HAKAN KORKMAZ

Tarih: 04.06.2024 18:53

Çamlık leş gibi kokuyor.

Facebook Twitter Linked-in

Çamlık Ünye’nin kalbidir. Temiz tutmak gerek.

Güneşin denizden doğup, denizden battığı, adına şiirler yazılan, şarkılara konu olan çok güzel bir şehirde yaşıyoruz.

Adı ÜNYE

Kıymetini bilene..

Bugün ki nüfusun ikiye katlanacağı günler yakın.

Çamlık.

Kimine göre spor yapmaya birebir uygun, yaz sıcağında bile çamlar altında serin bir yürüyüş alanı..

Kimine göre ise, kamelyalarda piknik yapılacak şehre en yakın mesire alanı.

Nasıl bulmak istiyorsak öyle bırakıyor muyuz? Derseniz.

Maalesef.

Geçen akşama doğru,  gezerken gördüm. Özellikle göz önünden uzak her bir kamelya, sanki çöp yığını.. 

Piknik yapılmış ancak masaya el değmiyor. En azından bir gazete sermek aklına gelmemiş olmalı.. 

Masa altları yenilen yiyeceklerin poşetleriyle dolu.

Karpuz kabuğu oracığa bırakılır mı? Sorsan yanıtınız da hazır.

Belediye işçisi nasılsa alacak ya! Sorun yok.

Üzücü olan ise, yakında çöp konteyneri olmasına rağmen oraya taşımaya bile gerek duyulmamış, ailecek keyifli bir gün yaşanmış belli.

Bu durumda.

Berbat.

Karışan yok. 

Karışsan! Belaya kalmamak işten değil.

Sorsan!, Herkes bu durumdan şikâyetçi.

Samimiyetsiz, ilgisiz ve bana neci bir toplum olduk hepimiz.

Aynikola’ya kadar mükemmel bir sahil yürüyüş yolu. 

Rejisör koltuklarıyla oturan ve deniz manzarasında çekirdek çitleyenler ile güzel bir manzara oluşsa da, kimi yerde,  deniz kenarına indiğinizde, şişeler, çocuk bezleri, çöp poşetleri…

İnsan misafirlerinden utanır mı? Utandım…

Allah’tan sık gezen ve dolan çöpleri temizleyen, belediye temizlik işçileri varda. Sorun büyümeden hallediliyor.

Ancak görüyorum ki; Kirletenlerin çoğu aileler.

 “Yapma, atma, çöpe götür.”  Demesi gereken anneler. Umursamıyor. Kendisi atıyor. Kötü örnek oluyor. 

Buna daha çok üzüldüm.

Çamlık Kafe yanında bulunan koyda ise berbat bir koku var. Rahatsız edici. Geçtiğimiz yıllarda şehirde de gördüğümüz yosunlar.

Leş kokusu desek yeri var. 

Denizin rengi bile dönmüş. Acilen müdahale gerekli.

İşte deniz mevsimi başladı.

Bundan sonra Saat 06.30’da denize gider, mesai başlamadan döneriz. 

Eminim ki, falezlerde, Fok fok ve Feneraltı kayalıklarında, Beşler’de yüzmeye gittiğimizde, geceden kalma şişeler, kimi kırılmış, kimi özellikle poşetli bizi bekler.

Biz de her sabah bunları oraya bırakanları, kayalara atıp kıranları, itinayla anmaya devam ederiz.

Her yaz olduğu gibi.

CAN DOSTLAR.

Sokak hayvanlarını besleyen ve bunu sürekli hale getiren birçok dostumuz var.

Sabah akşam aldıkları mama, kemik ve yemek artıklarıyla onları besliyorlar.

Kimi kilodan, neredeyse yürüyemeyecek hale gelmiş.

Bazıları ise saldırgan..

Hatta mahallelerde, boğmadık kedi bırakmayan köpekler var.

Onlarcasıyla yaşamaya alıştığımız.

Unıport AVM’ye girerken tam kapı önünde yatan, neredeyse giriş izni isteyeceğimiz.

15 Temmuz Meydanı’nda bisiklete binen çocukları kovalayan.

Caddelerde koloni halinde gezen can dostlarımız.

Belediyeler eliyle halledilemedi.

Bende diyorum ki; Sadece Ünye değil ülkenin sorunu olan bu durum için, onlarla birlikte yaşamaya alışmalıyız.

Çözüm için, hamasi nutukları dinlemeye devam ederiz…

Olmadı, uyuturuz…

Sonsuza dek…

 

Kalın sağlıcakla…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —