Tarih: 10.09.2024 09:00

“Öğretmen, öğrenciye her zaman güven verecek!”

Facebook Twitter Linked-in

Yaz tatili bitti ve 2024-2025 eğitim öğretim yılı başladı. Okul alışverişleri, dersler, ödevler, okula ulaşım için servisler ve daha birçok hazırlık yapan çocuklar ve aileler için tempolu bir süreç başladı. 

Yaz tatili boyunca alışılan esnek uyku saatleri, eğlence ve oyun zamanları değişti.

Okula ilk defa başlayan ve uzun tatilin ardından tekrar okul yolunu tutan çocukların okul düzenine tekrar uyum sağlaması için alışması gereken bazı noktalar var. 

Hayatyolu Eğitim, Danışmanlık ve Rehberlik Merkezi sahibi Uzman Psikolojik Danışman Muhammed Zeki Saka, Ünye Kent Gazetesi’ne yaptığı özel açıklamalarda, çocukların okula uyum süreci ve anne-babalara düşen sorumluluklara ilişkin önemli bilgiler verdi.

-“Bir çocuk içinde okula başlama hayatının dönüm noktalarının ilklerindendir”- 

Çocuk için okula başlamanın hayatının dönüm noktalarından bir olduğunu ifade eden Saka,  “Her canlı alışkın olmadığı durum karşısında bir miktar kaygı yaşar. İnsanın alışkın olmadığı bir durum sırasında duyduğu kaygı daha belirgindir. Özellikle de hayatın dönüm noktalarında bu böyledir. Askerlik, evlilik, büyük bir şehre taşınma, hatta yeni bir işe başlama. Bunların her birinde insan biraz kaygı, endişe duyar. Bir çocuk içinde okula başlama hayatının dönüm noktalarının ilklerindendir. Özellikle ilkokula başlama, kaygı uyandırıcı olabiliyor. Yeni bir mekân, yeni yeni yüzler, yeni bir öğretmen, sınıf ortamı, kurallar, bunların her biri çocuk için kaygı sebebidir. Her çocuk bu süreçte gelgitler yaşar, kaygı duyar. Tabii insanoğlu muazzam bir varlık. Kaygıyla baş edebiliyor, uyum sürecinin içine girebiliyor. Burada bireysel farklılıklar, çocuğun içinde büyüdüğü aile kültürü önemli ki, birçok çocuk bu kaygıyı duyumsamıyor bile. Özellikle sosyal becerisi gelişmiş, kendine güvenen, hayır diyebilen, iyi bir okul öncesi eğitimden geçmiş çocuklar kaygıyla, yani okula başlama dönemindeki kaygıyla kolay baş ediyorlar.” dedi.

-“Sınıfın, okulun en azından ilk hafta cazip hale getirilmesi gerekiyor”-

Okulun ve sınıfın cazip hale getirilmesi gerektiğini belirten Saka, “Burada diğer çocuklar diye bir şey yok aslında. Bütün çocukları, tüm sınıfı beraber düşünmek gerekiyor. Sınıfın, okulun en azından ilk hafta cazip hale getirilmesi gerekiyor. Öyle bir cazip hal düşünün ki; çocuk okulu hayatının bir parçası olarak düşünebilsin. Burada oynayan çocuğun hayatında bir kopma, bir milat değil, bir süreklilik akış hali belirgin olsun. Sonra mütebessim bir öğretmen çehresi. Anlık bir şey değil bu, çocuğu seven, çocuğu özleyen bir öğretmen. Alabildiğine öğretmekten mutlu ve bu mutluluğu gösterebilen bir öğretmen. Halden anlayan, müşfik ve güven veren bir öğretmen. Mekan ve öğretmen okula uyumda, hatta okul başarısında çok önemli, okul ve öğretmen kuralları, disiplini, hem çalışmayı vurgulamayacak. Mutluluğu, eğlenmeyi, oyunu ifa ve telkin edecek. Bir kere şunu kabul edeceğiz; çocuk mutlu olduğu yere koşa koşa gider. Eğlendiği, kendini yaşadığı yere koşa koşa gider. Ve çocuk disiplini kuralların en güzel bir oyun mantığı içinde kavrar.” diye konuştu.

-“Öğretmen güven verecek”-

Öğretmenin çocuğun okula alışmasında önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan Uzman Psikolojik Danışman Zeki Saka, “Öğretmen, güven verecek. Çocuk bir sorunla karşılaştığında öğretmeninden ve ondan gelecek yardımdan emin olacak. Okulu öğretmen gezdirecek. Kantini, tuvaleti, bahçeyi, oyun alanlarını öğretmen gösterecek. Arkadaşlarıyla tanıştırarak çocuğu toplu etkinliklerle kaynaşmalarını sağlayacak. Yeni öğrenmelerin önünü açacak. Yeni şeyler öğrenmenin keyfinden, neşesinden bahsedecek çocuğa.” dedi.

