Salgın tehlikesi her zaman var olacaktır

Salgın tehlikesi her zaman var olacaktır

Ordu Tabipler Odası Başkanı Uzm. Dr. Ali Coşkun, ODÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı. Dr. Öğr. Üyesi Arzu Altunçekiç Yıldırım’la Covid-19 hastalığını görüştü.

Ordu Tabipler Odasi Baskani - Laboratuvar / Biyokimya ve Klinik Biyokimya Uzm. Dr. Ali Coskun, ODÜ Tip Fakültesi Enfeksiyon Hastaliklari Anabilim Dali Baskani. Dr. Ögr. Üyesi Arzu Altunçekiç Yildirim’la Covid 19 hastaligini görüstü.

ODÜ Tip Fakültesi Enfeksiyon Hastaliklari Anabilim Dali Baskani. Dr. Ögr. Üyesi Arzu Altunçekiç Yildirim virüslerin neden oldugu salgin tehlikesinin her zaman var olacagina isaret ederek; “Çünkü geçmis yillarda da su an yasadigimiz salgin durumuna benzer viral kaynakli büyük salginlar dünya tarihinde pek çok kez yasanmistir” dedi.  

Ali Coskun – “1. Covid hastaligini ( SARS COV -2'nin neden oldugu hastalik ) kisa bir cümleyle nasil tanimlarsiniz?”

Arzu Altunçekiç Yildirim - “Esas olarak damlacik yolu ile bulasan, belirtisi olmayan kisilerde de bulunarak bu kisilerden de bulasabilen, bagisiklik sisteminin durumuna göre farkli klinik seyirler gösterebilen, agir formda seyrettiginde ciddi solunum yetmezligine ve ölüme neden olabilen bir viral hastalik oldugu seklinde özetleyebilirim.”

A.   C. – “2. Kisisel kanaatinize göre Covid hastaliginin etkeni Sars COV -2 diger corona virüsler gibi dogal bir virüs mü ? Yoksa özel olarak mutajenite kazandirilmis bir virüs mü?”

A.   A. Y. - “Net bir kanit ve arastirma olmadan böyle bir varsayima inanmanin dogru olmayacagini düsünüyorum. Çünkü geçmis yillarda da su an yasadigimiz salgin durumuna benzer viral kaynakli büyük salginlar dünya tarihinde pek çok kez yasanmistir. Örnegin 100 yil önceki Ispanyol Gribi. Bu salginda dünya nüfusunun yaklasik yüzde 5’inin etkilendigini biliyoruz. Dogada bulunan virüsler mutasyon adini verdigimiz degisimler geçirebiliyor ve yeteneklerine daha fazlasini kazandirarak ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Bu durumu Corona virüsler açisindan SARS ve MERS-Co virüs salginlarinda da yasadik. Daha sinirli salginlara yol açti ama bir anlamda son virüsün basamaklari idi. Virüslerin neden oldugu salgin tehlikesi her zaman var olacaktir. Laboratuvar virüsü oldugu konusunda Nature Medicine, (Volume 26, Pages 450–452, 2020) isimli bir dergide yayinlanan arastirma virüsün dogal bir virüs oldugu yönünde bilgiler sundu. Bu çalismada virüsün genom dizi verileri ve benzer virüslerin detayli analizi sonucunda; SARS-Cov 2 ‘nin laboratuvar ortaminda üretildigine dair hiçbir belirti olmadigini bildirdiler. Covid-19'un reseptör baglanma alaninin, insan hücrelerinin belirli bir moleküler özelligini hedeflemek için degisim gösterdigi ve arastirma ekibinin bu gelismenin bir çesit genetik mühendisligi degil dogal seleksiyon sonucu olduguna inandigi ifade edildi.

