Amerika ve Batının sermayesi budur… Böl ve yönet… Bu konuda çok mahirler.
Zenginliklerinin önemli kısmını böl yönet elindekini al politikalarını başarılı ve sürekli kılmaktan elde etmişlerdir.
Bunu çok çeşitli şekillerde uygularlar. Bu planlarının düşünce fabrikaları sürekli toplantılarla beyin fırtınası estiren görevlilerdir. Bu görevliler 200 yıl sonra neler olacağını bile tartışırlar.
Amerika ve Batılı devletler hâkim olmak istedikleri devletlerde saha elemanları tarafından önce o ülkelerinin kılcal damarlarına girerler. Böylece o ülkenin askeri veya sivil bürokrasisi, siyasi partiler, sivil inisiyatif grupları önderleri ve üyeleri hakim ülke taraftarı olurlar.
Tıpkı FETÖ’nün kırk yıldan buyana Devletin tüm kılcal damarlarına girdiği, kozmik bilgilerine kadar eriştiği gibi.
Batı ve Amerika hedef ülkeleri anarşiyle, terör unsurlarıyla, sağ sol gibi siyasi akımlarla, tarikatlarla, müstehcen yayınlar ve uyuşturucu kültürüyle kontrollerine alırlar.
Amerika birinci dünya savaşına kadar sömürünün acemisiydi. Hatta birinci dünya savaşında Avrupa ülkeleri orta doğu paylaşımı yaparken sergilediği acemilikler komik ve enteresandır.
Ancak ikinci dünya savaşına doğru daha önce kendisini de sömüren ve bu konuda ustası olan İngiltere’den sömürünün daniskasını öğrendi. Sonrasında bir dakika ya, Dünyanın abisi benim, ben olmasaydım şimdi siz ‘’Almanca konuşurdunuz’’ dedi
Amerika’nın organları küresel şirketler, masonlar ve Siyonistler, beyni ise İngiltere’dir.
İngiltere dünya da sömürünün öncüsüdür… Bu konuda çok tecrübelidir.
İngiltere sömürgeler Bakanlığında… Bakın sömürgeler Bakanlığı diyorum! Hangi ülkede var?
Evet, ne diyordum? İngiltere sömürgeler Bakanlığında ülkeleri yönetenlerin, Kralların, Devlet Başkanlarının, Başbakanların, Genelkurmay Başkanlarının tıpatıp her birinin benzerleri vardır.
Bunların her biri takiple görevli oldukları kişileri izlerler, ne düşündüklerini, ne yiyip içtiklerini, hangi konuda ne düşünebileceklerini, yaşama dair her şeylerini hobilerini bile bilirler.
Yani anlayacağınız, İngiltere sömürgeler bakanlığında her ülke yöneticisinin bir anlamda onun gibi düşünen ve yaşayan ’’tabiri caizse’’ fotokopisi vardır.
Orta doğuda yıllarca cirit atan İngiliz ajanları Hemher, Lavrence ve niceleri diğer bakanlıklarla olduğu gibi sömürgeler Bakanlığı bünyesinde de çalışmışlardır.
Bu ajanlar o kadar iyi yetişmişlerdir ki, örneğin İngiliz ajanı Lawrence Arapçayı tüm lehçeleri ile biliyordu, İslami bilgilere ise bir İslam âlimi kadar vakıftı.
Şaşırtıcı olan, bu İngiliz ajanı bu donanımı ile Arabistan’da mezhep bile kurdu. Arabistan’ın şu anda bağlı olduğu Vahhabi mezhebi İngiliz Ajan Lawrence tarafından Abdul vahhaba kurdurulmuştur.
İkinci dünya savaşı birinci dünya savaşının rövanşıydı. İkinci dünya savaşının rövanşı ise bitmemiştir, devam etmektedir.
Batı sömürü düzeniyle dünyanın her tarafına ıstırap taşımaktadır. Onların doymak bilmez hırsları yüzünden dünyanın her tarafında kan ve gözyaşı eksik olmamaktadır.
Güzel yurduma gelince… Ülkemizde Jöntürklerden beri Batı hayranlığı hep pirim yapmıştır… Bizdeki batıcılar, entel danteller batıya medeniyetin beşiği olarak bakarlar. Oysa Batının sözde demokrasi söylemleri maskedir. Medeni oldukları da safsatadır.
Düzenli ve gelişmiş olduklarını inkâr edemem. Ama zenginliklerinde ve yedikleri her lokmada sömürdükleri fakir ülkelerin gözyaşları olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz.
Acımasızlıkları ise çoluk çocuk sivil hedef hastane cami kilise demeden Filistin halkına bu zamana kadar yüz bin tona yakın bomba kullanan İsrail’e destek vermelerinden aşikâr değil mi?
Görünen o ki, Amerika ve Batının orta doğu ile ilgili politikaları daha çok kan ve gözyaşına sebep olacaktır. Olay Siyonist ve evengalistlerin orta doğuyu dizayn etme ve İsrail’e alan açma projesidir.
Onların orta doğuya dair böl parçala ve sözde vade dilmiş toprakları elde etme projeleri var… Ya İslam ülkelerinin?