FATMA CANBULAT ERDEM

Tarih: 18.10.2024 17:51

Evlilik

Facebook Twitter Linked-in

Efendim, 17 Ekim’de Otuz Birinci Evlilik yıldönümümüzü kutladık sevgili eşimle, bir Maşallahınızı alırız. Hayat yolculuğunda size eşlik edecek bir yol arkadaşı seçiyorsunuz evlenerek; o yoldaki her sürprizi birlikte göğüslüyor, kâh düşüyor kâh kalkıyorsunuz eğer şanslıysanız keyifli ve huzurla yol alıyorsunuz. Çocuklar da o evliliği çiçek bahçesine çeviriyor, renk katıyor, sizi geliştiriyor, kendi sınırlarınızı fark etmenizi sağlıyor. Klişe bir söz vardır “evlilik aşkı öldürür” aynı fikirde olmadığımı söylemek isterim. Aşk, daha güçlü duygularla ilerliyor zamanla, Sevgi ve Saygı evliliğin olmazsa olmazları bana göre.

Yazar, aile danışmanı Serhat Yabancı’nın sosyal medyada paylaştığı evlilikle ilgili aforizmalarına bir göz atalım;

Evlilik güç birliğidir, güç savaşı değildir.

Eşine iltifat etmek seni zayıf göstermez.

Evlilikte iki tarafın da kendisine ait özel alanı olmalıdır. Bu “kafasına göre takılmak” anlamına gelmez, birey olmanın getirisidir.

Mutlu evlilik, ihtiyaçların muntazam bir şekilde giderilmesi değil keyifli ve mutlu bir ev ortamı demektir.

Evlilikte kadın-erkek eşit değildir; Eş’tir. Ego yapmaya, her konuda yarışmaya gerek yoktur.

Eşini seven, onun mutlu olduğu konulara saygı duyar.

Bir evliliğin düzelmesi için iki tarafın da çabalaması gerekir. Aksi takdirde, iki kürekli bir teknede bir kişinin küreği çekmesiyle teknenin kendi ekseninde dönmesi gibi, evlilik yerinde sayar.

Her evlilik, parmak izi gibi eşsizdir. Başka evliliklere benzemez. Bu nedenle evlilikleri kıyaslamak asla doğru değildir.

Onaylamayan, takdir etmeyen, var olanın kıymetini bilmeyen eş; zamanla var olanı da arar hale gelir.

Evliliğin ilk yılları, sistemi oturtma sürecidir. Sabırlı olmak gerekir.

Eşini sürekli eleştiren, zamanla aynı tip eleştirilerin gelmesine kapı açar. 

Her istediğini söyleyen eş, zamanla istemediklerini de duymaya başlar.

Çoğu tartışma mevcut olaydan çok, eski olaylarla bağlantı kurulmasından uzar.

Hatasını kabul etmeyen eş, bunu sürekli duymak zorunda kalır.

Aldatmak, mağdurun değil aldatanın kusurudur. Kötü giden evlilikler, aldatma olmaksızın ya iyileştirmeli ya bitirmelidir.

Duygularını göstermemek, bir cesaret değil korku göstergesidir.

İyi bir evlilik iki şeye bağlıdır; birincisi doğru insanı bulmaya, ikincisi doğru insan olmaya.

Güçlü insan, kendisi gibidir. Dışarıda eşiyle gurur duyup evde eşini aşağılayana “tribün eşi” denir. Tribüne oynayan eş, hep sorun çıkarır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —