UZM. DR. ALİ COŞKUN


ÇOCUKLARINIZDAN DİGİTAL EKRANLARI, DİGİTAL TELEFONLARI UZAK TUTUN !


Dijital Bağımlılığın Çocuk ve Ergenlerin Beyin Fonksiyonu ve Yapısı Üzerindeki Etkilerini ortaya çıkaran Kapsamlı Bir İncelemede :

Dijital ekran bağımlılığı (DEB) ve insan beyninin yapısı ve işlevselliği üzerindeki zararlı etkisini araştıran çalışmaların artan yaygınlığı son yıllarda fark edilir hale gelmiştir.

Yine de, bu incelemelerin ezici çoğunluğu ağırlıklı olarak üniversite öğrencileri veya yetişkinlerden oluşan örneklere yöneliktir ve yalnızca internet oyun bozukluğu, internet bağımlılığı bozukluğu, sorunlu akıllı telefon kullanımı, tablet aşırı kullanımı vb. gibi tek bir DEB varyantını incelemiştir.

Küçük çocuklara ve ergenlere (0-18 yaş) odaklanan veya çeşitli DEB türlerini birleştiren incelemeler kesinlikle nadirdir.

Bu bağlam göz önüne alındığında, DEB'nın hayati gelişim aşamasında (0-18 yaş) beyin yapısı ve işlevselliği üzerindeki etkilerini özetlemek son derece önemlidir. Bu tür incelemeler için PRISMA uzantısına uyan bir kapsam incelemesi, on yılı (2013-2023) kapsayan 28 çalışmadan elde edilen bulguları birleştirmek ve çeşitli DEB biçimlerinin çocuk ve ergenlerin (0-18 yaş) beyinleri üzerindeki etkisini incelemek için yürütülmüştür.

Sentezlenen kanıtlar iki temel sonuca işaret etti:

(1) DEB, çocukların ve ergenlerin beyinlerinin yapısı ve işlevselliği üzerinde zararlı etkilere neden olur ve

(2) prefrontal lob, tüm araştırmalarda en tutarlı şekilde etkilendiği bildirilen bölgedir.

Dahası, bu inceleme, dijital bağımlılığın sinirsel endekslerini araştıran çalışmalarda önemli bir boşluk olduğunu ve küçük çocuklara (0-6 yaş) odaklanan çalışmaların ve uzunlamasına kanıtların eksikliğini tespit etti.

Bu araştırma, çocuklarda ve ergenlerde sağlıklı beyin gelişimini sağlamak için vazgeçilmez bir önlem olan dijital bağımlılığın engellenmesi ve müdahalesi için gerekli teorik temeli sağlayabilir.

En Çok Etkilenen Beyin Bölgesi - Prefrontal Lobtur.

Bu kapsamlı inceleme DEB'nın farklı beyin bölgeleri, yani serebral korteks (prefrontal, parietal, temporal ve oksipital loblar dahil), subkortikal yapılar (bazal ganglionlar, talamus, hipokampüs amigdala ve nucleus accumbens) ve serebellum üzerindeki değişen etkilerini ana hatlarıyla açıklamaktadır.

Mevcut inceleme çalışmasını doğrulayan incelememiz, DA'nın yalnızca prefrontal bölgelerde değil, aynı zamanda temporoparietal, frontolimbik ve subkortikal bölgelerde de, özellikle sorunlu oyun alışkanlıkları olan ergenlerde önemli değişikliklere yol açtığını göstermiştir.

Özellikle, prefrontal lobun DEB'dan en çok etkilenen alan olduğunu bulmuş ve bu da onu dijital bağımlılık çalışmalarının temel odak noktası haline getirmiştir.

Somut örnekler ortaya çıkarılabilir: 16 çalışma, ön singulat girusa ek olarak, orbitofrontal korteks (OFC), tamamlayıcı motor alanı (SMA) ve dorsolateral prefrontal korteks (DLPFC) olmak üzere belirli prefrontal bölgeleri seçti. Bu tür bulgular önceki araştırmalarla örtüşmektedir.

Sonuç olarak, bu inceleme, dijital bağımlılıkta en çok etkilenen bölgenin prefrontal lobu olduğunu, bilişsel kontrol ve duygusal işleme üzerindeki önemli etkisini ve ortaya çıkan davranışlar üzerindeki kritik etkisini vurgulayarak, gelecekteki araştırma ve müdahale stratejileri için önemli bir odak noktası olmasını garantilemektedir.

Pratik İyileştirme ve Gelecekteki Çalışmalar İçin Sonuçlar :

Bu kapsam incelemesi, çocuklarda dijital bağımlılıkla mücadele için birkaç uygulanabilir çıkarım sunmaktadır. İlk olarak, bulgular ebeveynlerin bu çabadaki temel rolünü vurgulamaktadır.