A. C. - 3. “Bilindigi gibi, klasik virüs enfeksiyonlarinda önce Ig M antikorlari çikar 1-2 hafta pozitif kalir, sonra inmeye baslar, çok kisa bir pencere dönemi görülür ve Ig G antikorlari olusmaya baslar ve Igm antikorlari kaybolur fakat Ig G yillarca belki de ömür boyu kanda yüksek kalirdi.  COVID HASTALIGINDA ise durum farkli.  Covid hastaliginda ise IgM antikorlari 10. günde hemen ayni günlerde de pesinden IgG antikorlari çikiyor ve kanda yükselmeye basliyor. Yapilan çalismalarda IgM testi 5. aya kadar pozitif kalabildigine göre yapilan antikor testi bu durumda iki testi de ( en azindan 5. aya kadar ) pozitif olacaktir. PCR testi ise 1 aydan sonra negatiflescektir. O zaman antikor testi ve pcr testi için istenen en uygun durum ve zamanlama hangisi olmalidir?”

A. A. Y. - “COVID-19 her asamasinda bizi sasirtan ve bildiklerimizi de gözden geçirmemizi gerektiren bir hastalik. Gerçekten Ig M ve Ig G seyri klasik viral hastaliklarin seyrinden farkli. Su an için aktif enfeksiyonu bize gösteren en iyi test PCR testi. Viral saçilim semptomlarinin baslamasindan 1-2 gün önce baslamakta ve bogaz sürüntülerinde semptomlarin ortaya çikis döneminde viral yük doruga çikmakta ilk yedi gün içerisinde düsmekle birlikte ikinci haftaya kadar hatta bazen daha uzun süre pozitif kalabilmektedir. Serolojik testler olarak ifade ettigimiz IgM ve G’nin degerlendirildigi testleri erken dönemde tani amaciyla kullanmiyoruz. Çünkü belli bir süre sonra pozitiflesmeye basliyor. Ilk antikor yaniti (IgM) 6-7 günden sonra baslayabilmekle birlikte hastalarin çogunda antikor pozitifligi belirtilerin baslamasindan sonra 10 günü bulabilmekte. Su anda bazi saglik kuruluslarinda antikor testlerinin tani testi gibi kullanildigini duyuyoruz. Bu testlerin bir kismi IgM ve Ig G’yi veya her ikisini test eden hizli testler. Ancak klinik belirtileri olan ve erken dönem hastalarda tani için kullanilmasi uygun degil. Çünkü negatif saptanmalari kisinin hasta olmadigi anlamini tasimiyor. Saglik Bakanligi rehberinde de açik sekilde belirtildigi gibi PCR testi negatif ancak enfekte bir hasta ile güçlü epidemiyolojik baglantisi olan kisilerde geçirip geçirmedigini degerlendirmek amaçli kullanilabilir. Ya da toplumsal olarak ne kadar kisinin etkilendiginin taranmasinda fikir vericidir. Ancak bunun içinde özellikle Ig G’nin ne kadar süre ile pozitif kaldigi ile ilgili bilgilerin netlesmesine ihtiyaç var. Yani özetle su an için tanida öncelik PCR adini verdigimiz moleküler testte.”

A.C. – “4. Covid hastaliginda inkübasyon süresi 2 hafta olarak yayinlarda geçmektedir. Oysa ülkemizde bu temastan daha erken ortaya çikmaktadir. Bölgemizdeki vakalarda ortalama inkübasyon süresi sizin klinik deneyimlerinize göre kaç gün olmaktadir?”

A. A. Y. “Aslinda inkübasyon süresi için belirtilen süre mevcut çalismalar isiginda ortalama 5.84 gün (ortalama 4.8-6.8 arasi ) olarak belirtilmekte. Ancak genel olarak inkübasyon süresi 2-14 gün araliginda degismektedir. Klinik tecrübemiz hastalarin büyük çogunlugunun çalismalarda belirtilen sekilde özellikle temas sonrasi 3. gün civarinda semptomlarinin basladigi yönünde. Daha az hasta grubumuzda ise bu sürenin daha uzun oldugu vakalar gördük.”

A.C. – “5. En son verilere göre : covid pcr testi pozitif buldugumuz bir hastanin bulastiriciligi ne zaman sona erer. Bu hastalikta hastaligi geçirmekte olan bir kiside pcr negatif çiksa bulastiricilik bitmis mi demektir ? Korona hastaligi geçiren insanlarin bulastiriciligi ne zaman biter?”

