Yasar KARADUMAN
1924 Yilinda Lozan anlasmasi geregince Yunanistan’
Aralik ortalarinda Resit pasa vapuru ile Ünye’ye gelen 1047 kisi, kar yagisi altinda vapurdan karaya çikarildilar.
Iki hafta üst üste Ünye’ye bosaltilan Selanikli 801 göçmen 150 hayvan, Dramali 854 mübadil 92 hayvan 10 araba, Terme, çevre köyler ve Akkus yolunun kardan kapali olmasi nedeni gidemeyince pesinden Inönü vapurunun Samsun’a bosaltmasi gereken 1250 kisi de Ünye’ye çikarmasi üzerine tam bir felaket yasandi.
Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi veya Degisimi, (Mübadele) 1923 yilinda Lozan Antlasmasi'na ek protokol uyarinca Türkiye ve Yunanistan'in kendi ülkelerinin yurttaslarini zorunlu göçe tabi tutmasina verilen addir. Bu uygulamaya Lozan Antlasmasi sirasinda karar verildigi için kisaca “Lozan Mübadelesi” de denir.
Göçe tabi tutulan kisilere ise Mübadil (Göçmen) denir.
Mübadele ile 1.250.000 Ortodoks Hiristiyan Rum Anadolu'dan Yunanistan'a, 500.000 Müslüman Türk de Yunanistan'dan Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmistir.
Mübadele kapsamina giren kisiler ile mübadele Türkçeden baska dil bilmeyen ve konusmayan Türk Ortodoks Hiristiyan Gagavuzlar ile Karamanli Ortodoks Hiristiyan Türkler, Yunanistan'dan gelen Müslümanlarin arasinda da Türklerin yaninda Bulgarca konusan Pomaklar, Romence konusan Ulahlar, Rumca (Yunanca) konusan Patriyotlar ve kendi dilleriyle konusan Arnavutlar da bulunmustur.
Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi kapsaminda Türkiye'de sadece Istanbul kenti ile Gökçeada ve Bozcaada'da oturan Rumlar, Yunanistan'da ise sadece Bati Trakya Türkleri mübadeleden göçten ayri tutulmuslardir.
Mübadelede, Yanya, Selanik, Drama, Kavala, Vodina ve Girit'ten Türkiye'ye gelenler, Dogu Trakya ve Bati Anadolu'da, Karadeniz’de Rum azinligin ayrilisi ile bosalan yerlere yerlestirilmislerdir.
Mübadillerin-göçmenlerin yogun olarak yerlestirildikleri sehirler Adana, Edirne, Balikesir, Samsun, Istanbul, Tekirdag, Kirklareli, Izmir, Kocaeli, Mersin, Manisa, Çanakkale ve Bursa idi.
Göçün çok büyük bir bölümü 1923-1924 yillarinda gerçeklesmis, ancak geriye kalan az sayida olayda 1930 Inönü-Venizelos sözlesmesine dek zorunlu göç uygulamasina devam edilmistir. Zorunlu göç gerek Türk gerek Yunan ekonomisinde yaklasik 20 yil süren agir bir krize yol açmistir. Kaynak:Vikipedia
Nasil Geldiler?
Kurtulus savasindan sonra çok sayida Rum Anadolu’dan kendiliginden Yunanistan’a gitmisti, Yunanistan bu yükün altinda ezilmeye baslamisti, Milletler Cemiyeti’nden ülkesindeki 350 bin Türk’ün Anadolu’ya nakledilmesini istedi… Buna karsilik Türkiye açisindan da Mübadele-göç zorunlu hale gelmisti. Yunanistan sistemli olarak Türkleri yok etme siyaseti izliyordu.
Lozan da 30 Ocak 1923 tarihinde anlasma imzalandi. Vapurlar insanlari getiriyor, insanlari götürüyordu.
Gelenler Karadeniz’de Sinop, Samsun, Ünye, Ordu, Giresun gibi limanlara çikarildilar. Samsun ve Ordu’da yigilma oldugu zaman çikarma Ünye’ye yapiliyordu.
Türkiye'den 1.200 bin Rum ve Yunanistan'dan da 600 bin Müslüman Türk dogup büyüdükleri, âsik olup evlendikleri, yakinlarini gömdükleri topraklardan sökülüp atilmisti
Ilk sevkiyat Yunanistan’dan 1923 Kasim ayi sonlarinda baslamisti. Aralik ortalarinda Resit pasa vapuru ile Ünye’ye gelen 1047 kisi, yogun kar yagisi altinda limana demirleyen vapurdan mavnalarla karaya çikarildilar. Ünye ve havalisinde yillardan beri görülmemis bir kis yasaniyordu. Barinma ve yemek islerinde sorunlar çikmisti. Ünye’ye çikarilan göçmenler, sehir içinde barinacak yer olmamasi nedeniyle çok acil gidecekleri köylere ve iç kesimlere sevk ediliyorlardi.
Göçmenler Samsun ve Ordu limanlarinda büyük yigilmalar yasandigi, Akkus ve Niksar’a ulasimin daha kolay olmasi nedeni ile Ünye’ye bosaltiliyordu. Günlerdir yagan kar ve firtina tüm köylere giden yollari kapatmisti. Ünye içinde dahi dolasmak imkânsizdi.
Iki hafta üst üste Ünye’ye bosaltilan Selanikli 801 göçmen 150 hayvan, Dramali 854 göçmen 92 hayvan 10 araba gitmeleri gereken Terme, çevre köyler ve Akkus yolunun kardan kapali olmasi nedeni ile yollar açilincaya kadar Çinar agacinin etrafina kurtulan çadirlarda kaldilar. Ünye halki bu insanlara evlerinden yemek tasidi.
Pesinden Inönü vapurunun Samsun’a bosaltmasi gereken 1250 kisi de Ünye’ye çikarilinca tam bir felaket yasandi. Kayitlar dogru dürüst tutulamadi, kimin nereye verildigi tam olarak yazilamadi, gelenler, bir an önce kendi baslarinin çaresine bakmak için sehir içinde ve civar köylerde, Ermenilerden kalan bos evlere ve giden Rumlarin evlerine rast gele isgal ederek yerlestiler.
Gelenlerin normal isleme göre, nereden geldigi ve nereye yerlestirildigi yaziliyor, kendilerine göçmen olduklarina dair bir de kimlik veriliyordu. Genel de Ünye’ye gelecek olanlarin yerlestirilecegi yerler tespit edilmis ve verilecek arazi ayrilmisti. Samsun’a çikacakken yogunluk nedeni ile Ünye’ye indirilen ve Samsun’daki listeye göre Bafra ve Alaçam bölgelerine gidecekler, soguktan donmamak için kendi baslarina, bos bulduklari evlere ve köylere dagilinca her sey birbirine karisti. Daha sonra bunlarin isgal ettikleri yerlere yerlestirilecek asil kafile gelince birbirlerini öldürmeye kalktilar.
Ünye’ye resmi kayitli olarak gelen ilk kafile mübadiller Rumlarin terk ettigi Orta-Yilmazlar Mahallesindeki evlere yerlestirildiler. Bunlara uzun yillar, göçmen veya muhacir veya macir denildi. Sonra geçen zaman içinde unutuldular ve çogunlukla kendilerini sakladilar. Bugün aradan yüz yil gibi bir zaman geçmesine ragmen halen göçmen olduklarini sakliyorlar, arayip bulup anilarini yazmak istedigim zaman anlatmiyorlar, zaten ilk gelenlerden bugün hayatta kalan kalmadi ikinci kusakta göçmen olduklarini saklamakta israr ediyorlar.
Ünyeli bir yazar göçü yazdi
Bir yil kadar önce küçük bir çocukken mübadelede ailesi ile gelen Ünyeli yazar emekli savci Mümtaz Önder “Allahaismanladik Benim Güzel Memleketim” adini verdigi ailesinin Ünye’ye gelislerini anlatan bir roman yazmisti. Saniyorum Mümtaz Tarhan hayattadir ve roman kitapçilarda bulunabilir.
Gelenler geldikleri yerlerden hiçbir yenilik getirmediler, hepsi fakir ve küçük çiftçilerdi.. Türkiye onlarin için bir cennet olmustu, tek dertleri dogup büyüdükleri topraklari birakmis olmalari idi.
Gidenler
Gidenler yani Rumlar, Ünye’de el sanatlarini, elinde bulunduran esnafti. Ayakkabici, firinci, nalbant, bakkal, tüccar, demirci, terzi, idiler. Gittikleri zaman Ünye birden çöktü gelenler bu meslekleri ögrenene kadar tam bes yil geçti, bu zaman içersinde Sivas Tokat ve Niksar’dan Ermeni meslek erbaplari Ünye’ye getirildiler.
Gidenler Ünye’yi terk etmekte daha çok zorlandilar, daha çok aci çektiler..
Gittikleri yerlerde Ünye adinda köyler kasabalar kurdular, dogduklari bu topraklari unutmadilar, sik sik ziyarete geldiler, artik ilk gidenlerin torunlari geliyor, dedelerinin evlerini dükkanlarini ariyor soruyorlar. Yalidaki Meryem Ana Kilisesini ziyaret ediyorlar, Ayanikola’yi soruyorlar.
Bazi sabahlar iskelenin basinda bir Yunanistan plakali tur otobüsü görürsünüz bunlar Yunanistan’dan Trabzon’daki Sümela Manastirina giderler, içlerinde Ünye’den gitmis insanlarin çocuklari ve torunlari da olur bazen, otobüs Ünye’de birkaç saat mola verir, onlar sehri dolasirlar ellerinde eski bir ev fotografi gösterir “bu ev nerede” diye sorarlar, iste o eski fotograftaki ev dedesinin evidir, o tas bina dedesinin binasidir, bana da gelirler, ama eski fotograftaki evlerin çogu yikilmistir yerlerini gösterebiliriz ancak.
9400,65%1,31
38,75% 0,36
43,79% 0,62
4138,50% 0,85
6711,63% -0,27
Ordu
09.05.2025