Her makale bir dertleşme aslında.
Geçmişe dair özlem belki de.
Okuyucuyla buluştuğum, düşüncelerimi aktardığım.
Her satırı bir özlem…
Sahilinde gezdiğim, her sokağını bildiğim, kafamda süslediğim, memleketim.
Ünye!
Düşündüm de! Daha yaşanabilir olabilirdi.
Biz mahvettik.
Kendi elimizle, el birliğiyle bu güne biz getirdik.
Talihsiz şehirleşmeden nasibini alan bir kent yarattık.
Dün ayrıntılı dolaşma imkânı da bulduğum Atatürk Mahallesi
Soruyorum!
Kaç yıldır buranın mazisi?20-30…
Bakın…
Amerikan filmlerinde havadan çekimlerde görürüz.
Cetvelle çizilmiş gibi caddeleri, aynı boyda binaları, standart sokakları, yeşili, parkları ve akan trafiği..
Gıptayla izleriz ya hani;
Yeni yerleşim dediğimiz Atatürk Mahallesi’ni de, sizce imar açısından mahvetmedik mi?
Müteahhitlerin elinden yapılmış, çeşitli isimlerle kocaman sitelerle dolu, asfalt olmasına rağmen kimi yerde s çizen, düzenli bir yol zannedip biten arterleriyle, Atatürk Mahallesi ve Gölevi, sahil yoluna esir değil mi?
Bulvar yapalım desek. Gölevi ferahlığından, merkeze kadar gelecek genişlikte, bir güzergâh var mı?
Her yer beton.
Kimse darılmasın ama plansız bir şehir.
50 yıldır kim sorumluysa da üzerine alınsın
Ziyaret alanlarımdan biri daha, Ünye Çamlık…
Tuvaletler yetersiz! Denilmesine rağmen ne yapıldı?
Ağaçlar ömrünü tamamladı. ( Sürekli bu sözü duyar dinleriz) neden müdahale edilmez. Orhon Güven gibi bir duayen varken, neden O’nun eşliğinde gençleştirilmez.
Böyle bir isime sahip bu memlekette, neden çeşitliliği geleceğe taşımak adına, “Orhon GÜVEN Botanik Parkı” oluşturulmaz.
Görmek için, illa Batum’a gitmek mi gerekir?
Yalı kumsalı mesela!
Neden korkulur. Niye buraya dokunulmaz? Doğal yapıyı bozmadan iyileştirilemez mi?
Amatör balıkçıların teknelerinin çekekleri standart hale getirilip, görsel kirlilik ortadan kaldırılamaz mı?
Ünyelilerin kaygı duymayacağı ufak dokunuşlara ihtiyaç yok mu?
Burunucu Çömlekçi Mahallesi 100. Yıl Çay Bahçesi ve Hasan Baba arasına, özel ağaçtan yapılmış merdiven basamağı şeklinde Üsküdar’da Kız Kulesi karşısı gibi oturma alanları yapılarak, deniz seyredilemez mi?
Üzülüyorum.
Yaz geldi.
Plajlarda kumsal temizliği yapılmadı.
Özel işletmeler haricinde WC, duş alanları ve soyunma kabinleri her yıl söylenmesine rağmen yine yok.
Uzunkum’a plaja inen yoldan hariç, Gölevi’ne kadar iniş var mı?
Yok.
Hepsi özel.
Ve bisiklet yolu ismiyle gündemde olan, aslında yürüyüş yolumuz, sahilimiz.
Sadece bisikletlerin değil, motorlu araçların da kullandığı bir alana dönüşmedi mi?
Bisikletlerinin ön tekerini havaya kaldırmayı maharet sayan, akrobasi yapan, gençlerin tehlikeli oyunlarına sahne olmadı mı?
Nerede zabıta?
Ünye’nin merkezi.
Tarihi Kadılar Yokuşu
Geceleri gençlerin buluşma noktası.
Duvarları ışıtan led ışıkları kıran, yediğini içtiğini tarihi evlerin bahçelerine atanları, kötü niyetlileri caydıran, devriye atan bekçiler sayesinde daha güvenli bir yer haline getirilemez mi?
Bu şehir bizim.
Otokontrolü sağlayalım.
Eksikleri anlatalım. Giderilmesini sağlayalım.
En azından bu günden itibaren sahip çıkalım. Ne olur!
Kalın sağlıcakla..