MUSA Ö. KIROĞLU


“Seçildik geldik Ankara’ya, işimiz bitti!”


Çok politize bir toplumuz. Siyaseti çok seviyoruz vesselam.

Hele bir de seçim atmosferindeysek siyaset yapmada adayları bile geride bırakıyoruz.

Peki, bu kime yarıyor?

Bize, topluma mı?

Siyasetçiye mi?

Cevabı, geçmişe bakarak vermek doğru olur.

Geçmişten günümüze herkes kendini şöyle bir yoklasın…  Ve üstten aşağı güzelce bir sorgulasın.

Özellikle Ünyeliler olarak bakalım…

Siyaseti çok konuştuk… 

Siyasetçinin peşinden çok koştuk…

Akşam siyasetle yattık… Sabah siyasetle kalktık…

Ne oldu peki?

Ünye’nin temel sorunlarını çözebildik mi?

Her biri yılan hikayesine dönen Ünye Akkuş Niksar Yolu… Üniversite… OSB… Liman… Kültür Sarayı başta olmak üzere… Hangi sorunumuz  bitti?  

Bazıları şunu söyleyebilir; 

“Başlandı, yapılıyor ya…”

Tamam başlandı.

Ama bu şehrin başlanıp ta kalan o kadar çok işi var ki…

Yapılıp bitmedikten sonra sorunun ortadan kalktığına inanmamız ne kadar mümkün?

Soralım kendimize, niye böyle?

Niye mi?

Biz körüz... Siyaset bizi kör etmiş.

Çok politize olmamız, bizim doğruları görmemizin… Doğru düşünüp doğru söz etmemizin önüne geçmiş.

Bu durum kime yarıyor?

Siyasetçiye tabi ki…

Çok enteresan bir duruma daha dikkat çekmek istiyorum…

Ben köşe yazarıyım… Yorumcuyum…

Ben olayım… Benim gibi yazar ve yorumcu arkadaşlarım olsun siyasetçilerin yanlışlarına… Hatalarına… Eksiklerine… Söz verip te yerine getirmediklerine dikkat çekiyoruz…

Ne deniyor bize?

“Siz yazıyor, söylüyorsunuz da ne oluyor? İşler yapılıyor mu? Her şey eskisi gibi devam ediyor.”

Bu nasıl bir şey?

Peşinden koştuğu siyasetçinin iş yapmadığını… Yapamadığını görüyor, susuyor… Konuşana da “Boşuna konuşuyorsun.” deniliyor.

İşte ben bunu anlamıyorum.

Bu bir koruma mıdır?

Yoksa siyasetçiye duyulan güvensizlik mi?

Doğrusu çözemiyorum insanları.

Yazdıklarımızın, söylediklerimizin toplum nezdindeki karşılığı bu olunca moralimiz bozulmuyor mu?

Ben kendi adıma söyleyeyim…

Asla bozulmuyor…

Bilakis, daha çok yazmak… Daha çok söylemek, konuşmak, anlatmak gerektiğini düşünüyorum.

Biliyorum ki yaşanılan şehir, orada yaşayanlara emanet…

Emanet önemlidir.

Emanete sahip çıkmak, korumak bizim töremizde namusa sahip çıkmak, korumakla eşdeğerdir.

Ben emanete karşı görevimi yapmakla mükellefim. Bunu yapıyorum.

Seçimler oldu… 

Seçtiklerimiz gitti Ankara’ya… Seçilmişler katındaki yerlerini aldı… 

Seçilmişlere tanınan her türlü “özel” hakkı kullanmaya başladı.

Herkes içten içe; “Seçildik geldik Ankara’ya, işimiz bitti” modundadır şimdi.

Oh ne ala…

Ya gerisi… Seçim bölgesi…

Sorunlar… Yapılması gereken işler…

Verilen sözler…

Burada bir şeyin altını çizmek istiyorum.

Eski Milli Eğitim Bakanı, şimdi Ordu Milletvekili Mahmut Özer, seçim çalışmalar sırasında ezber bozan bir söz etmiş, şöyle demişti;

“Söz verilip te yerine getirilmeyen dönem kapandı. Artık verilen sözlerin yerine getirildiği dönem başladı.” 

Sn. Özer, seçim çalışmaları sırasında bu sözünün arkasında olduğunun işaretlerini verdi… Gelecek için ciddi umut vaat eden bir siyasetçi oldu. 

Bu dönemde en çok Sn. Özer’i takip edeceğim.

Ettiği sözle bozduğu ezberi, iş yaparak ta bozacak mı?

Kendisinden çok daha küçük ilçelerde bile bulunan OSB, Kültür Sarayı başta olmak üzere sorun üstüne sorun… Eksiklik üstüne eksiklik yaşayan Ünye’yi bu yüz kızarıklığından kurtaracak mı?

Gün gün, ay ay ve 5 yıl yeni milletvekilimiz Mahmut Özer’i takip edeceğim.

Kalın sağlıcakla…

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593