“Bretton Woods nedir, hocam, Allah askina, bu ne biçim bir söz.”
“Bretton Woods, Amerika’nin New Hampshire eyaletinde küçük sirin, baglik bahçelik, çayirlik çimenlik bir yer. Ancak ben size daha önce baska bir hikaye anlatayim.
Kurtulus Savasi’nin hemen ertesi günler, Disisleri Bakani Ismet Pasa, Isviçre’nin tatil kenti Lozan’da yapilacak konferans’a, ailesiyle beraber katilmak üzere hazirliklar yapmaktadir. Görevi geregi devletin verecegi yolluk vs . bazi harcama kalemlerinin yaninda, sahsi harcamalarinda kullanacagi bir miktar kendine ait paranin da, Isviçre Frangi’na çevrilmesi gerekmektedir.
Para konusunda çok hassas ve gayet tutumlu olan Ismet Pasa, hayretle sormustur.
“Bütün ülkelerin paralari esit degil midir ?”
Ismet Pasa bir yasina daha girmistir. O hep bir liranin bir frank oldugunu zannetmektedir.
Evet çocuklar, Bretton Woods iste bu ‘bütün ülkelerin paralarinin esit olmamasi’ ile ilgilidir. Ikinci Dünya Savasinin sonlarina dogru, savas boyunca yaptigi ihracattan dolayi, Amerika Birlesik Devletleri’nin elinde, oldukça güçlü bir altin stogu birikmistir ve savas tahribati görmedigi için, diger ülkelere kredi verebilecek durumdadir. Daha savas bitmeden savas sonrasinda yeni bir dünya düzeni kurmayi planlayan Amerikan Ekonomi ve Finans çevreleri, 1944 yilinin Temmuz ayinda, henüz Birlesmis Milletler dahi yokken, o zamanki 44 ülkeden, bu ülkelerin resmi, gayri resmi ekonomi ve finans çevrelerinden 730 delegeye, Amerika’nin New Hampshire Eyaleti’nin sirin beldesi Bretton Woods’ta yapilacak bir toplanti için, davetiye çikartir.”
Artik o savas sartlarinda, kimler gelir, katilir, kimler reddeder bilemem, amma, beldenin lüks Mont Washington otelinde yenilir, içilir, yörenin yemyesil dogasinda toplu fotograf çektirilir, tanisilir, dostluklar kurulur, sohbetler edilir ve Amerika, dünyaya, savas sonrasi kuracagi yeni dünya düzeninin ana hatlarini, yani, ekonomik ve finansal çerçevesini açiklar. Burada, gelecege dönük, bir ‘Uluslar arasi Para Anlasmasi’nin temelleri atilir.
Katilanlar ülkelerine döndüklerinde bunlari hükümetlerine, resmi kurumlarin yetkililerine, özel sektörlerin önemli kisilerine, filan anlatirlar ve herkes kulagini dört açarak savasin bitmesini beklemektedir. Isin ucunda taze para kokusu vardir. Bizimde, savas ticaretinden, elimizde bir miktar döviz ve altin stogumuz birikmistir.
1946’da anlasmanin hayata geçmesiyle ekonomi ve finans dünyasinda, Amerika Birlesik Devletleri kökenli iki uluslar arasi finans kurumu boy gösterir. Dünya Bankasi ve Uluslar arasi Para Fonu. Anlasmanin özü ortaya çikmaya baslamistir. ABD bu anlasma ile ‘anlasmaya katilan ve parasini dönüstürülebilir yapmayi kabul eden her ülkenin parasinin dolara göre saptanmasi’ni kabul ettirmistir. Muazzam sermaye gücünden, açacagi uluslar arasi kredilerde borçlar ve alacaklar dolara göre hesaplanacak, dolar ise 1ons altin =35 dolar ve 1 dolar 0.88867 gr altin degeri üzerinden islem görecektir. Amerika dünya para sistemini kendine baglamistir. Yine de, isteyen ülkelerin, bazi özel kosullarda ve Uluslar arasi Para Fonu’nun izniyle, paralarini, % 10 ‘u geçmemek üzere, devalüasyon ve revalüasyon haklari vardir.
Güneydogu Asya’da basina açtigi Vietnam Savasi’nin askeri harcamalari, Amerika’ya pahaliya patlamaktadir. 1971 yilinda kendisi kendi parasini, yani, dolari devalüe eder ve kendi getirdigi altin standardindan vazgeçer. Ortaya çikan boslugu doldurmak ve kurmus oldugu sistemi sürdürebilmek için de, Özel Çekme Haklari -Special Drawing Rights- SDR Sistemi denilen bir sistemi devreye sokar. SDR hem bir kredidir, hem de altinin yerine geçerli uluslararasi bir para birimi olarak görev yapar.Yine ayni sekilde, 0.88867 gram altin degerindedir ve kendisine ‘kagit altin’ denilmektedir. Zamanla altin degerinden tamamen vaz geçilerek 1981’den itibaren ABD Dolari, Japon Yeni, Bati Alman Marki, Ingiliz Sterlini ve Fransiz Franki’ndan olusan bir ‘sepet model’e baglanir, daha sonra sepet genisletilerek sepetteki parali ülke sayisi 16’ya çikartilir.Üye her ülke, milli geliri, döviz rezervi, dis ticaret dengesi ve diger bazi kriterleri dikkate alinarak hesap edilen bir kota üzerinden, Uluslararasi Para Fonu’ndan kredi alabilmekte, ancak kotanin % 25’i kadar altin ile, % 75’i kadar kendi parasini IMF’ ye rehin olarak birakmaktadir. SDR devletler ve merkez bankalari disinda bir islerlige sahip olamamis, yani serbest ticaret ve özel bankacilik islemlerinde kullanilamamistir. Herkes para sistemini ve parasinin degerini, kafasina, yani çikarlarina göre düzenlemeye gayret etmistir. Bugün Avrupa Ekonomik Toplulugu üyeleri, Avrupa Para Sistemine –Euro’ya geçmistirler. ABD ve AB’den sonra üçüncü büyük gurubu olusturan BRIC’S ülkeleri de, kendi para sistemlerini kurmaya çalismaktadirlar.
Yeni para ve kredi düzenini karsilamak, ayarlamak için , Dünya Bankasi-The World Bank-WB, 2.Dünya Savasi’nin bitimiyle birlikte yikilmis ve perisan olmus bir dünyayi yeniden imar ve insa edebilmek amaciyla 1945 yilinda Uluslar arasi Yeniden Yapilanma ve Kalkinma Bankasi-International Bank for Reconstruction and Devolopment-IBRD adiyla kurulur. ( Devami var )


