Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babaniza da iyi davranmanizi kesin bir sekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yaninda yaslanirsa, kendilerine “of” bile deme; onlari azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onlari esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: “Rabbim! Küçüklügümde onlar beni nasil yetistirmislerse, simdi de sen onlara(öyle) rahmet et” diyerek dua et.(isra 23,24)
Insani sinirsiz ve sartsiz seven bir kutsal deger yaratmis Rabbimiz. Kendisinden sonra ana babayi anarak onun ne kadar degerli ve paha biçilmez bir kiymet oldugunu ifade etmistir.
O her seyin varlik sebebidir. Iste o anadir. O sefkattir. O merhamettir. O siginilacak en güvenli limandir. O duadir. Kalplere, gönüllere huzur ve mutluluk vesilesidir. Onsuz hayat eksiktir, sevgisizdir.
O her seyin adidir. Ümmü-l Kura, sehirlerin anasi. Ümmü-l Kitap, kitaplarin anasi. Ümmü-l mesakin, fakirlerin anasi. Ümmü-l müminin, müminlerin annesi.
Bu ifadelerin her biri baslibasina ana olmanin ne büyük bir hazine oldugunu anlatir. Ne büyük bir servet ve zenginlik oldugunu anlatir. Her birini tek tek anlatsak, konussak, saatlerce konusulacak muhabbetin kapisi açilir.
Kiymetli okurlarim! Rabbimiz kâinati “el vedud” lafzinin üzerine bina etmistir. Anayi da el vedudu lafzi ilahiyesi ile donatmistir. El vedud; sevginin kaynagi, menbagi demektir. Bir kus gibi yuva kuran ve o yuvada sefkat abidesi, sevgi ve merhamet dagitan bir deniz gibidir. Iste onun adi anadir.
Acilarin, üzüntülerin, dert ve sikintilarin yumagidir ana. Her sey onunla baslar. Onunla biter. Anasiz kalanlara öksüz denir Anadoluda. O öksüz kimse, etrafi insan yiginlariyla dolu olsada o artik kimsesiz olarak taninir. Bu kentte bu köyde öksüzüm, bir kimse bile yok der.
Ana aileyi, cemiyeti toplumu ayakta tutan bir direk bir manevi yürektir. Kur’an ve Peygamber terbiyesidir onlari güçlü ve dirayetli yapan. Analik ruhudur onu dünyanin en cesaretli, cesur insani yapan.
Onlarin duasi alinmadan mutlu olmak ne mümkün? Hayati yasiyorum zannetmek ne büyük gaflet ne büyük yanilgidir! Yüce Rabbimiz Yahya (as) ve Isa (as) i bize örnek gösterirken: O Ana babasina çok iyi davranirdi; o isyankar bir zorba degildi.(Meryem14,32) der. Bir isaret çakar gönüllerimize.
Peygamberimiz (as) bir keresinde hutbeye çikarken her adiminda “amin” dedigini duyan sahabeyi kiram: Ya Rasülüllah! Minbere çikarken her seferinde Âmin dediniz. Bunun sebebini sorduklarinda, Peygamberimiz (as) söyle buyurur. “Cebrail üç kez dua etti, bende onlara âmin dedim der.
“Annesine babasina veya sadece onlardan birine ulasmis bir evlat,(onlara güzel hizmet edip,onlarin hayir duasini alip) cenneti kazanamadiysa,ona yaziklar olsun/ burnu yerde sürünsün dedi, bende bu duruma amin dedim buyurur( Müslim, Birr 9, 10)
Kiymetli okurlarim!
Islerimiz rast gelsin, gönlümüz huzurlu olsun, evimiz fakirlik yüzü görmesin, ömrümüz bereketli olsun istiyor isek iste cennet iste anaya babaya hürmet. Her hal ve durumda.
Yavrularimizin da ayni duygu ve anlayisla yetismeleri ne kadar önemli. Bu gün bir iki çocuklu ailelerin oldugu bir dönem yasiyoruz. Ana babalar o yavrularina daha hayata gözlerini açmadan dünyayi önlerine seriyor iken o evlatlarin anne babalarini huzur evlerine mahkûm etmeleri ayri bir aci degil mi? Onlari el bebek gül bebek büyütüp yarin o evlatlar onlarla cenneti kazanamiyorlarsa en büyük kayip ve en büyük felaket degil midir?
Allahin rizasi ana babanin rizasindaysa, cennet onlarin ayaklarinin altindan geçiyorsa, mutluluk onlarla kazaniliyorsa iste Kur’an-in mesaji iste Peygamberin nasihati, bunlara kulak verelim diyor, sizleri Allah’a emanet ediyorum.


