TURGAY GÜVEN

Tarih: 05.10.2022 17:52

ARKTİKA- KUZEY KUTBU BUZ KITASI -ARKTİKA OKYANUSU

Facebook Twitter Linked-in

Zaman zaman  haberlerden  duyuyorsunuz. Kuzey Kutbu sürekli eriyor.

Biraz maziye  gidersek,  bir zamanlar, soğuk,  kar, buz  ve fırtına dolu Kuzey Kutup  Bölgesi,  gemiciler için  bir bilinmezlik  idi. Tarihin çok  eski dönemlerinden gelen gemici hikayelerinde,  buradan sıcak denizlere  açılan bir kapı, kuzey batı kapısı olduğu söyleniyordu. Kuzeybatı geçidi efsanesi , yüzyıllar boyunca  gemiciler için aşılamayan bir  hayal deniz geçidi olarak düşünülmüştü.

1497 yılında cesur İngiliz kaptan John Cabot,  gemileriyle  kuzeye doğu ilerlemiş, amma,  efsanelerde  söylendiği gibi bir deniz geçidi bulamamıştı. Daha sonraları, kaptan Maartin Frobisher, kaptan Henry Hudson, kaptan James Cook  gibi cesur  gemicilerde  aynı cesareti göstermiş, ancak  başarılı  olamamışlardı. Daha sonra, İngiliz Deniz Kuvvetleri’nin  desteğiyle, İngiliz Kaptan Sör Franklin  tarafından yapılan  Kuzey Denizi  Seferi’ de  başarılı olamamıştı. Arktika’nın  geçilmez  buz tabakaları,  altlarında  sakladıkları gemi enkazlarının  sırlarıyla doluydu.  İnsanlık,   yüzlerce  yıl uğraşmış, ve sonunda, böyle  bir kapının   olmadığını  kabul etmek zorunda kalmıştı. Ancak, yüzyıllar   sonra,  gemilerin battıkları yerlerin üzerindeki  buzlar  eriyecek, kuzey kapısı  açılacak  ve  kaybolan gemiler bulunacaktı.

Evet, bir gerçek var ki,  günümüzde,   Kuzey  Kutbu ısınıyor  ve    yüzlerce  metre  kalınlığındaki  buz  tabakası her geçen gün eriyor ve erime, 1950’ lerden itibaren,  dünyada  artan endüstrileşmenin getirdiği sera gazları katmanlarının  yarattığı, dünyanın Kuzey Kutbu’ndaki  güneş ışınlarını dengeleyen Ozon Tabakası’ndaki  azalmanın güneş ışınlarını  tutamaması, artan ışınımın buzlarda  erimeyi  başlatmasıyla gitgide  hareketleniyor. Çare,  bölgeye  yapay  ozon  takviyesi  olabilir.

Kutuplarda,  normalde, kar ve buz kitleleri,   güneşten gelen ışığın % 15 ini emer, % 85  ‘ini geri  yansıtır.  Çıplak  buz  % 35 ‘ini emer, % 65’ini  yansıtır. Açık denizlerde ise, % 93’ünü emiyor, % 7 sini  yansıtıyor. Bu kısır  döngü, Kuzey  Kutbu’nda sürekli erimeyi  arttırıyor.19. yüzyıl başlarından beri,  Kuzey  Yarıküre’ de,   ortalama sıcaklık 1 derece yükselmiş durumda. Ancak  bu artış,  Arktika’da  diğer yerlerin iki katı. Yani, 2 derece. Son 10 senede, buz  üzerinde  eksi 1’ ile artı 3’ derece arasında  sıcaklık dalgalanmaları olmuş. Bu ısınma, önümüzdeki  günlerde, bu gün  var sayılandan daha hızlı gerçekleşebilir ve yaklaşık olarak 2035-40 yılları  civarında, son buzlu  yazların  yaşanacağı ,   sonunda Kuzey Kutbu’nda  hiç buz kitlesi  kalmayacağı görüşünü hakim   kılıyor. Zaten, Kuzey Kutbu’ndaki   buzlanma  artık hiç artış göstermemekte, sürekli eksiye  gidiyor. Arktik Buz’un 1979’ daki   ortalama  yayılım alanı yaklaşık 7 milyon km2 iken, günümüzde 5 milyon km2 ye düşmüş durumda ve  böyle  giderse, 2030-40’ larda  hiç önemi  kalmayacak.  Bu noktaya,  Buzdan Arınma Eşiği  deniyor. 2050’ lerde  ise,   git, yaz tatilini orda geçir.

Kuzey kutbunun çevresindeki alanlar, yani kıyıdaş ülkelerin Arktik sınırları, ABD- Alaska, Kanada, Danimarka-Grönland adası, Norveç ve  Rusya-Kuzey Sibirya’yı  kapsamakta.  Arktik Ülkeler.

Üstelik, çevresini saran kıtaların ve  ülkelerin kuzey  bölgelerindeki  donmuş toprakların- tundraların çözünerek, soğuğa  dayanıklı tundra  çalılığının  yerini,  yeşil yapraklı  ılıman bitki örtüsünün alması da   tüm  ısınmayı ve erimeyi tetikleyebilir. Kuzey kutbunun çevresindeki alanlar, yani kıyıdaş ülkelerin Arktik sınırları, ABD- Alaska, Kanada , Danimarka-Grönland adası , Norveç, Finlandiya,  Rusya-Kuzey Sibirya ovaları  gitgide yeşermekte.  Her yaz  gittikçe  artarak  çoğalan  bu erime, bölgede  yaşayan  bitki,  hayvan ve  insan toplumları, tüm canlıların yaşamlarını, ekolojik  dengeyi-habitatı  etkileyeceği anlaşılıyor.

 Eskimolar, binlerce yıldır  yaşadıkları  eko sistemin  kaybolmasıyla, çok  hızlı ve  keskin bir değişim  geçirmenin  sarsıntılarını  yaşamakta. Eriyen buzların yerini  çamur,  eski  fok ve balık avlarının  yerini,  uzaklardan gelen   konserve  gıda ve hazır giyecekler, kardan evlerin yerini  hazır evler, elektrik, makineler, devlette  korucu maaşı, hazıra alışmış gençler ve  yeni nesillerin  bundan sonraki yaşamlarını nasıl ve nerede sürdürebilecekleri endişesi  almakta.  Mutlaka, tarım ve  hayvancılık   ekonomisine  geçmeye  mecbur  kalacaklar.

Buzlar  eridikçe, Kuzey Kapısı,   her gün git gide artan genişliğiyle,  insanlığın gözlerinin  önüne  serilmeye  başlıyordu. Buz kitlesinin  çevresinde  açılan gedikler, insanlığa,  bu güne kadar devasa buz örtüsünün altında  gömülü bulunan yeni yeşil topraklar,  yeni doğal  kaynaklar ve  yeni  deniz ticaret yolları çıkarmış,  artan ekonomik  rant,  çevre kıyıdaş ülkeleri ilgilendirmeye  başlamış,   doğal kaynakların ve  deniz  yollarının  kontrollerini  ele geçirebilmek için, bu kıyıdaş ülkeler, çoktan, askeri ve  siyasal  hazırlıklara  başlamışlardı.

En önemlisi  deniz  ticaret yolları  egemenliği idi. Kuzey Kutbu Okyanusu, artık kuzey Kanada  kıyıları  ve  Grönland  adası  çevresi boyunca gemilere yol vermekte. Çık kutba, nasıl olsa  dünya  yuvarlak, ordan, ister batıya dön git, Pasifik, ister doğuya dön git, yine  Pasifik. Kutba yakın  bir devletsin. Gelenden  gümrük  al, gidenden gümrük al,  düz geçenden gümrük al, kıyıya yanaşandan  gümrük al.

Arktik Okyanusu'na kıyıdaş olan Rusya, ABD, Kanada, Norveç ve Danimarka, Arktik Beşlisi (veya Arktik ülkeleri) olarak adlandırılmakta olup,  İzlanda, İsveç ve Finlandiya ise Arktik Okyanusu'na doğrudan sınırları olmamalarına rağmen bu statüyü kazanmak için mücadele eden ülkelerdir. Toplam  sekiz  ülke ediyor. Arktik  Konsey.