Ebeveynler, kendi iş dışı dijital kullanımlarını azaltarak ve çocuklarıyla daha fazla yüz yüze etkileşimi teşvik ederek, bir 'dijital vatandaş' için örnek modeller olarak hizmet edebilirler.

İkinci olarak, eğitim kurumlarının proaktif bir duruş benimsemesini önermektedir.

Bu, çocukların dijital kullanımından haberdar olmak için ebeveynlerle yakın iletişim kurmayı, dijital bağımlılığı önlemeyi ve dijital bağımlılık açısından yüksek riskli olarak tanımlanan çocuklara hızla müdahale etmeyi içerir.

Bu hızlı eylem, dijital bağımlılığın çocukların beyinleri üzerindeki olası olumsuz etkilerini önemli ölçüde azaltabilir.

Son olarak, bu çalışma ayrıca hükümetin rolüne de dikkat çekmektedir. "Erken tespit, erken önleme ve erken müdahale" hedefine ulaşmak için, hükümetin çocukların dijital kullanımına ilişkin net yönergeler ve politikalar belirlemesi gerekmektedir.

Bu yönergeler, öğretmenlerin, ebeveynlerin ve çocukların tutumlarını şekillendirecek ve böylece çocukların dijital sağlık ve refahını teşvik edecektir. Erken çocukluk döneminde dijital kullanımın tamamen yasaklanması kapsamlı görünebilirken, daha önce belirlenmiş yönergelere göre süre, cihazlar ve içerik gibi dijital kullanımın çeşitli yönlerini göz önünde bulundururken bu sınırları belirlemek hayati önem taşır.

Bu dengeli yaklaşım, modern öğrenmede dijital araçların önemini kabul ederken olası riskleri de ele almalıdır.

Bu kapsam incelemesinden elde edilen bulgular gelecekteki çalışmalar için önemli alanları aydınlatmaktadır.

Birincisi, mevcut araştırmalar dijital bağımlılıklarla ilgili beyin bilişsel ve yapısal farklılıkları karşılaştırmaya odaklanmış olsa da, dijital bağımlılığa bağlı nöral endeksleri özel olarak inceleyen çalışmaların azlığı gelecekteki çalışmalarda daha odaklı nörobiyolojik araştırmalar yapılmasını gerektirmektedir.

İkincisi, belirtilen çeşitli etkilere rağmen, potansiyel olarak yetersiz fNIRS çalışmalarından kaynaklanan serebral kan akışındaki değişiklikler yalnızca bir örnekte bildirilmiştir.

Bu, gelecekteki araştırmaların daha fazla fNIRS çalışmasını dahil etmekten fayda sağlayacağını göstermektedir. Bu yöntem, dijital bağımlılığın çocukların beyinleri üzerindeki etkilerini yapısal bir yaklaşımla anlamakta faydalı olacak ve böylece farklı bakış açılarından nörogörüntüleme kanıtı sağlayacak ve mevcut beyin görüntüleme tekniklerini tamamlayacaktır.

Üçüncüsü, incelenen çalışmalar arasında yalnızca ikisi küçük çocuklara odaklanmış ve önemli bir araştırma boşluğu bırakmıştır.

Dijital bağımlılığın başlangıç yaşının düşmesi göz önüne alındığında, gelecekteki çalışmalar daha genç demografik özelliklere, özellikle de küçük çocuklara daha fazla dikkat etmelidir.

Bu yeniden odaklanmış çaba, muhtemelen çocukluğun erken evrelerinde başlayarak erken tespit ve müdahale stratejilerini geliştirebilir.

Son olarak, dijital bağımlılığın çocuklar ve gençler üzerindeki etkisini inceleyen uzunlamasına araştırma eksikliği ele alınmalıdır. Dijital bağımlılığın potansiyel uzun vadeli nörogelişimsel etkilerini takdir etmek için, gelecekteki çalışmaların uzunlamasına tasarımları benimsemesi teşvik edilmektedir.

Uzun süreli izleme, özellikle gençlerde dijital bağımlılıkla mücadele için etkili müdahaleler geliştirmek için ampirik bir temel oluşturabilir.

Özetle, bu inceleme, dijital bağımlılıkla ilgili teorik perspektifin genişletilmesi için tartışmasız bir şekilde baskı yaparak araştırmacıları, dijital bağımlılığın nöral, yapısal, demografik ve uzunlamasına yönlerini anlamada önemli boşlukları doldurmaya teşvik etmektedir.

Kaynak : Healthcare (Basel). 2023 Dec 20;12(1):15. doi: 10.3390/healthcare12010015

The Effects of Digital Addiction on Brain Function and Structure of Children and Adolescents : A Scoping Review

Keya Ding , Yining Shen, Qianming Liu, Hui Li .

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593