OSMANLIYI ANLAMAK

Henüz 12 yasinda olan Fatih’in, babasina yazmis oldugu: ‘’Eger padisah iseniz , buyurun ordunuzun basina geçin! Yok eger padisah ben  isem, size emrediyorum derhal ordunun basina geçin.’’ dehasini, henüz 19 yasinda iken 6 dil bilen zekasini, Bosna’yi fethedip 3 ay gibi kisa bir sürede Bosnakçayi ögrenip, onlara kendi dilinde hitap ederek 30 bin kisinin Islam dinine girmesini saglayan kabiliyetini anlamak gerek.

Fatih Sultan Mehmet! sinifta hiç uslu durmaz, önünde oturan çocuklara kalem batirir, bagirir çagirir hocasi Aksemsettin bir sey dedigi zaman “Sen bana bir sey diyemezsin ben padisahin ogluyum” diye tehdit ederdi.

Aksemsettin artik bu durumdan rahatsiz, ama bir o kadar da çaresizdi. Padisahin karsisina bu konu hakkinda gitmekten haya ediyordu. Padisaha çocugunu sikayet etmek düsüncesi ona çok agir geliyordu. Bir gün artik her seyi göze alip padisahin huzuruna çikti ve olanlari ona sikilarak anlatti. Padisah durum karsisinda bir müddet düsündü ve o müthis planini Aksemsettin’in kulagina usulca açikladi.

Aman Ya Rabbi! bu ne plandi, mümkün degildi bu plani uygulamak. Aksemsettin plan konusundaki rahatsizligini padisaha ilettiyse de, padisah onu dinlemedi ve “bu is olacak” dedi. Ertesi gün yine ders ortaminda ve yine Fatih Sultan Mehmet yaramazlik yapiyordu. Aksemsettin’in uyarisina yine ayni tehdit cevabini verdigi sirada padisah ansizin kapiyi açip içeri girdi.

Bu olay karsisinda Aksemsettin hiddetlenerek padisaha bagirdi ve bir tokat atarak, bu sekilde sinifa giremeyecegini izin istemesi gerektigini söyleyerek derhal disari çikmasini istedi.

Padisah mahçup bir sekilde boynunu bükerek özür diledi ve disari çikti. Olaylar karsisinda Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmus ne yapacagini sasirmisti. Güvendigi babasi tokat yemisti.. Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmustu.

Az sonra kapi vuruldu ve padisah mahcup bir sekilde içeri özür dileyerek girdi. Plan muhtesem islemisti…

O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlik yapmadi. Çünkü güvendigi daglara kar yagmisti artik…

Iste Aksemsettin’in kulagina fisildanan muhtesem plan ve iste çocuk egitimi..

Koskoca padisah, sirf çocugunun terbiyesi için gözünü kirpmadan tokat yemeyi göze almisti…(1) Osmanliyi anlamak için  bu egitim sistemini anlamak gerekir.

1-https://islamipencere.wordpress.com/2014/09/05/fatih-sultan-mehmed-ve-hocasi-aksemseddin/

Yavuz Sultan Selim Hanin, Misir'a açtigi sefer sirasinda Halep'ten Sam'a dogru giderken yolda, hayatina Sam'da son verilen Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'ni ve onun Yavuz'u isaret eden sözlerini hatirladi.

'Sin, Sin'a girdiginde Muhyiddin'in kabri meydana çikar' sözü Yavuz'un dikkatini çekmisti. Bu isaret zaman zaman aklina takilip duruyordu. Sam'a vardiginda oranin âlim ve velileriyle görüsmelerde bulundu. Söz dolasip Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'ne de geldi Sam'in ileri gelenleri, Hazret'in kabrinin bulundugu yerin halen çöplük oldugunu, hadiseden o güne kadar Hazret'e iyi gözle bakilmadigini anlattilar.

Yavuz Sultan Selim Han, derhal harekete geçip kabrin yerini tesbit ettirdi. Oraya hemen bir türbe ve yani basina büyük bir cami ve imaret insaati baslatti. Zamanimiza kadar muhtesem bir sekilde gelen türbe, cami ve imaret, külliye olarak ortaya çikti.

Ayrica, Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'nin vefatindan önce ayagini yere vurarak:

'Sizin taptiginiz benim ayagimin altindadir' buyurdugu yeri tesbit ettirip kazdirdi. Oradan küp içinde altin çikti. Bundan Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'nin: 'Siz Allah Teâla'ya degil de paraya tapiyorsunuz' demek istedigi anlasildi. Gerçekten de idamina sebep, hazretin bu sözleri olmustu.

Yavuz Sultan Selim Han, çikan altinlari Sam'in fakirlerine dagitti. 'Sin'den maksadin Selim, 'Sin'dan maksadin da Sam, Mim’den maksadin da Muhyiddin Arabinin oldugu kesin olarak ortaya çikmisti.(2)

Tarihi anlamak,Yavuz Sultan Selim’in, Sin Sina girince, Mim’in kabri bulunur sözünü çözmedeki kabiliyetini anlamak ve alimlere karsi duydugu saygiyi anlamak gerekir.