-“Okulun ilk günü anne babanın çocuğa eşlik etmesi önemlidir”-

Okula uyum sürecinde anne babalara da görevler düştüğünü belirten Saka, şu açıklamayı yaptı:

“Bu sürecin üç tane referansı var. Biri, bir mekan olarak okulun kendisi. İkincisi eğitimciler yani öğretmenler. Bunlardan bahsettik. Bir diğeri de anne babalar. Her şeyden önce anne babalar, çocuklarının okula başladıklarından dolayı mutlu olacaklar. Ve bu mutluluğu gösterecekler. Okul seçimini, öğretmenleriyle tanışmayı, kırtasiye alışverişini hep birlikte yapacaklar. İnce bir nokta, anne babalar kırtasiye alışverişini abartmayacaklar. Burası ayrı bir nokta tabi ama çocuğun seçim yapabileceği ama sınırları olan bir kırtasiye alışverişi olmalı. Okulun ilk günü anne babanın çocuğa eşlik etmesi önemlidir. Çocuğun okula ilk gün tek gönderilmesi çocuk için bir başarı ve beceri göstergesi değildir. Aynı şekilde ailesiyle okula giden bir çocuk için de bu durum bir kompleks sebebi değildir. Bunun basit bir izahı var; çocuğun ilk gün yaşayacağı mutluluğa eşlik etmek yaşayabileceği kaygıyı varlıklarıyla, telkinleriyle azaltmak.” diye konuştu.

-“Mesleki yaşamımda çözülemeyen okul fobisi görmedim”-

Uzman Psikolojik Danışman Saka, okula gitmek istemeyen, annesini isteyen ve sınıfa girmek istemeyen çocuklar için ise şu önerilerde bulundu.

“Okul fobisi” dediğimiz durum tam da budur. Literatüre de girmiştir. Özellikle yabancısı olduğu ortamlara ilişkin olumsuz hatıraları, travmaları olan çocuklarda bu durum gözlemleniyor. Ben mesleki yaşamımda çözülemeyen okul fobisi görmedim. İyi bir öğretmen gayretiyle ve işbirliğiyle her şey çözülebilir. Çocuk direnç gösterdiğinde okul psikolojik danışmanlarından destek alınmalıdır. Ama bence bundan daha önemli bir sorun var; o da anne babaların çocuklarını okula bırakmama durumları. Bu durum özellikle annelerde görülüyor. Ben bunlara “göbek bağını kesemeyen anneler” diyorum. Bir gün, bir hafta, bir ay değil, bütün bir yılı okul bahçesinde geçiren anneler var. Bu bence daha vahim. Üstelik bu durumda çocukta sorun aranır. Ama durum öyle değildir. Bu annelerle muhakkak ilgilenilmeli, farkındalıkları artırılmalıdır.”

-“Her şey çocuk menfaatine hizmet etmeli”-

Çocuğun sadece ödevleriyle ve başarılarıyla değerlendirilmemesi gerektiğini ifade eden Saka, “Eğitim öğretim kompleks bir süreç ve ortak akılla yönetilmeli. Her şey çocuk menfaatine hizmet etmeli. Çocuk kendini yaşayabilmeli.  Bütün süreçler ve referanslar buna hizmet etmeli. Çocuk sorumluluk duygusunu, zaman yönetimini ancak böyle öğrenir. Küçük somut bir örnek vererek bitireyim; bir çocuk için sadece ödevleriyle, başarılarıyla değerlendirilmek yaralayıcıdır. Herkes buna dikkat etmeli. Takdir edilecekse çocuğun gayreti takdir edilmelidir.” dedi.

-“Öğrenciler neyi kutluyorlar sormak lazım”-

Öğrencilerin okula gidişleri ile okuldan çıkışlarının üzerinde düşünülmesi gerektiğini belirten Uzman Psikolojik Danışman Muhammed Zeki Saka, sessiz sedasız okula başlayan çocukların şaşalı törenlerle mezun oluşlarının ironik bir durum olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: 

“Osmanlının son dönemine kadar mektebe başlayan çocuklar için törenler düzenleniyor. Çocuklar el ele kol kola mahallelerde gezdiriliyor. Dualar, ikramlar alıyorlar. Alkışlanıyorlar. Düşünün bu sübyan mektebine başlayan çocuklar için yapılıyor.  Mezuniyet geçişlerinde de benzer uygulamalar var. Şimdi çocuklar sessiz sedasız okula başlıyorlar ama görkemli, şaşalı törenlerle mezun oluyorlar. İronik bir durum bu. Bu öğrenciler neyi kutluyorlar sormak lazım. Aynı şekilde çocuk okula nasıl gidiyor? Mehter gibi, bir ileri iki geri. Okuldan nasıl çıkıyor, koşa koşa. Bu ikilem hala okul ve öğrenci ilişkisinde önemli bir gösterge ve üzerinde düşünülmesi gerekiyor.”

Ünye KENT Haber

Ömer GÜNEY   




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —