Daha çok yakinlarda Atakan diye bir çocuk çikti, duymayanimiz yoktur herhalde. Gerçi “çikti” diye söyledim ama düzeltmeliyim “çikmisti” diye söylemeliydim. Çünkü Atakan fenomeni artik bu ülke toplum için mis’li geçmis zamanla ya da di’li geçmis zamanla konusulmayi hak ediyor.
Olayin ne oldugunun hiçbir önemi yok. Hangi sosyal kosullarin neticesi oldugunun faillerinin kimler oldugu felan çok da önemli degil. Atakan olayi ülke gündeminde, ekranlarda ve bizim günlük hayatimizda ne kadar yer tuttu bu önemli. Nasil basladi, nasil devam etti ve nasil sonuçlandi? Daha da önemlisi ne kadar sürdü?
Diger taraftan bir sey daha oldu, hatirlayacaginiz üzere Suriye rejim güçleri tarafindan askeri birliklerimize ates açilmisti ve ciddi kayiplar vermistik. Günlerce konusuldu ekranlarda. Gazeteciler, akademisyenler, farkli disiplinlerden gelen entelektüeller… Sonra kim olduklarini bilemedigimiz, müktesebatlarinin kaynagi hakkinda çok da fikrimin olmadigi insanlar çikti ve bu insanlar savunma uzmani güvenlik uzmani gibi unvanlarla ülke güvenligini konustular. Mesele uzmanliklarin ne oldugu degil, bu uzmanlarin kim oldugu da degil. Uzmanliklarini tartismak hiç degil. Benim mesele edindigim ya da dikkatleri çekmek istedigim nokta bir ülkeyi top yekûn ilgilendiren böylesine hassas bir konunun ne kadar sürdügü, ne kadar gündemde yer tuttugu.
Elbette hiçbir mesele içerigi ne olursa olsun ilelebet konusulamaz. Hiçbir olay ilk andaki vahametini, sicakligini koruyamaz. Zamanla hadiselerin atesi düser. Sonra an gelir gündemden düser, konusulmaz olur. Mesele sarahaten böyledir.
Simdilerde de benzer bir seyin oldugunu düsünüyorum. Gözlemledigim sey yukarida anlattiklarimdan çok da farkli degil. Evet tüm dünyayi tehdit eden bir virüs salgini söz konusu. Yatay hareketliligin hayli hizlandigi bir dünyada hastaliklarin, mikroplarin dolasimi çok daha hizlaniyor. Aslinda mikrobun tarihin her döneminde sözüm ona ülkeler cografyalar arasi “serbest dolasim hakki” vardir. Simdilerde bu hakki virüs daha bir kullanir oldu sadece.
Evet kayiplar var. Insanlar tedirgin. Kendimi disarida birakmayayim ben de tedirginlik hissediyorum. Ama bütün bu olup bitenlerin biraz da bir medya sahnesinde gerçeklestigini biliyorum. Medya kendinden beklenen ne ise onu yapiyor. Onun isi bu. Gündemi yakalamak ve gündemde tutmak. Ama dedigim gibi hiçbir sey ilk sicakligiyla gündemde kalmaz. Kalamaz. Her geçen gün yeni can kayiplari elbette bu süreci hayli uzatiyor. Sonra kalici bir çözüm bulunamayisi da öyle. Ama insan hafizasinin süresinin hayli kisaldigi bir dönemde yasiyoruz. Biz bir yerde bununla da yasamaya aliscagiz. Yemegimizi yerken, çayimizi içerken televizyondan yeni kayip haberleri gelmeye devam edecek. Zaten hep böyle olmuyor muydu!