Arktik Varlıklar ve Münhasır  Ekonomik Bölge  kavramı, Kuzey  Kutbu’na  komşu olan    ülkelerin    hakimiyetleri altındaki toprakların, uzantılarına  denk gelen kısımlardaki  kıta sahanlıklarının  hakimiyeti  konusunu da  ortaya   çıkarmış  bulunmakta. Münhasır  Ekonomik  Bölgeler, kıyı ülkelere, kıyılarından en fazla 200 deniz mili uzaklıktaki deniz yataklarına kadar,  doğal kaynak çıkartma hakkı vermekte. Bu sahalar,  bol balık, devasa  doğal gaz, petrol ve maden yataklarıyla dolu. Dünyanın erişilebilir petrol yataklarının sekizde birinin ve doğal gaz yataklarının üçte  birinin  burada  olduğu  düşünülüyor.

Bölgede en geniş kıyı şeridine sahip olan Rusya’nın ise, en avantajlı ülke olduğu  görülmekte. Eskinin bol karlı ve  boydan boya  kuzey Sibirya’yı kaplayan  Kuzey Denizi Rotası, yerini daha yumuşak bir iklime  bırakmakta. Rusya, kutuplarda en büyük egemenliği kurabilecek durumda ve  ileriki  zamanlarda,  muhteşem bir  deniz devletine  dönüşebilir. Rusya, bölgeye hakim  Lomonosov  ve Mendeleev sırtlarının,  Kuzey Denizi ile  Karadeniz arasındaki   Avrasya sahanlığının uzantısı  olduğunu   ve bu nedenle, bölgeden Kutub’a  kadar uzanan deniz tabanı  üzerinde  tüm haklara sahip bulunduğunu  idda ediyor. Buzun erimesi Rusya’nın, Norveç ile  arasındaki  Barents  Denizi ve Kara Denizi’ni de içine alan  deniz kısmına, ulaşım ve ekonomik yönden    büyük avantaj  sağlamakta. Buraya Rusya’nın  Meksika  Körfezi deniyor. Rusya’nın Petrol rezervinin % 65’inin  ve  doğal gaz  rezervinin   %10’ unun  burada olduğu düşünülüyor.

Birçok deniz alanı, komşu ülkeler arasında  tartışmalı. Grönland adası,  denizin ortasında  kocaman bir  kara  kütlesi olarak  her şeye  hakim durumda.  Kanada  ve dolayısıyla da  İngiltere, Arktik deniz tabanında 1,2  milyon km2 lik bir alana sahip olduğunu  iddia ederek, komşuları olan  Danimarka  ve Rusya  ile çekişmekte.

Başta  Rusya  olmak üzere, her ülkenin kıyılar boyunca sayısız hava üsleri  ve deniz  limanları var.  Kanada’nın Grönland adasının tam karşısında, Kuzey Batı Geçidi’ne  hakim  Nanisivik Limanı  var. ABD, şimdiden,  Grönland Adası’nda  geçide  hakim bir  noktada,  Thule  Deniz Üssü’nü  kurmuş vaziyette  var. ABD ve Kanada, sürekli,  Bölgeye  Uyum adı altında sürekli  askeri  operasyonlar  düzenlemektedirler. Sanırım, Ruslar’da hazırlanıyordur. NATO’nun  Erken Uyarı Gözlem Uçakları ise, Ruslar’ ın ani bir oldu bitti baskınına karşı, İzlanda-Keflavik  Hava Üssü’nde havada  hazır beklemekte.

Amerika, uluslararası alanda, sürekli olarak, bölgenin  Arktik  adıyla bir kıta olarak kabullenilmesini  ve bölge ülkelerinin de  Arktik Uluslar Birliği düşüncesi   ile davranmasını  önererek, Kuzey Kutbu’nun bir Barış Bölgesi olmasını teklif ediyor. Hatta,  geçtiğimiz  günlerde, Danimarka’dan Grönland Adası’nı bile  satın almak istedi. Danimarka ise,  ‘satılık değil’ dedi.  Çarlık zamanında,  Alaska’yı  7,5 milyon dolara   ABD’ye satan   Ruslar, şimdi  ne düşünüyor,  bilemem, amma, geleceğin  en büyük  çatışma  alanlarından  birinin de,   Kuzey  Kutup Denizi-Arktika Okyanusu  olacağı  kesin.

Saygılarımla.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —