Uzman Psikolojik Danışman Muhammed Zeki Saka, “Çocuk bir sorunla karşılaştığında öğretmeninden ve ondan gelecek yardımdan emin olacak. Öğretmen güven verecek.” dedi.
Uzman Psikolojik Danisman Muhammed Zeki Saka, yeni egitim ögretim döneminin baslamasi dolayisiyla yaptigi açiklamada, “Çocuk bir sorunla karsilastiginda ögretmeninden ve ondan gelecek yardimdan emin olacak. Ögretmen güven verecek.” dedi.
Uzun süren yaz tatili bitti ve 2019-2020 egitim ögretim yili basladi.
Okul alisverisleri, dersler, ödevler, okula ulasim için servisler ve daha birçok hazirlik yapan çocuklar ve aileler için tempolu bir süreç basladi. Yaz tatili boyunca alisilan esnek uyku saatleri, eglence ve oyun zamanlari degisti.
Okula ilk defa baslayan ve uzun tatilin ardindan tekrar okul yolunu tutan çocuklarin okul düzenine tekrar uyum saglamasi için alismasi gereken bazi noktalar var. Hayatyolu Egitim, Danismanlik ve Rehberlik Merkezi sahibi Uzman Psikolojik Danisman Muhammed Zeki Saka, gazetemize yaptigi özel açiklamalarda çocuklarin okula uyum süreci ve anne-babalara düsen sorumluluklara iliskin önemli bilgiler verdi.
-“Ilkokula baslama kaygi uyandirici olabiliyor”-
Çocuk için okula baslamanin hayatinin dönüm noktalarindan bir oldugunu ifade eden Saka, “Her canli aliskin olmadigi durum karsisinda bir miktar kaygi yasar. Hayvanlar, bitkiler böyledir. Insanin aliskin olmadigi bir durum sirasinda duydugu kaygi daha belirgindir. Özellikle de hayatin dönüm noktalarinda bu böyledir. Askerlik, evlilik, büyük bir sehre tasinma hatta yeni bir ise baslama. Bunlarin her birinde insan biraz kaygi, endise duyar. Bir çocuk içinde okula baslama hayatinin dönüm noktalarinin ilkelerindendir. Özellikle ilkokula baslama kaygi uyandirici olabiliyor. Yeni bir mekân, yeni yeni yüzler, yeni bir ögretmen, sinif ortami, kurallar bunlarin her biri çocuk için kaygi sebebidir. Her çocuk bu süreçte gelgitler yasar, kaygi duyar. Tabii insanoglu muazzam bir varlik. Kaygiyla bas edebiliyor, uyum sürecinin içine girebiliyor. Burada bireysel farkliliklar, çocugun içinde büyüdügü aile kültürü önemli ki, birçok çocuk bu kaygiyi duyumsamiyor bile. Özellikle sosyal becerisi gelismis, kendine güvenen, hayir diyebilen, iyi bir okul öncesi egitimden geçmis çocuklar kaygiyla yani okula baslama dönemindeki kaygiyla kolay bas ediyorlar.” dedi.
-“Mekan ve ögretmen okula uyumda hatta okul basarisinda çok önemli”-
Okulun ve sinifin cazip hale getirilmesi gerektigini belirten Saka, “Burada diger çocuklar diye bir sey yok aslinda. Bütün çocuklari, tüm sinifi beraber düsünmek gerekiyor. Sinifin, okulun en azindan ilk hafta cazip hale getirilmesi gerekiyor. Öyle bir cazip hal düsünür ki çocuk okulu hayatinin bir parçasi olarak düsünebilsin. Burada oynayan çocugun hayatinda bir kopma, bir milat degil bir süreklilik akis hali belirgin olsun. Sonra mütebessim bir ögretmen çehresi. Anlik bir sey degil bu, çocugu seven, çocugu özleyen bir ögretmen. Alabildigine ögretmekten mutlu ve bu mutlulugu gösterebilen bir ögretmen. Halden anlayan, müsfik ve güven veren bir ögretmen. Mekan ve ögretmen okula uyumda hatta okul basarisinda çok önemli, okul ve ögretmen kurallari, disiplini, hem çalismayi vurgulamayacak. Mutlulugu, eglenmeyi, oyunu ifsa ve telkin edecek. Bir kere sunu kabul edecegiz; çocuk mutlu oldugu yere kosa kosa gider, eglendigi, kendini yasadigi yere kosa kosa gider. Ve çocuk disiplini kurallarin en güzel bir oyun mantigi içinde kavrar.” diye konustu.
-“Çocuk, ögretmeninden ve ondan gelecek yardimdan emin olacak”-
Ögretmenin çocugun okula alismasinda önemli bir rol üstlendigini ifade eden Saka, “Ögretmen güven verecek. Çocuk bir sorunla karsilastiginda ögretmeninden ve ondan gelecek yardimdan emin olacak. Okulu ögretmen gezdirecek. Kantini, tuvaleti, bahçeyi, oyun alanlarini ögretmen gösterecek. Arkadaslariyla tanistirarak çocugu toplu etkinliklerle kaynasmalarini saglayacak. Yeni ögrenmelerin önünü açacak. Yeni seyler ögrenmenin keyfinden, nesesinden bahsedecek çocuga.” dedi.
