HÜSEYİN SAKA ( Klinik Psikolog)

Tarih: 10.07.2024 18:30

Bağımlılık Ne Değildir?

Facebook Twitter Linked-in

Merhabalar kıymetli okuyucularımız. Bu hafta sizlerle bağımlılık hastalığı serimizin ilk buluşmasını gerçekleştireceğiz. 

  Bağımlılık; biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları olan bir beyin hastalığıdır. Davranışsal ve kimyasal olmak üzere iki tür bağımlılık mevcuttur. Vücuda bir madde alarak oluşan bağımlılık türleri (alkol, madde, sigara, sentetik ecza vb.) kimyasal bağımlılık türleri olarak sınıflandırırken; Belirli bir davranışla (kumar, seks, oyun, alışveriş teknoloji vb.) ortaya çıkan bağımlılık türleri ise davranışsal bağımlılık olarak sınıflandırılır. Bu bağımlılık türlerini ayrıntılı olarak siz değerli okuyucularımızla diğer yazılarımızda paylaşacağız. Bu yazımızda ise sizlerle bağımlılığın ne olmadığı üzerine duracağız. 

  İlk olarak bağımlılık irade işi değildir. Türk dil kurumuna göre irade bir durumu istemek, dilemek ve bu durum üzerinde yaptırım gücüne sahip olmak olarak tanımlanmıştır. İrade tedavi sürecinde koruyucu etmenlerin başında gelir. Ancak bağımlılığı irade meselesi olarak adlandırmak doğru bir ifade değildir. Bağımlılığın biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları vardır ve bağımlılığı anlamak için her bir boyutu anlamak oldukça önemlidir.

  İkinci olarak ise her alkol-madde kullanımı olan veya kumar oynayan birey bağımlı olarak nitelendirilmez. Her hastalığın semptomları olduğu gibi bağımlılık hastalığının da semptomları vardır ve bu semptomlar bir uzman eşliğinde değerlendirilmelidir. Dünya sağlık örgütünün belirlediği sınırlarda kullanımı olan veya bağımlılık semptomlarını göstermeyen kişilere bağımlı olarak yaklaşmak bireyleri olumsuz yönde etkileyebilir. Bireyin alkol-madde alımı veya kumar oynama üzerinde kontrolünü kaybetmesi olarak sınıflandırılan kontrol kaybı; yeterli hazzı almak için daha fazla maddeyi temin etmek veya davranışı yapmak olarak adlandırılan tolerans; davranışı yapmadığında veya maddeyi temin etmediğinde yaşadığı fiziksel ve ruhsal sıkıntıların ortaya çıkması olarak tanımlanan yoksunluk; başarısız bırakma ve tekrar başlama girişimleri en yaygın görülen semptomlar olarak sıralanabilir.  

  Bağımlılık hastalığına sahip olan bireylerin kullandığı cümlelerin birkaçı; ‘’kendi paramla oynuyorum bana kimse karışamaz. Benim bedenim içiyorsam kendime içiyorum’’ gibi ifadelerdir. Ancak bağımlılık sadece kullanımı gerçekleştiren bireyi değil; bireyle birlikte aileyi ve çevreyi de etkiler. Aile içi huzursuzluk ve çatışmalar, aile içi şiddet ve finansal borçlar bağımlılığın sadece birkaç sorunudur. Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa’da yapılan araştırmalar trafik kazalarına bağlı ölümlerin yaklaşık %20-28 ‘inin sürücülerin yasal alkol kullanım sınırının üzerinde olduğu durumlarda yaşandığını belirtmiştir. Kumar bağımlılığına sahip olan bireyler ise borçlarını kapatabilmek için hırsızlık, dolandırıcılık ve şantaj gibi çevreyi olumsuz yönde etkileyen davranışlarda bulunabilir. 

Bir sonraki yazımızda siz değerli okuyucularımızla kimyasal ve davranışsal bağımlılık türleri üzerine konuşacağız. Sağlıcakla kalın… 

Hüseyin SAKA

Uzman Klinik Psikolog 

Ünye Neva Psikoloji


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —