şekilde faydalanmanın önemine değinen Uzm. Dr. Coşkun, D vitamini alımı ve korunma arasında denge kurulması gerektiğini ifade ederek, şu tavsiyelerde bulundu:

“Tabi ki denize girerken hem D vitamini alacağız, hem de kendimizi güneşten koruyacağız. Bunun için denize girilebilecek en iyi saatler sabah saatleri. Yaklaşık 11:00’a kadar denize girilebilir. 11:00 ile 15:00 saatleri arasında istirahat saatleri olması lazım. 15:00-16:00 saatlerinden sonra yine denize girilebilir. Bu durumda şuna dikkat etmemiz lazım; kullandığımız güneş koruyucuları bizi D vitamini almaktan da alıkoyabilir. Güneşten, D vitamini vücutta 20 dakikada depolanabilir. Dolayısı ile ilk 20 dakika güneş kremi veya koruyucu durursak hem D vitaminini alırız. 20 dakikadan sonra güneş koruyucuları kullanırsak güneşin zararlı etkilerinden de korunmuş oluruz. Ayrıca deniz mevsiminde yüzümüzü tamamen koruyan bir şapka kullanmamız lazım.”

"Bu durumlarda hekime başvurun"

Kirlilik sonrası denize girmenin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini hatırlatan Coşkun, belirtiler görülmesi halinde zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Denize renginden bile belli olacak durumlarda denize girmeyin. Bulantı, kusma, ishal ile olan enfeksiyonlarla deride döküntü, sivilce gibi reaksiyonlar da gösterebilir. Böyle durumlarda tavsiyelerimize rağmen insanlar denize girdi ve peşinden de bu semptomlar görünürse hemen hiç zaman kaybetmeden hekime başvurmaları gerekmektedir.”

"Yağış ve su taşkını sonrası içme sularına da dikkat"

Sağlık sorunlarının yalnızca denizle sınırlı olmadığını vurgulayan Dr. Coşkun, içme sularında da dikkatli olunması gerektiğini belirtti:

“Vatandaşlarımızın kesinlikle belediyemizin şebeke suyunu kullanmaları gerekiyor. Çünkü klorlanıyor. Ama tercihen doğal kaynak suları veya kaynağı belli olmayan suların özellikle yağmur ve taşkınlardan sonra ticari kapalı suları kullanmak daha uygun olabilir. Veya belediyenin şebeke suyunu iyice kaynatıp, soğuttuktan sonra kullanmak daha uygun olabilir. Sulara da çok dikkat etmek lazım. Sulardan da bir çok vatandaşımız enfeksiyon hastalığına yakalanabilir. Sulara da bu konuda dikkat etmek gerekir.”

Uzm. Dr. Ali Coşkun’un açıklamaları, özellikle yaz aylarında Karadeniz’de deniz ve su kaynaklarını kullanan vatandaşlar için hayati önem taşıyor. Vatandaşların, hem kendi hem de çocuklarının sağlığı için bu uyarılara kulak vermesi çağrısında bulunuluyor.

Ünye Kent / Yücel Arslanteke 

 



GÜNDEM

GÜNDEM Haberleri