Osmanlida giyim, büyük bir önem tasiyordu. Fermanlarda Müslüman olmayanlarin yesil ve beyaz renk giymeleri kesinlikle yasak ediliyordu.
Osmanli’da Müslüman olmayanlarin yasayis biçimleri Müslümanlardan ayrilmis ve bunlarin Müslümanlara benzememeleri konusuna önem verilmistir.
Türklerin Müslüman olmayanlara olan üstünlügüne büyük bir özen gösterildigi kadar Osmanli Müslüman olmayanlarin merasimlerdeki yerini de düzenlemistir..
Önde Rumlar olmak üzere sonra Ermeniler ve daha sonra da Yahudiler gelmistir.
Müslüman olmayanlarin kiyafetleri saraydan çikan hükümlerle belirlenmistir., onlar bu hükümlerin belirledigi kiyafet disinda elbise giyemezlerdi, aksi halde cezalandirilirlardi.
Müslüman olmayanlarin kiyafetleri de birbirinden farkli idi.
Müslüman olmayan halkin farkli giyinmeleri isteniyordu bu nedenle Osmanli Yahudileri Müslümanlardan ayirt edilecek sekilde giyinirlerdi.
Fermanlarla Müslümanlar ile Müslüman olmayanlarin giyinisleri arasindaki ayirimlari gözetmek ve adetlere uygun giyim tarzini korumak hedef alinmisti, daha koyu renkli giysiler ve ayakkabilar giymeye zorlaniyordu.
Yahudi cemaatleri de özellikle fazla gösterisli giyinisi yasaklayan kurallar çikarmislardi. Osmanli Imparatorlugu’na Ispanya’dan gelen Yahudi erkeklerinin baslangiçta giydikleri, yanlarinda getirdikleri giysilerdi. Gitgide salvari ile genis yenli koyu renkli cüppesiyle, genis dokuma kumas baglamis entarileriyle yerli giyimi benimsediler.
Osmanlida kiyafet kisisel zevkten öte bir konuydu ve Müslüman kesim ile gayri Müslim arasindaki farkin belli olmasi ve Müslüman olmayanlarin giyimlerinin daha gösterisli olmasini önlemek için padisahlar yayinladiklari fermanlarda su konulara dikkat çekmislerdir.
Yesil ve Beyaz Giymek Yasakti
Islam dininde kutsal olan yesil renk Yahudilerde yasakti. Beyaz özellikle Müslümanlar tarafindan basliklar için kullanilirdi. Yahudilerin özellikle dis sokak giysileri genelde koyu renk veya siyahti. Ayakkabilara da kisitlama getirilmekteydi. Müslümanlar sari, Yahudiler siyah renk ayakkabi giyiyorlardi.
Yahudiler tarafindan kullanilan kumaslar Müslümanlarin kullandiklari kumaslardin daha lüks veya kaliteli olamazdi.
Basliklarda kullanilan kumas uzunlugu ve cübbenin genisligi belli ölçülere uymak zorundaydi.
Yahudiler de bu Ayrimi Istiyorlardi
Aslinda bu kiyafet ayrimini Yahudiler de istemekteydi. Kutsal kitaplari Tevrat’ta “Oturdugun topraklarin aliskanliklarini taklit etmeyeceksin ve adetlerini uygulamayacaksin” diye bir emir vardi.
Yahudi erkekler Yahudi olmayanlardan sadece elbiselerinin rengi ve taktiklari basliklarla ayirt edilmekteydiler. Baslarina yukari dogru silindir seklinde bir baslik takmaktaydilar. Basligin alt kismi renkli bir türbanla çevriliydi. Yahudi kadinlari, koyu renk cübbe, baslarini örten genis sal giyerlerdi. Gün içinde salvar ve elbise gibi rahat giysiler tercih edilirdi ve bu giysilerin türleri yöreye göre degisirdi.
Ispanyadan Gelenlerin Kiyafeti
Osmanli topraklarina 1490’larda Ispanya’dan Osmanliya siginan ve Istanbul’a yerlesen Yahudilerin de kiyafetleri kendine özgüydü. Yahudi kiyafetinin gelisiminde üç unsur etkili olmustur.
Bunlardan biri Anadolu topraklarinda yasayan Bizans Yahudilerinin (Romaniyot) geleneksel kiyafeti, digeri Ispanya’dan Osmanli topraklarina siginan Yahudilerin beraberinde getirdikleri Ispanyol giyim tarzi bir digeri ise Osmanli Türk giyim anlayisidir.
Yahudi kadinlarin giysileri
Kadinlarin ilk dönem giysileri yeterince bilinmemekle beraber,18.yüzyilda artik Türk üslubuna göre giyindikleri anlasilmaktadir.. Giysileri genellikle bütün kadinlarinki gibi ferace, entari ve salvardi. Ev giysileri ile sokak giysisi arasinda çok fark vardi. Koyu, genellikle kahverengi feracesi, büyük ‘mahrama’si ve koyu renkli ayakkabilari, kadinin Yahudi oldugunu gösteriyordu. Evde giyilenler çok daha renkliydi. Saçlar tümüyle örtülürdü. Bu amaçla ‘mahrama’ adli uzun esarp kullanilmaktaydi.19. yüzyila kadar giyimle ilgili bilgilere, fermanlar, cemaat belge ve kaynaklari, ecnebi seyyahlar tarafindan çizilen resimler ve seyahatnameler kaynakça olusturur.
Tasra kasabasindaki Yahudiler ise, 20. yüzyilin baslarina degin eskisi gibi giyindiler. Kiyafetleri, salvardan kumas kusakla baglanan ‘sayo’ ve entari denilen giysiden, cepkenden, genis kollu bir cüppeden ve deri ayakkabilardan olusur, kisin ise kürk denilen ve içi kürk astarli olan bir cüppe giyilirdi. Yahudi kadinlar da Avrupali giyime gitgide her bölgede degisik bir sekilde ve hizla geçtiler.
1568 tarihinde Ikinci Selim bir fermanla Müslüman olmayan halkin kiyafetlerini birtakim kayit ve sartlara baglaniistir.
Bu fermandaki kayitlara göre, hiçbir Yahudi, Hiristiyan ve diger Gayrimüslimler üstün kaliteli ve hazir elbise giymeyeceklerdi. Yalniz siyah renkli, yassi yüzlü içi astarsiz ayakkabi giyebileceklerdi.
Ermenilerin kiyafeti de Yahudilerin kiyafeti gibi olacak, yalniz Ermeniler baslarina, yine fazla olmamak sartiyla, alaca kusak saracaklar ve digerleri gibi Ermeni kadinlar da ferace giymeyecekler..
Her iki toplumun da sarik sarmalari yasaklaniyor ve sapka giymek zorunda birakiliyorlardi.
Kaynak: Prof. Dr. Yavuz ERCAN, Osmanli Imparatorlugunda Gayrimüslimlerin Giyim Mesken ve Davranis
Osmanlida Yahudiler
Istanbul'un Türkler tarafindan fethi sirasinda sehirde üç farkli Yahudi grubu vardi. Bizans döneminde saptanan geleneksel (rabinik) ve Karay cemaatlerinin olusturdugu Romaniyotlar, Genova ve Venedik kökenli Yahudiler ile Orta Avrupa kökenli Askenazlar.
Istanbul'un fethinden sonra, 15ci yüzyilin ortalarinda Fatih Sultan Mehmet, savaslar nedeniyle nüfusu azalmis sehri yeniden canlandirmak amaciyla hem Anadolu'dan hem de Rumeli'den Müslüman ve Hiristiyanlarla beraber, Yahudileri de Istanbul'a getirtmisti.
Ispanyadan Kovulan Yahudiler
1492 yilinda, Kral Ferdinand ve Kraliçe Isabella'nin emriyle Ispanya'dan kovulan Yahudilerin Osmanli'ya siginmasiyla, Istanbul'daki sosyal degismisti.
Sehre gelen Ispanyol ve Portekizli göçmenler de kendi mahallelerini olusturdular.
Her biri kendi içine kapali olan bu cemaatler arasinda zamanla yakinlasma olmustu. Padisahlarin ilimli yaklasimi sonucu, cemaatler arasindaki iliski, evlilik yoluyla da artmisti. 18. yüzyildan itibaren cemaatlerin özgün yapisi degismis ve artik sehirde Ispanyol kökenli Sefarad Yahudileri egemen hale gelmisti. Balkan Savaslari sonrasinda göçmen olarak Balkanlar ve Kafkaslar ile adalardan gelen Yahudilerin de kiyafetleri farkli idi.