-Anne babalara düsen sorumluluklar-
Okula uyum sürecinde anne babalara da görevler düstügünü belirten Saka, “Bu sürecin üç tane referansi var. Biri, bir mekan olarak okulun kendisi. Ikincisi egitimciler yani ögretmenler. Bunlardan bahsettik. Bir digeri de anne babalar. Her seyden önce anne babalar, çocuklarinin okula basladiklarindan dolayi mutlu olacaklar. Ve bu mutlulugu gösterecekler. Okul seçimini, ögretmenleriyle tanismayi, kirtasiye alisverisini hep birlikte yapacaklar. Ince bir nokta, anne babalar kirtasiye alisverisini abartmayacaklar. Burasi ayri bir nokta tabi ama çocugun seçim yapabilecegi ama sinirlari olan bir kirtasiye alisverisi olmali. Okulun ilk günü anne babanin çocuga eslik etmesi önemlidir. Çocugun okula ilk gün tek gönderilmesi çocuk için bir basari ve beceri göstergesi degildir. Ayni sekilde ailesiyle okula giden bir çocuk için de bu durum bir kompleks sebebi degildir. Bunun basit bir izahi var; çocugun ilk gün yasayacagi mutluluga eslik etmek yasayabilecegi kaygiyi varliklariyla, telkinleriyle azaltmak.” diye konustu.
-Okula gitmek istemeyen, sinifa girmek istemeyen çocuklar-
Uzman Psikolojik Danisman Saka, okula gitmek istemeyen, annesini isteyen ve sinifa girmek istemeyen çocuklar için ise sunlari söyledi:
“Okul fobisi” dedigimiz durum tam da budur. Literatüre de girmistir. Özellikle yabancisi oldugu ortamlara iliskin olumsuz hatiralari, travmalari olan çocuklarda bu durum gözlemleniyor. Ben mesleki yasamimda çözülemeyen okul fobisi görmedim. Iyi bir ögretmen gayretiyle ve isbirligiyle her sey çözülebilir. Çocuk direnç gösterdiginde okul psikolojik danismanlarindan destek alinmalidir. Ama bence bundan daha önemli bir sorun var; o da anne babalarin çocuklarini okula birakmama durumlari. Bu durum özellikle annelerde görülüyor. Ben bunlara “göbek bagini kesemeyen anneler” diyorum. Bir gün, bir hafta, bir ay degil, bütün bir yili okul bahçesinde geçiren anneler var. Bu bence daha vahim. Üstelik bu durumda çocukta sorun aranir. Ama durum öyle degildir. Bu annelerle muhakkak ilgilenilmeli, farkindaliklari artirilmalidir.”
-“Çocuk kendini yasayabilmeli”-
Çocugun sadece ödevleriyle ve basarilariyla degerlendirilmemesi gerektigini ifade eden Saka, “Egitim ögretim kompleks bir süreç ve ortak akilla yönetilmeli. Her sey çocuk menfaatine hizmet etmeli. Çocuk kendini yasayabilmeli. Bütün süreçler ve referanslar buna hizmet etmeli. Çocuk sorumluluk duygusunu, zaman yönetimini ancak böyle ögrenir. Küçük somut bir örnek vererek bitireyim; bir çocuk için sadece ödevleriyle, basarilariyla degerlendirilmek yaralayicidir. Herkes buna dikkat etmeli. Takdir edilecekse çocugun gayreti takdir edilmelidir.” dedi.
-“Ögrenciler neyi kutluyorlar sormak lazim”-
Ögrencilerin okula gidisleri ile okuldan çikislarinin üzerinde düsünülmesi gerektigini belirten Uzman Psikolojik Danisman Muhammed Zeki Saka, sessiz sedasiz okula baslayan çocuklarin sasali törenlerle mezun oluslarinin ironik bir durum oldugunu ifade ederek söyle konustu:
“Osmanlinin son dönemine kadar mektebe baslayan çocuklar için törenler düzenleniyor. Çocuklar el ele kol kola mahallelerde gezdiriliyor. Dualar, ikramlar aliyorlar. Alkislaniyorlar. Düsünün bu sibyan mektebine baslayan çocuklar için yapiliyor. Mezuniyet geçislerinde de benzer uygulamalar var.
Simdi çocuklar sessiz sedasiz okula basliyorlar ama görkemli, sasali törenlerle mezun oluyorlar. Ironik bir durum bu. Bu ögrenciler neyi kutluyorlar sormak lazim. Ayni sekilde çocuk okula nasil gidiyor. Mehter gibi, bir ileri iki geri. Okuldan nasil çikiyor kosa kosa. Bu ikilem hala okul ve ögrenci iliskisinde önemli bir gösterge ve üzerinde düsünülmesi gerekiyor.”
Ünye KENT Haber
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
Ordu
23.11.2024