Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte kahverengi kokarcaların hareketlenmeye başladığını belirten Sarıkahraman, şu an 2. kışlak ilaçlaması yapılarak kokarcanın kışlaklardan çıkış yollarının kapatılıp, imha edilmesi gerektiğini vurguladı.
Ramazan Bayramı’nı fırsat bilerek gurbetten sılaya gelinmesi gerektiğini vurgulayan Sarıkahraman, “Lütfen ve lütfen herkes bu Ramazan Bayramı’nda buraya gelsin. Gelmişken evin, kapalı alanlarını, samanlık ve serenderlerini ilaçlasın.” dedi.
“Türkiye’de tarım sektörü ve çiftçilerimiz biraz garip kaldı.” diyerek üreticinin içinde bulunduğu zor duruma dikkat çeken Sarıkahraman, “Küsmek doğru değil. Biz bütün olumsuzluklara rağmen inadına üretim yapmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Ünye Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman, Ünye Kent Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, 2 yıldır bölgemizi etkisi altına alarak fındık ürünü başta olmak üzere 300’e yakın tarım ürününe zarar veren istilacı Kahverengi Kokarca böceğiyle mücadelede 2. kışlak mücadelesi döneminin başladığını açıkladı.
Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte kahverengi kokarcaların hareketlenmeye başladığını belirten Sarıkahraman, şu an 2. kışlak ilaçlaması yapılarak kokarcanın kışlaklardan çıkış yollarının kapatılıp, imha edilmesi gerektiğini vurguladı.
Gurbetteki Ünyelilere seslenen Ünye Ziraat Odası Başkanı Sarıkahraman, “Gurbette yaşayan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum, Ramazan Bayramı’nı bir fırsat bilerek sılaya dönün. Lütfen ve lütfen herkes bu Ramazan Bayramı’nda buraya gelsin. Gelmişken evin, kapalı alanlarını, samanlık ve serenderlerini ilaçlasın.” dedi.
-Kokarcayı iyice tanımış duruma geldik”-
Ünye Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman, şu açıklamayı yaptı:
“Hava sıcaklıklarının yükselmesiyle birlikte istilacı Kahverengi Kokarca böceği yavaş yavaş hareketlenmeye ve görünmeye başladı. Tarım ve Orman Bakanlığımız önderliğinde, Ordu İl Tarım Müdürlüğümüzün vasıtası ile Ordu Valiliğimizin başkanlığında çok sayıda toplantılar yaptık. Kahverengi Kokarca ile yaklaşık 3. yılımız bu bölgede. Artık kokarcayı iyice tanımış duruma geldik.
-“Üzerine esas görev düşen üreticimiz” -
Üreticilerimiz, devletin vermiş olduğu ilaca, devletten gelecek diğer yardımlara, Ziraat Odaları’nın yardımlarına, il ve ilçe Müdürlükleri, muhtarların bu işi götürmelerine bakmaksızın her birey kendi işini kendi yapması lazım. Bizler Ziraat Odaları, il ve ilçe tarım müdürlükleri, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri yani tüm yerel yönetimler ve paydaşlar üzerine düşen görevi yapmalı. Ama esas burada üzerine esas görev düşen üreticimiz. Bu noktada üreticimiz üzerine düşen görevi mutlak suretle yapmalı.
-“İşi başkasından beklemenin esprisi yok” -
Kokarcalar şuanda kapalı alanlarda hareketlenmeye başladı. Çok yakın bir tarihte dışarıya çıkacak. Önümüzdeki günlerde 2. Kışlak ilaçlaması için İlçe Tarım Müdürlükleri ilaç dağıtacaklar. Üreticilerimizin mutlak suretle evleri, çatı araları, samanlıklar gibi yerleri ilaçlamaları lazım. Bunu muhtardan, azadan beklemenin, 10 dakikalık işi başkasından beklemenin esprisi yok. Fındık bahçelerimizde, evlerimizde herkes kendi üzerine düşeni yapacak.
-“Gurbettekiler Ramazan Bayramı’nda memleketlerine gelip, ilaçlama yapsın!”-
Ramazan Bayramına doğru yaklaşıyoruz. Gurbette yaşayan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum, Ramazan Bayramı’nı bir fırsat bilerek sılaya dönün. Lütfen ve lütfen herkes bu Ramazan Bayramı’nda buraya gelsin. Gelmişken evin, kapalı alanlarını, samanlık ve serenderlerini ilaçlasın. Yarın ağlamanın hiçbir faydası olmayacak.
-“Bu gidişle önümüzdeki fındık sezonunda büyük bir felaket cehennemi yaşayacağız” -
Biz bu gidişle önümüzdeki fındık sezonunda büyük bir felaket cehennemi yaşayacağız. Bu ivme yukarıya doğru çıkacak. Dolayısıyla kışlaklarda ilacı ne kadar akıllı kullanır, uygulama yaparsak ki; şuanda elimizde çok güzel bir fırsat var. Kokarcanın çıkış yollarını ilaçlama yapmalıyız; her üretici kendi evini, samanlığını, ambarını ilaçlamalı.
-“Küsme doğru değil” -
Türkiye’de tarım sektörü ve çiftçilerimiz biraz garip kaldı. Yani üreten insanların kıymeti harbiyesi bu ülkede çok bilinmiyor. 14 yıldır Alan Bazlı Gelir Desteği 170 TL ve buna artı olarak gübre mazot desteği ile 360 TL gibi bir rakam geçiyor üreticilerimizin elini. Biz halen 14 yıldır aynı rakamı alıyoruz. Ama biz Anayasa’da belirlenen Gayrisafi Millî Hasılanın yüzde 1’in birini dahi alamıyoruz. Bununla birlikte kokarca durumu ki; geçen yıl 120 TL’ye sattığımız fındığı halen 120 TL’ye satıyoruz. Bütün bunlarla birlikte üreticilerin bu yıl gübre atmak istemediğini görüyoruz. Küsmek doğru değil. Şuan azotlu gübre dönemi geldi. Üreticimizin bundan geri durmaması lazım. Biz bütün olumsuzluklara rağmen inadına üretim yapmalıyız.”
Ünye Kent / Yücel Arslanteke