HÜSEYİN OKUŞ


ALIN TERİ


Bir gün Peygamberimiz (sav), ashabi ile otururken, güçlü ve heybetli bir adamin geçtigini görürler. Orada oturanlardan bazilari, “Ey Allah’in Elçisi! Keske bu kimse gücünü Allah yolunda kullansa/harcasa!”diye temennide bulunur. Bunun üzerine Allah Resulü  (sav), “Eger bu kimse çocuklarinin geçimi için çalisiyorsa, Allah yolundadir. Eger yasli ana babasinin ihtiyaçlarini gidermek için çalisiyorsa, Allah yolundadir. Eger kendi izzet ve erdemi için çalisiyorsa, onun yaptiklari yine Allah yolundadir. Fakat riya ve gösteris için çalismaya koyulursa, iste o zaman o, seytanin yolundadir.(Teberani,el Mu’cemu’l-Evsat vii,56.)

            Dinimizde çalismak görev, helalinden kazanç esastir. Görev ve sorumluluklarini bilen herkes daha küçük yastan itibaren çalismaya, üretmeye, evine, hanesine katki saglamaya baslar. Emek olmadan yemek olmayacagini bilir. Bu dinimizin emridir. Kimseye muhtaç olmamak, her daim veren el olmak ve bunun için çaba sarf etmek Allah yolunda olmak gibi büyük bir meziyettir. Çalismak, kazanmak, üretmek ve insanlara faydali olmak ibadettir. En ulvi ve en kiymetli istir. Aileye katkida bulunurken helalinden kazanmak, malina servetine haram karistirmamak bir müminin olmazsa olmazidir. O ticarette yapsa, bir baskasinin yaninda da çalissa, kendi isini de yapsa asla malina haram karistirmaz. Midesine haram lokma sokmaz. Mideye giren haramin önce mideyi ifsat edecegini sonra aileyi ifsat edecegini sonra toplumu ifsat edecegini bilir. Ahretinde, dünyanin da dengesini iyi kurar. Bu suur ve inançla kazanir. Çalismak onun dünyasinda bir ibadet ve mutluluktur. Bu sebeple Allah’a olan kullugunu yerine getirirken asli ibadetlerinden de asla taviz vermez. Bu suurdur onu itikadinda ve amelinde saglam bir insan yapan. Nitekim Rabbimiz: “Onlar, ne ticaret ne de alisverisin kendilerini Allah’i anmaktan, namaz kilmaktan ve zekat vermekten alikoymadigi insanlardir. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak oldugu bir günden korkarlar.”(Nur.37)  buyurmaktadir.

            Kazanmanin yolu da esaslari da bellidir. Emek etmek, yorulmak ve kendi ellerinle insa etmek, ihya etmek, mutlaka helal olmasini esas almak en degerli olanidir. Çünkü çalisan, gayret eden herkese Allah karsiligini verecegini vaat etmis ve yasadigimiz hayat boyunca hep göstermis ve lütfetmistir.

            Nitekim Rabbimizin gönderdigi her bir Peygamber ayri bir marifet ve sanatla insanlara ve kavmine örnek olmustur. Hz.Idris (as) terzilikle, Hz.Nuh (as) ve Zekeriyya (as) marangozlukla, Hz. Ibrahim(as), Hud (as) ve Salih (as) ticaretle, Hz.Eyyüp (as) ise çiftçilikle mesgul olmus kazancini elde etmis, kimseye muhtaç olmadan elinin emegi ile geçinerek insanlara örnek olmuslardir.

            Yine Davud (as) mahir oldugu demiri kullanmis ve bu günün de teknolojisi olan silahindan, tankindan topuna kadar, gök yüzünde uçan tayyaresinden füzesine kadar birçok isin yolunu açmistir.

            Hz.Musa (as) ve Hz. Muhammed (as) sürü otlatarak, koyun güdüp çobanlik yaparak sorumlulugun ne demek oldugunu bizzat göstermislerdir. Sabah erkenden o koyunlari kirda bayirda otlatarak aksam vakitlerine kadar bu isle mesgul olmuslardir. Bu sürüyü nasil idare ettiklerini, onlari kurda kusa yem etmeden, karinlarini aç birakmadan ailesinin rizkini temin etmek için nasil bu isi beceri ile askla yaptiklarini görmekteyiz.

            Sunu anliyoruz ki çalismadan beklemek, yorulmadan bir seyi umut etmek, emek vermeden zaman harcamadan hazir bulmak mümkün degildir. Kimsenin malina zarar vermeden, kendi hak ve hukukumuzu çignetmeden rizkimizi kazanmamiz korumamiz en önemli önceligimiz ve isimizdir.

            Bir verip bes, on kazanma, hatta çalismadan elde etme, yorulmadan ter dökmeden sahip olma arzu ve isteginin bizi insan olma, müslüman, mümin olma fitrat ve güzelliginden uzaklastiracagini bilmemiz gerekir. Haksiz kazançla elde edecegimiz mallar, servetler ve imkânlarin felaketimiz olacagini, sonumuz olacagini unutmayalim.

            Aza kanaat etmeyenler, kazancinin sükrünü eda etmeyenler, daha fazlasina erismek arzusuyla helali harami gözetmeyenler; huzura, doyuma ve mutluluga asla ulasamazlar. Onlarin istekleri de hiçbir zaman bitmez, çünkü hep daha fazlasini isterler.

            Nitekim Peygamber (as) bunu anlamak isteyenlere çok güzel özetler. “Âdemoglu, malim, malim der! Ey âdemoglu! Acaba yiyip tükettiginden, giyip eskittiginden ve sadaka verip(ahrette karsiligini almak üzere) önden gönderdiginden baskasi senin malin midir?(Müslim Zühd 3)

            Helalinden olsun, alin terimle olsun, iki cihanda saadetim olsun demek varken bütün bu hirs neyin nesi?

            Efendimiz (as) ne güzel söylemis. “En hayirli ve tatli kazanç insanin el emegi göz nuru ve alin teri ile kazandigi riziktir.”

            Allah’a emanet olunuz kiymetli okurlarim/dinleyenlerim.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593