A. A. Y. - “COVID-19’un bulastiricilik süresi kesin olarak bilinmemektedir. Yani çok açik bir cevabi yok. Semptomatik dönemden 1-2 gün önce baslayip semptomlarin kaybolmasiyla sona erdigi düsünülmektedir ki bu süre genellikle semptomlarin baslamasindan yaklasik 7-10 gün sonrasina denk gelmekte. Viral dinamikleri düsündügümüzde de bu süre ile uyumlu. Salginin baslangiç döneminde hasta kisilerin izolasyon süreleri 14 gün olarak güvenli bir aralikta belirlendi. Ancak yeni çalismalar bu bulas süresinin daha kisa oldugu yönünde. Saglik Bakanligi rehberinde de hafif seyirli vakalarda 10 günün sonunda izolasyonun sonlandirilabilecegi yönünde degisiklik yapildi. Ama daha agir klinigi olanlarda daha uzun tutuldu. Yine son çalismalar PCR pozitif saptanmaya devam etse bile kisilerin hastaligi etrafa yaymadiklarini belirtmekte. Vücutta kalan aktif olmayan virüs parçaciklari nedeniyle testler pozitif çikabilmekte. Dogru yöntemle alinmis ve çalisilmis bir PCR testi negatif saptandi ise bugün ki bilgilerimiz ile bulastirici olmadigini söyleyebiliriz.”

A.C. – “6. Korona hastaligini her geçirende antikor olusuyor mu ? Korona hastaligini geçirip antikor olusan veya varsa olusmayan hastalarda, sonraki zamanlarda yeniden hastalik ( re-enfeksiyon ) olusur mu ? Böyle vakalar var mi?”

A. A. Y. “Ne yazik ki pek çok sorunun cevabini tam olarak henüz bilmiyoruz. Klinik semptomlari olan kisilerde evet antikor gelisimi söz konusu. Ancak bu antikorlardan koruyucu olmasini bekledigimiz antikorlarin düzeyi ne kadar süre ile pozitif kaliyor net olarak bilmiyoruz. Yurt disinda bildiginiz gibi bazi re-enfeksiyon yani hastaligi geçirmis ancak yeniden enfekte oldugu ifade edilen hastalar mevcut. Ancak bu hastalarda dikkat çeken ikinci atakta belirtilerin çok daha hafif oldugu yönünde. Tabi immünite komplex bir konu; hücresel immünitenin de bu konuda katkisi oldugu düsünülüyor. Ayrica daha önce de belirttigim gibi bazi hastalarda uzamis PCR pozitifligi veya aralikli negatif ve pozitiflik klinik anlami olmayan viral parçaciklarin saptanmasi ile ilgili de olabileceginden bu durumun reenfeksiyon ile karistirilmamasi lazim. Reenfeksiyon diyebilmek için daha detayli analizler gerekiyor. Diger taraftan antikor gelismeyebilir mi? Mevcut bilgiler asemptomatik bireylerde gelismeyebilecegini gösteriyor. Bir çalismada asemptomatik 5 bireyden sadece 1’inde antikor saptandigi yayinlandi. Ancak bunlarin klinik sonuçlarinin ne olacagini bilemiyoruz.”

A. C. – “7. Maske, mesafe ve hijyen en gerekli önlemler. Bu önlemlere hagi durumlarda çift maske takilmasi, seffaf siperlik kullanilmasi eklenmelidir?”

