M. HASAN ÖZ

Tarih: 17.09.2022 17:12

CAN KULAĞI İLE DİNLEMEK

Facebook Twitter Linked-in

 

 

​​​​​​​

​​​​​​​

​​​​​​​

​​​​​​​

​​​​​​​​​​​​​​

İLGİ DUYMAMAK MÜMKÜN DEĞİL

Elif Ergu Demiral geçen ay haftalık çıkan Gazete Oksijen’deki makalesinde güzel bir konuya temas ederek görüşme yaptığı Can kulağıyla Dinleme ve Diyalog Merkezi Yöneticisi Dayna Cunningham ile bir diyaloğunu yazmış. İlgimi çekti.

Yıllardır eğitim verdiğim iletişim, hitabet, başarı ve motivasyon konularında bahsettiğim en önemli konulardan biri de iyi bir dinleyici olmak başlığını içeriyor. Orada da diyorum ki başarılı insanların ortak özelliklerinden biri de iyi bir dinleyici olmalarıdır. Sonra da iyi bir dinleyici nasıl olur onu anlatıyorum.

Bu konuda bulduğunuz yazı, makale, inceleme, konferans, eğitim, video ne bulursanız ilgilenip anlamaya ve uygulamaya çalışın derim.

Makalenin metni şu şekilde:

“CANKULAĞIYLA DİNLEMEK ÖZGÜRLEŞTİRİR

Vuslat Doğan Sabancı’nın kurucusu olduğu V Vakfı ile Tufts Üniversitesi Tisch College iş birliğiyle Cankulağıyla Dinlemek ve Diyalog Merkezi (GLADC) kuruldu.

Farklı kimliklerin ve toplulukların birbirini dinlemesini sağlamayı hedefleyen GLADC’yi Dayna Cunningham anlattı.

Öncelikle İstanbul’a hoş geldiniz, buraya ilk gelişiniz mi?

Bu benim İstanbul’a ilk gelişim, hatta Türkiye’ye ilk gelişim. Şehirden o kadar çok etkilendim ki, en yakın zamanda yeniden gelmeliyim.

Dayna Cunnigham ilk kez geldiği İstanbul’dan çok etkilenmiş. ‘İstanbul’u kıtaların kesişme noktası olarak okumuştum ama buraya gelene kadar bu kesişmeden çıkan kültürü, yemeği, sanatı, mimariyi ve zenginliği hayal etmem mümkün değildi’ diyor

O zaman öncelikle İstanbul ve Türkiye yorumlarınızı merak ettim…

Maalesef İstanbul dışında Türkiye’yi gezebilme fırsatına erişemedim. İstanbul fazlasıyla büyüleyici bir şehir. İstanbul’u kıtaların kesişme noktası olarak okumuştum fakat buraya gelene kadar Avrupa, Asya, Orta Doğu’nun ve Afrika’nın hemen ötesinde olan bu kesişme noktasından ortaya çıkan kültürü, yemeği, sanatı, mimariyi ve zenginliği hayal etmem mümkün değildi. Ve bu sadece görünen düzeyde deneyimleyebildiklerim! Görünenin altında, gömülü antik dünyaların sıra dışı bir sürü katmanı var. İstanbul, çok kültürlü bir dokuya ve geçmişi ve geleceği tek bir noktada buluşturan ve her adımda evrensel bir tarih duygusu sağlayan canlı bir atmosfere sahip. Dünyanın başka hiçbir yerinde bu kadar etkinin bir arada bulunduğu bir yer bulamazsınız! 

Vuslat Vakfı’nı yakından takip etmeye çalışıyorum. Vuslat Doğan Sabancı ile daha önce röportaj yapmıştım. Başkalarını açık yüreklilikle dinlemenin dünyayı değiştirebileceğine inanıyor. Daha doğrusu, çözülmemiş birçok sorunun bu şekilde çözülebileceğini düşünüyor. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dinlemenin, iyi kararlar almak için gereken kritik bilgileri toplamanın tek yolu olduğunu düşünüyorum. Dinlemek, insanların birbirleriyle hakiki bağlar kurabilmelerinin en önemli yolu. Sorunların ortak çözümü için kendimize, birbirimize ve doğaya hakiki bir şekilde bağlanmamız gerekiyor, bunun da yolu cankulağıyla dinlemeden geçiyor. Anladığım kadarıyla Türkçede Vuslat ismi, ötekiyle kavuşma anında yaşanan mutluluk ve özgürlük duygusu anlamına geliyor. Bu, dinleme konusundaki hislerimi o kadar güzel bir şekilde ifade ediyor ki! 

Dünyanın birçok sorunu var. İklim değişikliği ve kademeli etkileri, zengin ve fakir arasındaki artan eşitsizlik... Kim kimi dinlemeli?

Hepimiz birbirimizi dinlemeliyiz. Birbirimizi dinlememeyi göze alamayız çünkü bugünkü devasa sorunların hiçbirinin üstesinden kaderlerimizin birbirine bağlı olduğu gerçeğini kabul etmeden gelemeyiz.

Ömür boyu çalışsa bile bir başkasının aylık maaşını alamayan bir insan düşünün. Bu ikisi tanışıp birbirini dinlese ne olurdu?

Ben de bundan bahsediyorum. Her ikisi de kalpleriyle dinlemeye çalıştıkları sürece, dünyayı birbirlerinin gözünden görebilir. Birbirlerinin endişeleri ve hedefleri hakkında bilgi edinebilir ve empati geliştirebilirler. Değişimin nihayetinde eylem gerektirdiğini anlamak, elbette, dönüştürücü olabilir.

Şiddet, savaşlar, ekonomik dalgalanmalar… Halkı en az dinleyenlerin siyasetçiler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Politikacıların halkı gerçekten dinlemeleri için genellikle çok az teşvik edici etken olduğunu düşünüyorum.

Başkalarını dinlemek çok önemlidir ama hepsinden önemlisi empati değil mi?

Empati kuşkusuz en önemlisi. Dinlemek de empati kurmanın en emin yolu çünkü cankulağıyla dinlemek özgürleştirir. Bu pratik, yalnızca birbirimizle olan bağları güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda kendi içimizde de daha derin bir öz farkındalığın ve dönüşümün yolunu açabilir. Zaten insan kendine şefkat ve empatiyle yaklaşmayı öğrendiğinde, bu davranışı başkalarına karşı da gösterir.

V Vakfı ile iş birliği içinde kurulan Tisch College’daki Cankulağıyla Dinlemek ve Diyalog Merkezi (GLADC) ile ne yapmak istiyorsunuz?

Birincisi, vaka çalışmaları aracılığıyla cankulağıyla dinlemek yöntemlerini ve araçlarını uygulayarak birlikte deneyimlememizi ve ardından neyin işe yarayıp neyin yaramadığını paylaşmamızı, ikincisi cankulağıyla dinlemek becerisini geliştirmesi için ortaya koyduğumuz egzersizlerin etkisini değerlendirmenin ve belgelemenin yollarını araştırmayı ve üçüncüsü de cankulağıyla dinlemek yöntemlerini ve egzersizlerini yayabilmek ve geliştirebilmek için kolaylaştırıcılar/uygulayıcılar eğitmek istiyorum.

GLADC neyi başarmak istiyor?

Cankulağıyla Dinleme ve Diyalog Merkezi (GLADC), farklılıklar arasında özgün diyalog ve cankulağıyla dinlemeyi teşvik eden bir merkez ve eğitim kaynağı olmayı hedefliyor. Dinlemek, diyalog becerilerini ve araçlarını geliştirmek ve bunların etkinliğini ve etkisini ölçmek için dünya standartlarında bir merkez olmak istiyoruz. Bunların yanında güçlü bir diyalog ve cankulağıyla dinleme topluluğu oluşturmak ve sürdürmek için okullar ve dış ortaklarla iş birliği yapmayı amaçlıyoruz.”

BENCE BU TİP NEREDE BİR FAALİYET VARSA PEŞİNE DÜŞMELİ VE İSTİFADE ETMELİ.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —