MUHAMMED SIDDIK ÖZ


AHİLİK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA VAKFI Unutulan "AHİLİK- 4 -"


      Günümüzde Osmanlı'nın ruhsuz bir şekilde anılmasının bizce asıl nedeni Osmanlı'yı tam olarak anlayamamış olmamızdır. Osmanlı’yı anlayamayınca onu anlatmakta da hatalar yapılmaktadır. Bu hataların kaynağı yıllardan beri Osmanlıyı öğreten tarih kitaplarımızdır. Bunların da en ünlüsü J. VON Hammer'in Osmanlı devleti tarihi kitabıdır. Bu kitabın Türkçeye çevrilmesi 1947'de Mehmet Ata tarafından yapılmış olup, 11 ciltlik eser bu tarihten itibaren defalarca yayınlanmıştır.

11 ciltlik eserin yanlı ve hatalı bilgileri ayıklandıktan sonra 2 cilde düşmesi eserin yanlı ve yanlış yönünün feci boyutunu göstermektedir.

     Eser aslında bu güne kadar yayınlanmış olan tüm tarih kitaplarından çok daha zengin kaynaklara dayanılarak yazılmıştır. Yaklaşık 30 yıllık araştırma 5 yıllık bir emekle kitap haline gelmiştir. Hammer eserini yazarken yaklaşık 76 kaynaktan yararlanmıştır. Fakat yanlı ve yanlış bilgiler eserin değerini düşürmüştür. Yanlı ve yanlış bilgiler yanında eksik bilgiler de vardır.

      HAMMER'in faydalandığı kaynaklar arasında AHİLİK'ten AHi zaviyelerinden AHİ EVRANDAN bahis eden birçok eser vardır. En çok faydalandığı kaynaklar arasında Neşri'nin CİHANNÜMA'sı, Evliya çelebinin Seyahatnamesi, Aşık Paşazade Tarihi gibi eserlerde Ahiliğe yer verildiği halde Hammer yazdığı Osmanlı Devleti tarihinde bu önemli Milli kurumumuza neden yer vermedi? Ahilik'ten bahseden İbni Batuda seyahatnamesinde, İbni Bibi Tarihinde Selçuknamelerde, fermanlarda İcazetnamelerde AHİ Vakfiyyelerinde ve Fütüvvet kitaplarında bahsedilen Ahiliğe niçin rastlanılmadı? Halbuki bu kaynakların hepsinin elinin altında olduğunu bilmekteyiz.

       Bu hata halen devam etmektedir. Mustafa Kemal Atatürk'ün yanlış, hatalı dediği Hammer Tarihi, Emin Oktay tarafından da uzun yıllar ortaokul ve liselerimizde okutulmuştur. Bu yüzden bugünkü nesil ahiliği (kardeşliği) bilmemektedir. Yalnız okullarımızda değil, üniversitelerimizin Sosyoloji, Tarih ve Ekonomi bölümlerinde de ahilik, hak ettiği ilgiyi görememiştir.

     Bu dallarda Dr. Doçent. Prof. olmuş bazı ilim adamlarımız ahilikten bihaber kalmışlardır. Dünyada bir benzeri bulunmayan kardeşliği, hoşgörüyü, sevgiyi, kaliteli üretimi insanlığa faydalı her türlü ilmi emek ve sermaye barışını, demokrasi ve insan haklarını otokontrolü, tüketiciyi korumayı, iş ahlakını, çevreyi korumayı, insanlara aşılayan kurumların ilk uygulanış modeline sahip, belki de dünyada kurulmuş olan en büyük sivil toplum kuruluşu hakkında ne biliyoruz? Yurt dışına gönderdiğimiz kültür elçilerimiz ahilik kültürünü biliyorlar mı? Dış temsilciliklerimiz Türk kültürü yerine gittikleri ülkelerde hangi kültürü tanıtmaktalar? Avrupa'dan aldığımız taklit kültürünü mü?

Turizm elçilerimiz, dünyanın en misafirperver insanlarının yaşadığı Türkiyemizin hangi özelliğini anlatıyorlar? Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun açıklanmasında yalnız askeri-siyasi bilgilerin kafi gelmeyeceği, konunun sosyal yönünün de açıklanması gerektiği ortaya çıkmıştır. 

Yazılı kaynaklardaki ahilik ile alakalı bilgileri, o devrin ünlü şahidi Tancalı seyyah İbni Batuda, bizzat ahilerin arasında yaşayarak, onları görerek, işiterek kaleme aldığı seyehatname ile doğrulamıştır. Ahiler, bilad-ı Rum(Anadolu)'da oturan Türkmen kavimlerinin her şehrinde, kasaba ve köyünde mevcutturlar. Bu önemli belgeden, ahilerin her köy, kasaba ve şehirde mevcut olduklarını öğreniyoruz. Batuda, ahi zaviyelerinin fonksiyonlarından bahsederken de, ahilerin yaşantıları, inançları, örf ve adetleri, lisanları, etnik durumları, kadınların toplumdaki yeri, medreseler, müderrisler, idareciler, askerler, bilginler, Anadolu'daki ticari hayat, çarşı ve dükkanlar, sanayinin durumu, tarım, hayvancılık, ulaşım gibi akla gelebilecek her konuda bilgi vermektedir. Batuda'dan ve diğer tarihi kaynaklardan alınan bilgilerden ahilerin Türk toplumundaki yerlerini, sosyal yapı içindeki rollerini, faaliyetlerini, gayelerini öğrenmekle kalmıyor, ahilerin topluma yön veren sosyal ve ekonomik güce sahip olduklarını görüyoruz. Ahilik araştırmaları, Osmanlı'nın kuruluşuna dair ortaya konulan meselelerin halline ışık tutacağı gibi, kuruluştaki sırrın çözülmesine de yardımcı olacaktır.

    Ahi birlikleri, sosyal, iktisadi, siyasi,dini birçok şartların ortaya çıkardığı birliklerdir. Bu birlikler hakkında yerli ve yabancı ilim adamları, araştırmacılar, ahilik ile alakalı kaynaklardan yararlanarak yazdıkları eserlerde konumuzun aydınlanmasına yardımcı olacak bilgiler vermektedirler. Ancak Ahiliğin sosyal, dini, iktisadi, felsefi, tarihi tüm yönlerini ele alan tahlili henüz yapılamamıştır. Çalışmamız bu konudaki eksikliği mevcut kaynaklar dahilinde gidermeye yöneliktir. 

    Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan çok daha önce müslüman Türk Devletlerinden olan Samanoğulları, Karahanlılar ve Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü yerlerde, ahiliğin inanç, adet ve düşüncelerine rastlanmaktadır. Ahi birlikleri belli bir gelenekten kaynak almaktadırlar. Büyük Selçuklular, Danişmentliler ve Anadolu Selçuklu ordularında ayrıca bazı büyük şehirlerde ve hatta Samanoğulları zamanında Horasan ve Maveraünnehir sahalarında varlığından bahsedilen gazi ve alp zümreleri ile ilk ahi birlikleri arasında birtakım benzerlikler bulunmaktadır. Ahi birliklerini meydana getiren bu gelenek, düşünce ve inanç, Anadolu Selçuklu Devleti ile Osmanlı Devleti'nin kurulmasında ve inkişafında önemli rol oynamıştır. 

     Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında ahiliğin Anadolu'daki konumlarını izah edebilmek için, konunun şu üç başlık altında incelenmesi gerekmektedir.

1. Osmanlı Devleti'nden önce kurulan Türk devletleri

2. Osmanlı Devleti'nin kuruluşu hakkındaki görüşler

3. Ahilik

 

Kalın sağlıcakla…

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593