A. A. Y. “Korunmada etkili bir asi bulunana kadar bu önlemleri almak zorundayiz. Maske ile baslayacak olursak maske aslinda temelde hasta bir kisinin virüsü etrafa yaymamasi için çok önemli. Yani kendimizi korumak kadar daha önemlisi hasta kisinin diger insanlari kendinden korumasi. Aslinda bir yandan da ellerimiz ile pek çok kontamine alana temas ediyoruz ve maske takmak dolayli olarak agiz ve burun temasimizi da azaltiyor. Taktigimiz maskenin belli standartlari tasiyor olmasi lazim. Kullanimi önerilen cerrahi maskeler aslinda iki veya üç kat olarak üretiliyor ve tek kullanimlik. Yani kullandigimiz maske güvenli ve standartlara uygun ise günlük hayatimiz sirasinda ikinci bir maskenin takilmasi gibi bir öneri yok. Maske öksürürken konusurken saçtigimiz partiküllerin yayilmasini önlüyor. Maskenin agiz ve burunu kapatmasi çok önemli. Genellikle tanik oldugumuz maske takilmis ama burun açik. Ya da insanlar konusurken indirme ihtiyaci duyuyor. Yani asil damlacik olusumuna neden olacak bir eylemi sirasinda koruyucu bariyeri ortadan kaldiriyor. Sonuç olarak uygun standartta üretilmis bir cerrahi maskenin uygun takilarak günlük hayatta kullanilmasi bence yeterli; tabii diger önlemler ile birlikte. Mesafe en az maske kadar önemli. Biz millet olarak iletisim sirasinda bu mesafenin az olmasini seviyoruz. Ancak damlacik yoluyla bulasan virüs kolayca kisiden kisiye bulasabiliyor. Çalismalar gösteriyor ki bir metreden fazla sosyal mesafede bulas riski %2.6 iken bir metreden yakin temaslarda bu risk çok daha yükseliyor. Maske ve birlikte iki metrelik sosyal mesafe virüse karsi etkin bir koruma sagliyor. Hijyen yani el yikama diger önemli korunma yöntemi. Bir pandemi sirasinda virüsün yayilmasini önlemenin en ucuz, kolay ve önemli yollarindan biri ellerin sabun ve suyla sik sik yikanmasidir. Bulasici hastaliklarin yüzde 80'i eller yoluyla tasiniyor. Ellerin tüm yüzeyleri içerecek sekilde en az 20-30 saniye yikanmasi gereklidir. Böylece virüs bulasinda araci olabilecek ellerimizin hijyeni saglanmis olacaktir. Ayrica ellerimiz ile agiz ve burnumuza dokunmamaliyiz. Siperlik, damlacik olusturan islemlerde koruyucu maske ve gözlüge ek olarak kullandigimiz bir kisisel koruyucu ekipmandir. Net olmamakla birlikte virüsün teorik olarak gözden bulasmasi mümkündür. Bu damlacik yolu ile veya ellerimiz yolu ile gelisebilir. Tek basina virüsten koruma özelligi yoktur. Insanlar maske ile zorlanip sadece siperlik takma yoluna gidebiliyor. Ancak unutulmamali ki maske olmaksizin tek basina yeterli koruma saglamayacaktir. Saglik çalisanlari için kullanilmasi gerekli bir ekipman sosyal hayatta ise aslinda yeterli mesafe ve maske kullanimi bence çok daha önemli.”

 

A.   C. - “8.  Artik Pandemilerin olabilecegi bir yüzyila giriyoruz gibi. Bu pandemi insaallah son olur ama, sanki buna benzer durumlarla gelecekte de karsilasabiliriz gibi geliyor. Bu durumda hekimlerin hastalari muayene ettigi odalar, Pandemi'ye uygun olarak daha ergonemik düzenlenmeli mi sizce ? Örnegin çift kapili olmasi, arada seffaf seperatörlerin kullanilmasi gibi. Bu konuda Mühendis ve mimarlar odasindan da yardim alinmasi faydali olur mu ? Yine ayni sekilde hekimlerin pandemi giysisi yeniden dizayn edilmeli mi ? Pandemi giysisi de gelistirilmeli mi ? Yoksa bu eski düzen yeterli mi?”

