M.Ö. 400 yilinda Dogu Karadeniz’de yasamis bu kavimlerin hiç biri Yunan asilli degillerdir. Karadeniz’e Ortaasya’dan Kafkasya’dan geldikleri varsayilmaktadir.
Ünye’nin bu güne kadar yazilmis bir tarihi yoktu. Yaptigimiz bu çalisma, daha iyisi yapilana kadar bir boslugu doldurmak amaçlidir. Bir gün gelecek yeni kusak arastirmacilar bu temel bilgileri bulacak ve daha iyilerini yazacaklardir..
Ünye’de yeni yapilan bes yildizli büyük turistik otele KALIBIYA adi verilmistir. Kalipler Ünye ve civarinda yasamis ve yöreye sonradan gelen kendinden büyük kavimler içinde erimis bugün hiçbir izi bulunmayan bir topluluktur. KALIBIYA, Halibiya, Alibiya bu yörenin milattan önceki adidir, hatta Ünye’nin eski isimlerinden biri de “Alibe” dir.
Amasyali tarihçi Stroban (M.Ö 400) Ünye'de demirci Kalip kavminin yasadigini belirtmektedir. Bölgenin yasayan diger kavimleri, Tiberenler, Mosinoiklerdir. Bu kavimlerin bakir, kalay ve demiri islemeye baslamalari, bölge halkinin yasam ve uygarlik düzeylerinin yükselmesine katkida bulunmustur.
Bir baska yerde de Kalipler hakkinda su bilgiler vardir:
Imparator II ci John zamaninda (1280-1297) Ünye (Halibiya) yöresini ele geçiren Türklerin Sinop Çepnileri olabilecegi düsünülmektedir.
Yunan tarihçisi Ksenophon'nun “Onbinlerin Ricati” yeni adiyla “Onbinlerin Dönüsü”, adli eserine göre. Orta ve Dogu Karadeniz bölgesinde, M.Ö.400 yilinda, Kolhlar, Driller, Mossinoikler, Halibler ve Tibarenler gibi, Yunan asilli olmayan halklar yasiyordu. Sinope ve Kerasos'tan sonra doguda çoruh irmaginin agzina degin uzanan kiyi kesimini ele geçirdi. Khalib, Tibaren, Tabal, Makron (yada Tzan) Behir,Bizer, Ekehir, Muski (Moskoi) Mosinek, Kokon, Mariandin diye anilan topluluklar hep bu kiyida yasiyordu. Kaynak:http://www.ordudefterdarligi.gov.tr/ilimiz/ordu_tarih.htm
Ünye’den geçen RUY GONZALES DE CLAVIJO nun, Timur’a elçi tayin edildikten sonra, 1404 yilinda yolculugunun güzergahinda olan Ünye’ye ugradigi ve Ünye civarina denize yakin olan bir köyde, birkaç nalbant dükkani bulundugunu, olasilikla bu nalbantlarin denizin getirdigi siyah kum tanelerinden demir elde ettiklerini yazmis, demir ve çelikle ilgisinden dolayi bölgeye Chalybia dendigini açiklamis ve Kalipler, demiri isleyen ilk kavimdir hükmünü vermistir.
Yine gezgin Hamilton’da Ünye’yi ziyaretinde Haliplerin sahildeki kumlardan kireç tasi kullanarak demir elde ettiklerini, arkeolog Antoni Bryer ve Davit Winfield’in de Ünye ve Halibiya bölgesine degindikleri çalismalarinda, Haliplerden söz ederler.
Limanin Fatsa yönü baslangicindan Fatsa yarmasina kadar devam eden sahilde avuç içi kadar olanlardan baska kumsal yoktur. O sahil, yer-yer yükselen arada kisa bosluklarla kesilen bir falezdir.
Asil kumsal Ünye’nin içindeydi. Sahil kara yolu üstünden geçip yok etmeseydi Tacülbat Bey is haninin yanindan Falez baslangicina kadar olan emsalsiz güzelligini simdiki genç kusak da görebilecekti.
1960 yilina kadar yasayan o kumsala firtina sirasinda deniz siyah renkli bir kum atardi. Kaynak: Irfan Isik
Bu yerli topluluklarindan biri de Haliplerdi. Ve ancak M.Ö. 400 yillarinda gelistirdikleri aritma sistemiyle demiri isleyip dis satim yoluyla Perslere, Yunan kolonilerine daha sonra da Pontos’lulara, Roma’ya satmislardi.
Terme’den Bolaman’a kadar olan küçücük bölgeye adlarinin verilmis olmasi gerçekten demir sayesindedir. Kaynak: Irfan Isik
M.Ö. 400 yillarinda, Pers Imparatorlugu’nun basina geçmek için kardesi ile savasan Keyhüsrev’i desteklemek amaciyla 13.000 kisilik parali bir Yunan ordusu getirtilir.
Savasin kaybedilmesi ve büyük komutanlarinin ölmesiyle bassiz kalan bu ordu, Ksenofon’la birlikte Erzurum üzerinden Trabzon’a inmistir. Buradan Ordu’dan gemilerle ve bir kismi da yaya Ünye’den geçerek Sinop’a ve oradan gemilerle Trakya’ya ulastiklarinda geri dönenler sadece 6.000 kadardir.
Bu yolculugun yazari olan ünlü tarih yazari Ksenofon’un tespitlerine göre; Dogu Karadeniz’de M.Ö.400 yillarinda; Haldiler, Halibler, Makronlar, Mosinekler, Tibarenler, Kolhlar ve Driller gibi kabileler yasamaktadir, her birinin farkli dili olan bu kabilelerle ancak tercüman araciligiyla konusabilmistir.
Bir baska kaynakta ise su bilgiler vardir:
Kalipler, milâttan yüzlerce yil önce, Asya’dan Anadolu’ya göçerek, Hitit Devleti’nden ayri, müstakil bir topluluk halinde yasamakta idiler. Karadeniz’in güney kiyilarinda, M.Ö. VII. Yüzyil’da yerlestikleri için, bu bölgeye KALIBYA adi verilmistir. Kalibler, demircilikte ustaliklariyla taninmislardir. Çeligi de onlar bulmuslardi.» Kaynak Aydinlik Ufuklar sitesi
Chalybia, genelde, Thermodon (Terme Irmagi) Nehri ile Jason (Yason) Burnu arasinda bulunan, yaklasik 70 km genisliginde ve 30 km derinliginde bir alan olarak tanimlanmaktadir.
Alt eteklerinde çogunlukla agaçlik alanlar bulunmakta, Dogu’ya gittikçe daha yogun bir nüfus görülmektedir. Güney’e dogru gittikçe, Bati’dan Dogu’ya uzanan Pontus Daglari’nin yüksek kesimlerindeki yaylalar nedeniyle ormanlar ve sürekli oturulan köyler yer almaktadir.
Kaynak: Aydinlik Ufuklar Sitesi
Ingiliz arkeologlar Anthony Bryer ve David Winfield’in Ünye ve Kalibya Bölgesi’ne degindikleri çalismalarinda demir madeninden ve Haliplerden söz ederler.