MUSA Ö. KIROĞLU


AK Parti sağlıktaki başarısının altında kaldı!


Ülkemizde sağlık hizmetlerine erişim ve yeteri kadar yararlanma hep sorun olmuştur.

Aktif siyasetin içinde bulunduğum 1980’li, 1990’lı yıllarda vatandaşın hastane kapılarında düştüğü durumun bizzat şahidiyim.

Öyle ki bazı olaylar beni ziyadesiyle üzer, adeta kahrederdi. Hasta sahibi istenen parayı ödeyemediği takdirde doğan bebeğini ya da ölen hastasını alıp çıkamazdı hastaneden…

Gecenin saat 2’sinde, 3’ünde kaç kez arandım hasta yakınları tarafından… Parası olmayan hasta sahiplerinden istenen kaç senede kefil olduğumu hatırlamam mümkün değil…

Alınan senetlerin iptali için verdiğim mücadeleler, ettiğim kavgalar…  Mekanı cennet olsun siyasi büyüğümüz Şükrü Yürür’ün desteğiyle iptal ettirirdim o senetleri.

Hastanelerin yapamadığı işi doktorların özel muayenehaneleri yapıyordu. Tabi ucu açık ücret tarifeleriyle…

Bir de ameliyat olacak hastalardan istenen  “bıçak parası” denen bir “vahşet” vardı ki, adı da korkutuyordu insanı istenen para da…

Aynı şekilde ilaca erişim de sorunluydu. Hastanede yazılan devletin parasını taahhüt ettiği ilaçlar ya bulunamıyor ya da parayla satın alınabiliyordu.

2002’de AK Parti geldi iktidara… 

AK Parti’den beklenti büyüktü… Tabii beklentilerin en büyüğü sağlık alanındaydı.

Çok geçmeden harekete geçildi. Hastanelerde can yakan en büyük sorun “bıçak parasıydı”. Önce bıçak parası kaldırıldı.  

2005 yılında Samsun Devlet Hastanesinde boyun fıtığı ameliyatı oldum. Taburcu olduğumda Ameliyatı yapan Beyin Cerrahının özel muayenehanesine gittim, teşekkür ettim; “Hocam emek verdiniz, bana düşen pay ne ise ödemek istiyorum.” dedim. 

Doktor bey baktı, tatlı bir tebessümle; “Olur mu öyle şey, o eskidendi. Artık devlet hakkımız ne ise fazlasıyla ödüyor.” dedi.

Evet, sağlıkta dönüşüm başlamıştı ve çok iyi şeyler oluyordu. Özel muayenehaneler kaldırıldı. Herkes randevu sıkıntısı çekmeden muayene olabiliyor. Yazılan ilaçlara, medikal ürünlere ulaşıyor, ücretsiz ya da düşük katkı paylarıyla alabiliyordu.

Diğer taraftan özel hastaneler girdi devreye… Hastalardan isteyenler buralara da gidebiliyordu. Çok düşük ücretle muayene olunabiliyor, ameliyat ve benzeri her türlü operasyonun ücreti devlet tarafından ödeniyor. İlave hiçbir ücret alınmıyordu. 

2007 yılında İstanbul Özel Avrupa Şafak Hastanesinde babamın 4 damarı değiştirildi. Taburcu edilirken hiçbir ücret alınmadı. Bu yazımı yazmadan önce sordum, şu anda böyle bir ameliyat 250 bin TL’yi aşıyormuş.

Demem o ki AK Parti hastanelerde, dönüşümünde ötesinde devrim gerçekleştirmiş, sağlıkta çağ atlanmıştı.

Ancak çok sürmedi bu güzellik maalesef…

2010’lu yıllara girdiğimizde önce özel hastanelerde “katkı payı” adı altında alınan ücretler… Sonra fakültelerde ve devlet hastanelerinde “özel muayene ve tedavi katkı payı” ücretleri… Diğer taraftan ilaçlara erişimde zorlanma, katlanan katkı payları… 

Ve çok daha beteri… “Bıçak parası” denen o vahşi uygulama yeniden devreye sokuldu ne yazık ki… Değişik ad ve kılıflarla can yakmaya devam ediyor. 

Hele doktora erişim, muayene olabilme hakkı… Bitti o iş… Tam bir fiyasko yaşanıyor. Telefonla randevu… İnternet üzerinden randevu… Ya hiç alamıyorsun… Ya da “fi” tarihinde verilen randevuya boyun büküyorsun…

Hadi aldın randevuyu, gittin doktora… Ne yapsın doktor… Hasta sayısı o kadar çok ki… Hangisine ne kadar zaman ayırabilsin…

Özel hastanelere uğramak her babayiğidin harcı değil… Paran çoksa gidebilirsin. 

Velhasıl AK Parti’nin “sağlıkta devrimi” çok sürmedi, devrildi. 

Merak ediyorum, sağlıkta büyük bir başarı yakalayan AK Parti ne oldu, nasıl oldu da kendi başarısının altında kaldı? 

Bu sorunun cevabını verecek olan AK Parti’nin kendisi tabi ki… Ama şu bir gerçek ki AK Parti sağlıkta yakaladığı oy desteğini, bu alanda sağladığı krediyi hızla tüketiyor.

Ya yeniden başarır, sağlıkta yaşattığı o faydaları tekrar hayata geçirir. Ya da kendi iktidarında derin yaralar açar, zorlanır. 

 

 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593