Son üç haftadır gerek gazeteden gerekse radyodan dikkat çekiyoruz!
Diyoruz ki;
“Cevizdere’de Büyükşehir’e ait Katı Atık Ayrıştırma Tesisi denilen çöp tesisinden çok pis kokular geliyor. Öyle koku ki bu dayanılabilir cinsten değil. Ayrıca çevre ve insan sağlığı çok ciddi ölçüde tehdit altında!”
Geçtiğimiz günlerde limanın karşısında yol kenarındaki acı su çeşmesinden su almaya gittim. Aşağı inmek üzere arabanın kapısını açtım ki aman Allah’ım… Öyle koku sarmış ki etrafı insanın burun direklerini sızım sızım sızlatıyor. Pandemiden bu yana yanımdan maskeyi eksik etmiyorum Taktım ama ne çare…
O ara çeşme başında bir araba daha durdu. Çoluk çocuklu bir aile… Onlar da kapıyı açar açmaz kokuya maruz kaldı, hemen kapattılar kapıyı.
Arabayı kullanan kişi su kaplarıyla çeşmeye yanıma geldi. Dedi ki;
“Biz Perşembeliyiz, İzmir’de yaşıyoruz. Bu suyu bildiğimizden memlekete giderken kaplarımızı doldurup öyle gidiyoruz. Burası böyle kokmazdı. Ne olmuş ta Ünye’de de deniz, İzmir gibi kokmuş?”
Olayı anlattım kendisine… Büyükşehir Belediyesi’nin buradaki çöp ayrıştırma tesisinin bahçesinde vahşi çöp depoladığını, kokunun buradan geldiğini söyledim.
Çok açık ve net olarak aynen şöyle dedi;
“Biz Ünye’yi modern bir şehir, Ünyelileri kültürlü insanlar olarak biliriz. Nasıl olur da buna izin verirsiniz?”
Soruyorum size; bu sözlere ne cevap verilir?
*********** *********** ***********
Çöp ayrıştırma tesisinden koku bütün azametiyle gelmeye devam ederken bir haber daha yayıldı aynı bölgeden…
Denildiğine göre, bu vahşi çöpten sızan kimyasal sular Cevizdere’ye akıyormuş.
Bunu da paylaştık kamuoyu ile… Eğer böyle ise, derede çevre felaketi yaşanabileceğine işaret ettik.
Ama ne oradaki vahşi çöp depolanmasına karşı, ne de dereye sızdığı iddia edilen zehirli çöp suyuna karşı “tık” yok Ünye’de!
Tamam, vatandaş sessiz… Bu gibi durumlarda bir araya gelip toplu tepki vermekten çekinen bir toplumuz, eyvallah…
Ama vatandaşın bizi temsil etsin diye seçtikleri… Siyasiler, milletvekilleri, partilerin ilçe teşkilatları, belediye başkanları, meclis üyeleri neredeler?
Kısaca STK dediğimiz sivil toplum teşkilatları bu soruna neden kulak tıkarlar?
Çevreci dernekler, gruplar, platformlar duymadılar mı hala Cevizdere’de yaşanan felaketi?
Hayvanseverlerin sevdikleri hayvanlar sadece sokaklardaki köpeklerden, kedilerden mi ibaret? Buradaki vahşi çöpten yayılan bakterilerin çevredeki hayvanlar üzerindeki olumsuz etkisi… Cevizdere’ye sızan çöp suyunun dere içindeki canlıları zehirlemesi onları ilgilendirmiyor mu?
Maalesef görüyoruz ki bizim siyasilerimiz, STK’larımız, çevrecilerimiz, hayvanseverlerimiz mutlaka olmaları gereken böyle bir yerde yoklar…
Olmadıkları için de Ordu Büyükşehir Belediyesi elini kolunu sallayarak istediği gibi hareket ediyor…
Üstelik daha da ileri gidiyor, çok daha tehlikeli işler yapıyor… Hatta tehlike boyutlarını da aşan çevre cinayetlerine yol açabilecek uygulamalarda bulunuyor.
Son olarak ne yaptı bakın…
Bilindiği gibi İlküvez’de Büyükşehir Belediyesinin, ayrıştırılmış organik çöpleri depolama tesisi var.
Bu tesis asıl görevini bir türlü yapamadı. Yapamadığı gibi vahşi çöp depolama alanına dönüştürüldü. Böylelikle de yaylanın tepesinden aşağı çöplerden sızan kimyasal madde karışımlı sular bölgedeki dereleri, yer altı sularını zehirledi. Kitlesel canlı ölümlerine sebep oldu. Olmaya devam ediyor.
Bütün tepki, karşı duruş, mahkeme kararlarına rağmen Büyükşehir buradaki sorunu gidermedi. Bu alanda pervasızca sürekli suç işleniyor.
*********** ************ ************
Büyükşehir’in son olarak yaptığı iş ise artık bıçağın kemiğe dayandığı nokta oldu.
Ne yaptı bakın?
İlküvez’deki tesisten sızan kimyasal madde karışımlı zehirli çöp sularını doldurdu tankerlere, Ünye’deki Doğu ve Batı Arıtma tesislerine boşaltmaya başladı.
Bu tesislerde organik arıtma yapılıyor… Arıtılan sular denize salınabilecek düzeyde temiz.
Ama şimdi ne oldu? Çöpün zehirli suları bu suya karıştırıldı, denize salınıyor. Denizdeki balık ve her çeşit canlı zehirleniyor.
Bu cinayet değil de ne?
Buradan sadece duyuru yapmıyor, yaşanan felakete karşı feryat ediyorum; bu tehlikeli gidişata hemen son verilsin.
Verilmediği takdirde ise gerekli ihbarlar yapılsın. Yapılan iş durdurulsun, gerekli cezalandırmalar yapılsın.
Aksi takdirde Ordu çöp facialarıyla, maden facialarıyla, kıyı katliamlarıyla yaşanmaz bir şehir olmaya doğru sürükleniyor.
*********** ************ ***********
Kalın sağlıcakla…