Birinci ve ikinci dünya savaşı bitmemiştir, rövanşı hala devam etmektedir.
İkinci dünya savaşının getirdiği paylaşım rüzgârı günümüzde değişik emperyalist sömürü argümanlarıyla devem ediyor.
Başta Amerika ve Rusya olmak üzere ekonomisi ve ordusu dinamik ülkeler bazen kendi ordularını bazen de taşeronlarını kullanarak yayılmacı politikalarıyla dünyanın değerli kaynaklarına çöküyorlar.
Mesela şu anda Trump’un Ukrayna’nın kıymetli madenlerine çöktüğü gibi.
Ukrayna dedim de… Sahi ne oldu son tahlilde sonuç? Bence Ukrayna’da filler tepişti, ne olduysa Ukrayna halkına oldu!
Ukrayna Başkanı Zelenski 350 milyar dolar verdin diyor, Trump yok 500 Milyar Dolar harcadım ülkene, ülkende bana lazım olan madenler var, şimdi onları işletmem için gel buraya imza at… Ben de sana karşılığında koruma güvencesi vereceğim diyor.
Yani bakınca, Ukrayna’da bunca can ve ekonomi heder olduktan sonra… Madenlerinin bir kısmına Amerika, bir kısmına ise hem dombas bölgesini, hem de Kırım’ı ilhak eden, madenlerine de çöken Rusya var.
Eee… O hikayedeki gibi, madem böyle olacaktı biz bu ..ku niye yedik demeyecek mi Ukrayna halkı?
Bazıları diyorlar ki, Amerika Ukrayna’ya madenler karşısında koruma güvencesi verecek ama.
Tıpkı Suudi Arabistan’a bir Triyon dolar karşılığında koruma sözü verdiği gibi.
Peki, Amerika’nın neyine güvenerek veriyorsun hey Zelenski madenlerini, karşında aklı başında bir Devlet ve yöneticisi mi var? Ülkeni satarak iktidarını mı korumaya uzatmaya çalışıyorsun?
Ukrayna savaşında Rusya ve Amerika son derece karlı çıkmışlardır. Ukrayna halkına ise ölüm kıtlık ve kadınlarının çoğuna Avrupa ülkelerinde onurlarının zedelendiği yaşam kalmıştır.
Geçtiğimiz günlerde Amerika ve Rus temsilcilerinin Suudi Arabistan’da Ukrayna’nın temsil edilmediği bir toplantıda buluştuklarına şahit olduk. Bu durum beni biraz düşündürdü.
Zira böyle bir toplantının İstanbul’da yapılacağını beklerdim. Acaba toplantı için Riyad’ın seçilmesine Veliaht Selman’ın Amerika’ya bir Trilyon vermesinin rolü var mıdır?
Rusya Ukrayna savaşında Türkiye’nin devreye girerek başta tahıl koridoru meselesini halletmekle kalmayıp birçok meselede arabuluculuk performansı ve vizyonu ortaya koyduğunu biliyoruz.
Tabi bunda takdir etmeyenler olsa da, Sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinin etkili olduğunu kaydetmek gerek.
Bir insanı sevmeyen, ona oy vermeyen biri olabilirsiniz… Ama bu onun doğrularını görmez ve takdir etmez biri olmanızı gerektirmez.
En azından Fransa da yayın yapan Le Point dergisi kadar gerçekçi olabilirsiniz.
Le Point dergisi 2022 yılında Erdoğan’ı yüksek perdeden eleştiriyor, diktatör ilan ediyor, Erdoğan ‘’bu diktatörlüğüyle nereye kadar gidecek’’ şeklinde makalelere yer veriyordu.
Ama şimdi geldiğimiz noktada geçenlerde bu Fransız dergisi kapağında Putin, Trump, Çin Lideri Şi gibi liderlerin yanına Erdoğan’ın ismini ve fotoğrafını koyarak, küresel sistemin en etkili dört lideri olarak ilan etti.
Rusya, Batı ve Amerika’nın Türkiye’nin Türk devletler topluluğu nezdinde ortaya koyduğu öncü vizyondan oldukça rahatsız oldukları görülmektedir. Bu durumun bazı etkili hamlelerin üzerimize yönelmesini tetikleyeceğini bilmekte ve bu noktada önlemler almakta fayda vardır. Devlet aklı da bunu biliyor zaten