Toplantı öncesi CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, CHP heyeti, Ordu Çevre Derneği, Ünye Çevre Platformu ve maden karşıtı vatandaşlar ile ORBEL, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Ordu İl Müdürlüğü ve maden firması yetkileri arasında tartışma çıktı.
Tartışmanın kısa sürede arbedeye dönüştüğü olayda, bir süre karşılıklı itişmeler yaşandı. Ardından CHP heyeti, çevre dernekleri ve madene karşı olan vatandaşların salonu terk etmesiyle ÇED toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantı dışında açıklama yapan CHP Ordu İl Başkanı Bülent Akpınar, ORBEL’in belediyecilik faaliyetlerini bırakıp, Türkiye’deki maden şirketlerine ruhsat noktasında taşeronluk yaptığını söyleyerek, “Suyumuzun ve toprağımızın zehirlenmesi, meralarımızın ortadan kaldırılması vatana ihanetten başka bir şey değil.” dedi.
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ise, belediyelerin maden faaliyeti yapmadığını belirterek, “Buna rağmen maden ruhsatlarını alıyor, sonra da bu ruhsatları özel firmalara devrediyor. Yani aracılık yapıyor, taşeronluk yapıyor.” diyerek OBB’yi eleştirdi.
“Hilmi Güler, siyasi birikimini, bürokrasideki ilişkilerini ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı yetkisini kullanarak bu işlemleri gerçekleştiriyor. Ruhsatlar alınıyor, ardından özel firmalara adeta peşkeş çekiliyor.” diyen Adıgüzel, milletvekili olarak denetleme yetkisini kullandığını vurguladı.
Adıgüzel, Ünye’nin Çatalpınar, Döşemedibi, Yazkonağı, Pınarbaşı, Çınarcık, Üçpınar, Çiğdem, Yeşilkent, Gölceğiz mahallelerini kapsayan projeyi halkın istemediğini belirterek, “Hilmi Güler bu işi zorlamaya, hukuksuz uygulamalara devam ederse bu halkı karşısında bulur. Bugün bir kişi, yarın yüz kişi olur. Bunu herkes görecek.” dedi.
Ordu Büyükşehir Belediyesi (OBB) ORBEL Madencilik Petrol Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından Ünye’nin Çatalpınar, Döşemedibi, Yazkonağı, Pınarbaşı, Çınarcık, Üçpınar, Çiğdem, Yeşilkent, Gölceğiz mahalleri olmak üzere toplam 9 mahallede 290 hektar, yani 2 bin 900 dönüm alanı kapsayan alanda bentonit ocağı açmayı ve işletmeyi planlıyor. Söz konusu proje için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) toplantısı Ünye Ticaret ve Sanayi Odası (ÜTSO) Konferans Salonu’nda gerçekleşti.
Toplantı öncesi tartışma ve arbede!
Toplantı öncesi salona gelen CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, CHP Ordu İl Başkanı Bülent Akpınar, CHP Ünye İlçe Başkanı İsa Maral, Ordu Çevre Derneği, Ünye Çevre Platformu ve maden karşıtı vatandaşlar ile ORBEL, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Ordu İl Müdürlüğü ve maden firması yetkilileri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kısa sürede arbedeye dönüştüğü olayda, bir süre karşılıklı itişmeler yaşandı. Ardından CHP ekibi, çevre dernekleri ve madene karşı olan vatandaşların salonu terk etmesiyle ÇED toplantısı gerçekleştirildi.
Adem Bodur: “Halkın bilgilendirilmesi için buradayız”
Ordu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ÇED ve Çevre İzinleri Şube Müdürü Adem Bodur, “ORBEL Madencilik tarafından yapılması planlanan bentonit ocağının sunumu ve halkın bilgilendirilmesi için buradayız. Mühendis arkadaşımız bununla ilgili sunumu yapacak. Sonunda soru cevap bölümünde tüm sorularınız, itiraz ve istekleriniz cevap bulacak.” dedi.
Çevre Mühendisi Seren: Bentonit’in Dünya rezervinin yüzde 50’si Ordu’da
Çevre Mühendisi Volkan Seren, ÇED toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“ÇED bir süreç, izin değil. Proje kapsamında ORBEL madencilik tarafından Bentonit ocağı açılması planlanmakta. Bahse konu proje 290,10 hektar olup, toplamda 1,5 Milyon ton üretim kapasitesine sahiptir. Toplamda 12 poligondan oluşmaktadır. Bu kadar çok poligondan oluşmasının sebebi yerleşim yerlerine yakınlığı ve dağılımdaki cevher durumuna göre 12 poligon olarak belirlenmiştir. Bentonit ocağında patlatmasız bir şekilde sadece kazı yönetimiyle ortalama 20 metre kazılarak üretim yapılacak. ÇED alanlarına 20 metre koruma mesafesi bırakılmıştır. Yıllık üretim 1,5 Milyon ton, saatlik üretimde 625 ton olacaktır. Ulaşım kapsamında köy merkezlerinden kesinlikle geçilmeyecek.
Proje alanları 158,92 hektarlık alan orman alanı, 125,17 hektar tarla-fındık bahçesi ve şahıs arazisi, 6,91 hektarlık alanda hazine arazisidir. Proje istihdamı açısından 40 kişinin çalışması planlanmakta. Proje 12 ay, 25 gün, 8 saat olarak çalışılacak.
Bentonit Ocağı Dünya rezervinde yüzde 50’si Ordu’da bulunmakta. Açığa çıktığında ülke ekonomisine büyük bir katkı bulunmaktadır.”
ÜTSO Konferans Salonu’nda toplantı devam ederken, diğer taraftan CHP heyeti ÜTSO önünde basın açıklaması yaptı.
CHP Ordu il Başkanı Akpınar: ORBEL, Türkiye’deki maden şirketlerine taşeronluk yapıyor
CHP Ordu İl Başkanı Bülent Akpınar, ORBEL’in belediyecilik faaliyetlerini bırakıp, Türkiye’deki maden şirketlerine ruhsat noktasında taşeronluk yaptığını iddia ederek, şu açıklamayı yaptı:
“Neresinden bakarsanız her şey hukuksuz. Gariban köylümüz kandırılmaya çalışıyor, farklı algılar ve manipülasyonlar yapılıyor. Biz Türkiye’de madenlerimiz çıkarılmasın demiyoruz ki; tabi ki çıkarılsın ama önümüzdeki yılların en önemli sorunu olan yaşamda su ve gıda sorunu varken, topraklarımızın zehirlenmesini istemiyoruz. Meralarımızın, arazilerimizin yok edilmesini istemiyoruz. Çünkü bu ülkenin ve dünyanın en büyük sorunu önümüzdeki yıllarda su ve gıda sorunu.
“Suyumuz ve toprağımız zehirlenmeden madenlerimiz çıkarılsın”
Eğer madenlerimiz bu ülkede emeklinin, emekçinin, asgari ücretlinin ya da çocuklarımızın geleceği açısından onlara bir ekonomik katkı sağlayacaksa, bunları daha rahat, daha ferah bir yaşama ulaştıracaksa; suyumuz ve toprağımız zehirlenmeden madenlerimiz çıkarılsın. Ancak görüyoruz ki bugün Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiği 2002 yılından bu yana verdikleri maden ruhsatları ile bütün ülkeyi zehirliyorlar. Zehirlemişken birde bu toprakların altındaki zenginliklerini yabancı kartellere çekiyorlar. Örneğin, bugün Ünye’nin Çatalpınar Mahallesi’nde 100 Milyon TL’lik bir maden çıkarılsa 100 Milyon TL’lik madenden Türkiye’nin alacağı 4 Milyon yani yüzde 4., ayrıca bu ruhsat maliyeti noktasında da bu maden şirketi 1 hektar alana 4. sınıf maden için 14 TL para ödüyor. Bu komik rakamlar noktasında, suyumuzun ve toprağımızın zehirlenmesi, meralarımızın ortadan kaldırılması vatana ihanetten başka bir şey değil. Bunu açıklayacak kelime bulamıyoruz. Eğer gerçekten dürüstlerse, bu memlekete, bu millete hizmet ettiklerini söylüyorlarsa buyursunlar çevre dernekleri var, hukukçular var, mühendisler var; oturulsun, konuşulsun. Eğer ülkenin ekonomisine katkı sağlayacaksa hep beraber oturalım, bizlerde bilgilenelim.
“Yazık günah değil mi bu ülkeye, yazık günah değil mi bu topraklarda yaşayanlara”
Ülkede bugün çıkarılan 4. sınıf madenlerde devlete ödenen para yüzde 4. Elin yabancı şirketleri geliyor, yerin altındaki zenginliklerimizi alıp gidiyor. Birde bunun üstüne üstük toprağımızı ve suyumuzu zehirliyor. Yazık günah değil mi bu ülkeye, bu topraklarda yaşayanlara? Yazık günah değil mi 3 dakika sonra şehit olacağını bile bile bize bu aziz vatanı bırakan aziz şehitlerimize. Hiç mi ruhunuz, hiç mi içiniz sızlamıyor? Ama izin vermeyeceğiz, bu topraklar bizim. Bu toprakların gerçek sahibi bizleriz. Toprağımızın, suyumuzun, havamızın zehirlenmesine asla ama asla müsaade etmeyeceğiz.”
Adalet ve Kalkınma Partisi 2012’den bu yana 326 bin maden ruhsatı verdi
Sizi aldatmalarına, kandırmalarına lütfen izin vermeyin! Bunlar ya da bunların zihniyetinde olan insanlar, Lozan noktasında biz yer altı kaynaklarımızı, zenginliklerimizi çıkaramıyoruz, 2023’te bu sözleşme bitecek diyordu. Biz 2025’e geldik, Adalet ve Kalkınma Partisi 2012’den bu yana 326 bin maden ruhsatı vermiş. Bunun gibi sizi nasıl Lozan noktasında kandırdılarsa, bugünde maden çıkarıyoruz, ülkeyi zenginleştiriyoruz anlamı ile sizi kandırıyorlar, kandırmaya çalışıyorlar. Suyumuzu, toprağımızı, havamızı zehirliyorlar. Bir de üstüne üstük çocuklarımıza bırakacağımız, binlerce yılda oluşmuş madenlerimizi yabancı kartellere satıyorlar.”
Milletvekili Adıgüzel; Belediyeler maden şirketlerine aracılık yapıyor, taşeronluk yapıyor
CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel de sert sözlerle eleştirilerde bulunarak, şu açıklamayı yaptı:
“Bu toplantı her ne kadar ‘Halkın Katılım Toplantısı’ olarak adlandırılsa da, aslında halkı suça ortak etme toplantısıdır. Çünkü bu toplantının yapılmış olması, sürecin tamamlanması için bir formalite olarak görülüyor, bizim itirazımız tam da burada başlıyor. Türkiye’de hiçbir belediye, kendisi madencilik faaliyeti yapmaz. Belediyenin görevi bellidir; yol yapar, su, altyapı hizmetlerini yerine getirir. Belediyecilik budur. Ama bugün ne görüyoruz? Belediyeler maden faaliyeti yapmıyor, buna rağmen maden ruhsatlarını alıyor, sonra da bu ruhsatları özel firmalara devrediyor. Yani aracılık yapıyor, taşeronluk yapıyor.
“Hilmi Güler, bu işlemleri gerçekleştiriyor, ardından özel firmalara adeta peşkeş çekiliyor”
Bu nasıl yapılıyor? Hilmi Güler, siyasi birikimini, bürokrasideki ilişkilerini ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı yetkisini kullanarak bu işlemleri gerçekleştiriyor. Ruhsatlar alınıyor, ardından özel firmalara adeta peşkeş çekiliyor. Bizim itirazımız tam olarak budur. Seçimden önce vatandaşa gidip “Ben seçilirsem Ordu’nun her tarafını parsel parsel maden alanı yapacağım” dedi mi? Demedi. Vatandaşa “Maden ruhsatlarını alıp özel firmalara vereceğim” dedi mi? Hayır. Siyasetçi ile vatandaş arasında bir sözleşme vardır. Siyasetçi, yapacağı şeyi açıkça söyler, vatandaş da buna göre oy verir. Hilmi Güler, bir kez bile “Ordu’nun ormanlarını maden alanlarına açacağım, ruhsat vereceğim” demedi. Peki almadığı bu yetkiyi nasıl kullanıyor? Zaten hukuken de bu işi yapmaya yetkili değil.
“Ticari rant uğruna bu alanların feda edilmesi kabul edilemez”
İçeride yaşananlar da bunu açıkça gösterdi. Ruhsat alırsa satacağı firma yetkilisi de var. Orada bulunmaması gereken kişiler toplantıya getirilmiş. Köylüler provoke edilmiştir. Vatandaşlara baskı uygulanmış, insanlar içeride tutulmaya çalışılmıştır. Zaten bu kişinin orada bulunması başlı başına olayın ne olduğunu gösteriyor. Bu toplantının bu şekilde yapılması baştan yanlıştır. Halkın katılım toplantısı, etkilenecek alanın içinde yapılmalıdır. Çünkü oradaki suyun, toprağın, doğanın nasıl etkileneceği yerinde görülmelidir. Burası sahil şerididir, verimli bir alandır. Ticari rant uğruna bu alanların feda edilmesi kabul edilemez.
“Madencilik yapmak belediyenin işi değildir”
Firma ruhsatı alırsa ne olacak? Bu iş nasıl denetlenecek? Biz bu yüzden bu projeye temelden karşıyız. Daha önce de söyledim; Hilmi Güler’in buraya izin vermesi yanlıştır. Daha önce benzer izinler verildi, sonra büyük zararlar gördük. Önceki dönemlerde verilen bazı izinleri zar zor kapattık. Madencilik yapmak belediyenin işi değildir.
“Halk burada bunu istemiyor”
Ben milletvekiliyim; iki temel yetkim var: yasama ve denetleme. Burada denetleme görevimi yapıyorum. Milletin bana verdiği yetkiyle yanlışın karşısında duruyorum. Halkın istemediği hiçbir şey yapılamaz. Halk egemendir. Halkın verdiği yetkiyle kimse halka rağmen karar alamaz. Bakın, halk burada bunu istemiyor; istemiyorsa yapılmayacak. Bu mesajımı açıkça verdim. Eğer Hilmi Güler bu işi zorlamaya, hukuksuz uygulamalara devam ederse bu halkı karşısında bulur. Bugün bir kişi, yarın yüz kişi olur. Bunu herkes görecek. Olmadık yerden, yandaş firmalarla, şirketlerle bu işlere kalkışmasınlar. İlişkilerini biliyoruz. Gerekirse hepsini ortaya dökeriz. Bunun hesabını da sorarız.”
Ünye Kent / Yücel Arslanteke
14238,11%0,08
42,84% 0,01
50,38% 0,01
6169,90% 0,00
9986,60% -0,28
Ordu
25.12.2025