HÜSEYİN OKUŞ


BİR BELDE DÜŞÜNÜN


     Bu yazimda siz degerli okurlarimla özelde bizim için, genelde bütün ülkemiz için örnek bir yerden/beldeden bahsetmek istiyorum. On-onbir yaslarina kadar çocuklugumuzun geçtigi, okulunda, mektebinde okudugumuz, daginda, tarlasinda, kirinda, bayirinda çayirinda doya doya havasini teneffüs ettigimiz, geçe yarilarina kadar oyunlar oynayip, doyasiya eglendigimiz beldemden/mahallemden bahsetmek istiyorum.

    Peygamberimiz (s.a.v) Mekke toplumuna geldiginde Kureys kabilesindeki okuma yazama orani o kadar düsüktü ki bu sayinin on yedi civarinda oldugunu kaynaklardan ögreniyoruz. Bu sebeple Peygamberimiz okumaya yazamaya çok önem verdi ki, Bedir savasi sonun da savas esrilerini, her birinin on kisiye okuma yazma ögretmesi karsiliginda serbest kalacagini ilan ederek tarihe önemli bir not düsmüstür. Her yönüyle örnek gösterilecek bu olay/vakia insanlik tarihi için bir dönüm noktasidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)  Üsve-i Hasene olmanin bütün güzelliklerini bu yönüyle de bütün kâinata göstermistir.

   “Ben bir muallim (ögretici) olarak gönderildim” (Ibn Mace, Mukaddime, 17, No: 229; Ayrica bk. Muslim, Talak, 4) diyerek ayetlerin ne söyledigini, yasayarak ve anlatarak biz ümmetine ögretmistir/göstermistir.

    Bahsedecegim konu bu yönüyle de çok önem arz etmektedir. Söyle atmisli yetmisli yillari hatta seksenli yillari düsündügümüzde okuma yazma oranin ülkemiz genelinde bile çok düsük oldugunu görürüz. Hatta askere giden babalarimiz, dedelerimiz okumayi yazmayi asker ocaginda ögrenmislerdir. Çogu zaman mektuplarini arkadaslarina, komutanlarina yazdirip memleketlerine göndermislerdir. Bunu bizim yasimizda olanlar ve daha büyüklerimiz çok iyi bilirler.

     Biz tabi bu eksikliklerin sebeplerinden öte, bugün geldigimiz durumu sizlerle paylasmak istedik.

    Bu bahsettigim belde ile asagi-yukari memleketimizin her bir kösesi ayni durumda idi. Hele kiz çocuklarinin daha çok ihmal edildigi dönemlerdi.

   Yetmisli-seksenli yillarda köyümüzde ilkokullar vardi. Köy mekteplerimiz de vardi. En azindan bu mekteplerde çocuklarimiz temel dini bilgileri alir, Ibadetlerini yapabilecek kadar bir bilgiye sahip olurdu. Ilkokullar içinse söyle denirdi: ‘’Mektup yazacak kadar okuma-yazma bilsin yeter’’ denilirdi. Çünkü askerde, gurbette bu eksiklik daha çok hissedilirdi. Bu sebeple bu kadar bilgi sahibi olabilmek bile köy yerlerinde ayricalikti. Askerden, gurbetten gelen mektuplari agabeyim, babam yasinda kisilerin bana getirip okuttugunu çok kez bilirim.

   Gerek müspet ilimler, gerek dini ilimler her yönüyle önemli ve degerlidir. Bir memleketin gelismesi, kalkinmasi, zihin devrimini, degisimini, dönüsümünü olusturmasi ancak ve ancak okuyarak, okuduklari, ögrendikleri üzerinden bir tefekkür medeniyeti olusturarak mümkündür. Dolayisiyla bu isin faziletlerini, faydasini daha çok anlatmaya gerek yoktur.

   Seksenli yillarda bu beldemizde bizim bizzat bildigimiz lise mezunu sayisi üç rakamini geçmiyordu. Hafizlik yapmis, Kur’an’i ezbere bilen sayisi hiç yoktu. Bazi hocalarimiz Kur’an Kurslarina gitmis üç-bes kisi ama onlarda tam hafiz olamamislardi.

    Bunun yaninda gittikleri bu Kur’an Kurslarinda vs. ders alan üç-bes civarinda hocamiz geldikleri köyümüzde mektepler okutarak bir temel atmislar ki Allah onlardan razi olsun.

    Seksenli yillardan iki bin yirmi iki yillarina geldigimizde, bahsettigim bu beldede artik her evde bir hafiz var.  Ülkemizin çesitli yerlerinde Imam-Hatip olarak görev yapan hocalarimizin sayisi iki yüz on civarindadir. Yüz yetmis hafiz yetismis bu belde de. Bir o kadar hafiz adayi da Kur’an Kurslarin da hifz (hafizlik) yapmaktadirlar. Bununla beraber bu belde de yüzün üzerinde; ögretmeninden, müftüsüne, polis askerinden, doktor ve hâkimine birçok baska meslek guruplari bulunmaktadir. Hâlihazirda yüz civarinda ögrenci çesitli üniversitelerde okumaktadir.

    Bunlarin için de üniversite mezunu ve okuyan kiz sayisi yüzde ellileri bulmaktadir. Yani yirmi- yirmi bes yil gibi bir zaman da adeta bir basak tanesinden çikan onlarca basak gibi okuma yazma orani hem nicelik hem de nitelik yönüyle katbe kat artmistir.

    Ayni düzlemde insanlarin anlayislarindan, zihin dünyalarindan, bakis açilarina, kültür ve davranislarindan insanliklarina kadar birçok sey degisip dönüstügü ve katbe kat arttigi görülmektedir.

    Bu bizi gerek mahallemiz/beldemiz adina gerek memleketimiz adina mutlu etmekte gururlandirmaktadir. Geldigimiz nokta itibariyla Rabbimize ne kadar hamd etsek, sükretsek azdir. Bununla beraber daha çok yolumuz oldugunu, daha çok eksiklerimiz bulundugunun farkindayiz. Bu gidisatta bizden önceki üç-bes hocamizin katkisi oldugu gibi asil büyük katki devletimizindir. Rabbim devletimizi, milletimizi istikamet üzere payidar eylesin. Allah’a emanet olunuz.

 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593