A. A. Y. - “Umarim gelecekte salginlar ile yasamayi ögrenmek zorunda kalmayiz. Ancak aslinda viral salginlar açisindan hazirliksiz yakalanmak sonuçlarin agirlasmasina neden oluyor. Dolayisiyla bundan sonrasi için de hazirlikli olabilmek için altyapilarin düzeltilmesi bence zorunlu. Ülkemizde pek çok yerde yeni hastane insaatlari mevcut ancak hekimlerin ihtiyaçlari ve korunakli olmalari açisindan düsünülerek mi planlandi bilemiyorum. Kendi adima su an çalistigim Ordu Üniversitesi Egitim Arastirma Hastanesi fiziki kosullarinda salgin ile ilgili düzenlemeleri yaparken inanilmaz zorlandik. Koridorlarin genisliginden muayene odalarina kadar pek çok fiziksel özellik yetersiz durumda. Bu nedenle teknik ve tibbi gerekliliklerin belirlenerek, hekimlerden görüs alinarak pandemi kosullarinda gerekli izolasyon önlemlerinin kolayca uygulanabilecegi standart hastane yapilarinin olusturulmasi gerekiyor. Uzun süreler koruyucu kiyafetlerin içerisinde çalismak gerçekten zor. Özellikle yaz aylari bizim için çok zor geçti. Rahat hareket edebilmeyi saglayacak, koruyucu özelligi yüksek ürünlerin gelistirilmesi tüm saglik çalisanlari için faydali olacaktir.”

A. C. – “9. Korona virüs hastaligina yakalanmamak için veya yakalandiktan sonra en çok tüketilecek gida olarak neyi tavsiye edersiniz? D vitamininin faydasi nedir, ne sekilde almaliyiz ? Baska faydali vitaminler de var mi?

A. A. Y. “Yüzde yüz kanitlanmis bir öneri yok. Çesitli takviye ve vitaminler ile çok sayida çalisma var ve devam ediyor. Saglikli ve dengeli beslenmek, uyku düzeni önemli faktörler. Vitaminler içerisinde özellikle D ve C vitaminleri ön plana çikiyor. D vitaminin düsük seviyede olmasi ile akut solunum sikintisi ve ölüm oranlari arasinda korelasyon bulan yayinlar mevcut. Mekanizma olarak viral replikasyon oranlarini düsürebilen katelisidinleri ve defensinleri indükledigi ve pro-inflamatuar sitokinlerin konsantrasyonlarini düsürüp antiinflamatuar sitokinlerin konsantrasyonlarini artirdigi düsünülmekte. Enfekte olan kisilerin tedavisinde D vitamini faydali olabilir. Benzer sekilde çinko, üzüm ve findik gibi gidalarda bulunan resveratrol, zerdeçal, elma, çilek gibi gidalarda bulunan quercetin arastirilan gida içerikleri arasinda. Ancak randomize kontrollü çalismalara ihtiyaç var. “

A. C. – “10. RNA'nin dis ortamda çabuk tahrip olusu, numune almanin gerektigi gibi tam olarak yapilamayisi PCR testini yalanci negatif çikarabilir. O halde hastaligin teshisinde ve takibinde PCR testini mutlaka diger testlerle ve bulgularla konfirme ederek mi degerlendirmeliyiz ? Nasil karar vermeliyiz?”

A. A. Y. - “COVID-19 tanisi için tüm hastaliklarda oldugu gibi klinik, laboratuavar ve radyolojik bulgulari hastanin epidemiyolojik öyküsü ile birlestirerek karar vermeye çalisiyoruz. Yalanci negatif sonuçlar olabildigi gibi virüsün bir süre sonra üst solunum yollarinda artik tespit edilememesi kafa karisikligina yol açabiliyor. Ancak pnömoni gelisen hastalarda toraks BT de tipik olarak yorumlanabilen bulgular görüldüyse ve yine bakilabiliyor ise bu dönemde antikor testinin pozitif olmasi taniya yardimci. Laboratuvar testleri içerisinde rehberde de belirtilen lenfopeni varligi akut faz reaktanlarinin yüksek olmasi COVID lehine ve ayrica prognostik olarak da kullanilabilen testler. Klinik belirtiler açisindan salginin basinda triaj amaçli kullanilan bazi semptomlar her dönemde veya her hastada olmayabiliyor. Kimi hastada 39-40 dereceye ulasan ates olurken bazi hastalarda ates olmaksizin yaygin vücut agrilari veya gastroenterit yakinmasi olabiliyor. Yani hiç bir asamada spesifik bir bulgumuz söz konusu degil; tüm bu bilesenlerin degerlendirilmesi sonucunda karar veriyoruz.”

ÜNYE KENT HABER