Bu gün dahi birçok Bilim Adaminin çözmekte zorluk çektigi, Ilay-i Kelimetullah ugruna Sina Çölünü, o günün sartlarina göre ordusuyla beraber kisa bir sürede geçmesindeki kararliligi anlamak gerekir.

Ecdadimiz hayatlarinin her safhasinda Kur’an ve Sünnete göre yasamislar ve yasantilarinda dinin emrini uygulamislardir. Bunun en güzel örnegi ise  Yavuz Sultan Selim Han’a gayrimüslimin biri sekiz sene hizmet etmis.

O kadar güzel hizmet etmis ki, bu süre zarfinda en ufak bir kusuru ve edepsizligi görülmemis. Yavuz Sultan Selim Han bir gün bu hizmetçisini çagirtmis ve demis ki;

“Sekiz senedir hizmetimi görürsün. En ufak bir kusurunu ve yanlisini görmedim.Sana bir soru soracagim. Padisah sözü veriyorum, eger dogruyu söylersen seni azat edecegim. Sana para ve mal verecegim. Ve en ufak bir zarar da görmeyeceksin.”

Hizmetçi;

“Buyurun sorun padisahim” der.

Yavuz Sultan Selim;

2-https://www.yeniasya.com.tr/selahaddin-vatansever/sin-sin-a-girince_400198

“Benim Peygamberim (s.a.v) buyuruyor ki, ‘Bir Yahudi veya Hristiyan size hizmet ederse, firsat bulduklari an size hiyanet ederler.’ Fakat ben sende hiçbir hainlik görmedim. Ama benim Peygamberimden de (s.a.v) yalan sadir olmaz. Korkmadan, çekinmeden söyle, yaptigin bir ihanet varsa ben de bileyim. Efendimizin mucizesini gözümle görmüs olayim. Söz veriyorum zarar görmeyeceksin.”

Gayrimüslim hizmetçi;

“Padisahim 8 senedir sana getirdigim abdest suyuna, küçük abdestimi yapmadan getirmedim” der.

Yavuz Sultan Selim Han unutulmaz sözünü söyler;

“Allah’a yemin olsun ki senin getirdigin abdest suyu ile hiçbir vakit abdest almadim! Haydi artik serbestsin.” (3)Kadirsinasliligi, Islam dinine olan teslimiyetini ve Müslüman’in uyanikliligini görmekteyiz.

Mimar Sinan’in muhtesem eseri, Süleymaniye Camisi’nin yapilmasina vesile oldugu rivayet edilen Kanuni Sultan Süleyman’in rüyasi…

Caminin insasiyla ilgili çok güzel bir menkibe anlatilir:

Anlatildigina göre Kanuni Sultan Süleyman Han, bu caminin insasina karar verdigi zaman bir gece rüyasinda Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) görür. Allah Resulü (s.a.v.), caminin nereye ve nasil yapilacagiyla ilgili bir takim talimatlarda bulunur.

Heyecan içinde uyanan Sultan, sabah olunca ilk is olarak Mimarbasi Sinan’i günümüzde caminin oldugu yere çagirdi. Burada bir cami insa edilmesini istedi. Mimarbasi da sanki böyle bir emir bekliyormus gibi hemen Sultan’a anlatmaya baslar:

‘’ Sultanim! Camiyi bu yere su sekilde yapariz. Mihrabi surada, minberi surada, kürsüsü de surada olur.’’

Kanuni bakar ki Sinan’in tarifi, rüyada Hazreti Peygamber Efendimiz’in kendisine tarif ettigi gibidir. Sultan, manali bir tebessümle Sinan’a bakarak der ki:

‘’Mimarbasi! Haberli gibisin!’’

Mimarbasi Sinan Aga, mahcup bir sekilde basini öne eger ve ayni rüyayi kendisinin de gördügünü anlatan su cevabi verir:

‘’Sultanim! Sizin hemen arkanizda idim!’’(4)

Olay sadece bir rüya gibi görünse de,  ayni rüyayi iki kisinin birden görmesi.

3-https://www.internethaber.com/cunku-o-su-ile-hic-abdest-almadi-1825339y.htm

4-Osman Nuri Topbas, Abide Sahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanli, Erkam Yayinlari

Kanuni Sultan Süleyman,sarayin bahçesindeki  agaçlari kurutan karincalarin öldürülmesi için Seyhulislam Ebussuud Efendi’den su beyitle fetva istemis:

‘’Dirahta ger ziyan etse karinca,

   Zarari var midir âni kirinca.’’

(Yani ürünlere zarar veren karincalari öldürmekte ser’an zarar var midir?)...

Ebussuud Efendi:

‘’Yarin Hakk’in divanina varinca,

   Süleyman’dan hakkin alir karinca.’’ bir beyitle cevap vermistir.

Ne mutlu ki bizlere, canlilara bile zarar vermeyen ecdadin torunlariyiz.Bunun gibi bir çok yasanmis örnekler vardir.Atalarimizi anlamak için sadece onlarin maddi yasantilarina degil, manevi yasantilarina da bakmak gerekir.Ecdadimiz yasantilarinin her alanina edebiyata, sanata, yönetime, adaletine…. Islami ilmek ilmek islemislerdir.Bize düsen görev ise yapilan güzel isleri tatbik etmek, yanlislardan ders çikarmaktir.