Anadolu toprakları bin yıl önce Müslüman Türk'ün oldu.
Tam bin yıldır bu topraklar İslam'ın sancaktarlığını yapan mübarek beldeler arasındadır.
Türk'ün büyük başbuğu Sultan Alparslan tarafından aralanan Diyar-ı Rum topraklarının kapıları, Müslüman Türk'ün ellerinde Anadolu oldu.
Rum Diyarını Anadolulaştıran ruh İslam’dır. Müslüman Türkler önce toprakları sonra gönülleri fethederek yurt edindiler bu toprakları.
İlkin Piri Türkistan Hoca Ahmet Yesevi'nin ocağında pişen dervişler geldi bu topraklara. Kılıç ehlinin aldığı toprakları gönül ehli suladı ve yurt kıldı.
Hangi dinden, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun kucakladılar yeni yurdun tüm insanlarını.
Sonra meyveye durdu ağaçlar. Filizlenen dallar çınara dönüştü.
Yunus Emre’ler yetişti Tapduk Baba ocağında.
Mevlanalar buluştu Şemsi Tebrizilerle. Sevgi dağıttılar en zor zamanlarda Müslüman Türk topraklarına.
Sonra Hacı Bektaşlar, Hacı Bayramlar, Somuncu Babalar filizlendi.
Çınarları besleyen Akşemseddinler suladı toprağı. Şeyh Galipler, Aziz Mahmut Hüdayiler, Molla Güraniler, Ebussuudlar ve daha niceler.
Hepsi Anadolu'ya gönül verdiler ve Müslüman yurdu eylediler.
İşte tam da bugün enerjimizin azaldığını hissettiğimiz modern çağlarda bizi ayağa kaldırıp şahlandıracak yeniden bir Anadolu Fethine ihtiyacımız var.
Hem de çok.
