Genel seçimler yüzde 84.87 gibi yüksek bir katılımla demokratik normlara göre gerçekleşmiş olup, yüzde 52.16 gibi bir oranla Sayın Erdoğan’ın zaferiyle sonuçlanmıştır.
Seçim sürecinde her türlü tartışmalar sataşmalar isteme sekte oluyor.
Ancak seçim artık bitmiştir… Bir an evvel normalleşmek herkesin, dolayısıyla ülkemizin çıkarınadır.
Seçimlerin ardından gerek sosyal medyada, gerekse muhalefet kanadından yapılan açıklamalarda nerede hatalarımız oldu sorgulamasından çok, Cumhur ittifakını, hatta Cumhur ittifakına oy veren vatandaşları yadırgayan, küçümseyen, geri zekâlı olduğunun dile getirildiği ya da ima edildiği ifadeler gırla gidiyor ne yazık ki.
Benimde bilakis konuştuğum millet ittifakı partilerinde görev alan bazı tanışların ifadelerinden, bazı vatandaşların millet ittifakının HDP ile işbirliği yaptığını dile getirmelerine kızmaları ve sitem etmelerine bir anlam veremediklerini gördüm… Bu hatalı bir tutum… Neden? Çünkü Siyasi partilerin seçim sonucunu iyi okumaları, parti dışında yani seçmende suç aranacağına ‘’nerede hatalarımız oldu’’ diyerek öz eleştiri yapmaları lüzumlu olmaktan daha ileri, şarttır.
Usta gazeteci Musa Kıroğlu köşesinde bu hususu çok net bir şekilde ifade etti:
Görüldü ki bu seçimde siyasetin merkezinde ‘’Milliyetçilik’’ var. Ülkenin güvenliği, birlik ve beraberlik öne çıkan duygu… Ağırlık kazanan düşünce oldu. Bunu cumhur ittifakı önceden gördü. Bu yüzden uzun süredir ‘’Milliyetçi’’ söyleme ağırlık verdi. Dünya ile ilişkilerinde ve içindeki çalışmalarında ‘’Milli duruş’’ sergiledi. Millet ittifakı bunun hiç farkında olmadı. Onların siyasetinin merkezinde, her ne olursa olsun ‘’Tayyip Erdoğan’ı ’’ yıkmak vardı.
Aslında yaptıkları doğruydu. Muhalefet ittifakı oldukları için iktidarı yıkmak, yerine geçmek birinci işti. Ama bunu doğru siyasetle yapmak önem arz ediyordu.
Tayyip Erdoğan’ı yıkmanın yolu, siyasetin merkezindeki ‘’Milliyetçilik’’ duygusunu fark etmek, buna göre duruş sergilemekten geçiyordu. Bunu yapmayıp, tam tersi PKK’nın siyasi kolu HDP’nin desteğini alarak Tayyip Erdoğan’ı yıkmaya kalkışınca kendi siyasetiyle kendisini vurdu Millet İttifakı.
Evet, Sevgili Kıroğlu’nun tespitleri yüzde yüz doğrudur. Millet ittifakı HDP ile işbirliği yaparak bir anlamda kendi ayağına kurşun sıkmıştır.
Millet ittifakı hâlbuki Milli duruşu önceleyen siyaset üretseydi, oyunu önemli ölçüde artırabilecek, kazanma şansı elde edebilecekti.
HDP ve FETÖ ile işbirliği yapmak, Amerika ve Avrupa’dan destek ummak, şu andaki Türkiye koşullarında siyasi açıdan getirisi olan argümanlar değildir. Çünkü o mihrakların da PKK ve Meclisteki Uzantısı HDP’e destek verdiklerini çok iyi bildiği için halkımız, Millet ittifakına yeterli desteği vermedi.
Bu halkı hiç kimse küçümsemesin… Bu Milletin okuma yazma bilmeyeninin bile öyle doğru öngörüleri vardır ki bazen, benim diyen siyasetçiyi sınıfta bırakır.
Evet… Yazımın başlığı neydi? ARTIK GEÇİM ZAMANIDIR. Bunu iki maksatla söylüyorum. Birincisi, artık ekonomiye iş hayatına odaklanmalıyız. İktidarı Muhalefeti İlçemizin, İlimizin ve Ülkemizin kalkınmasına daha çok katkı vermenin hesaplarını hep birlikte yapmalıyız.
İkincisi. Şimdi geçim zamanı dedim ya… Hangi Parti olursa olsun, hangi Parti seçmeni olursa olsun, ancak birbirimize saygı duyarak ve her şeyi konuşup tartışarak bu ülkeyi kalkındırabilir ve daha iyi, kalkınmış müreffeh bir ülke haline getirebiliriz… Birbirimizle iyi geçinerek. Bizim başka bir ülkemiz yok
