HAKAN ŞAŞMAZ


ÇOCUKTA BEYİN &ZEKA GELİŞİMİ VE HER YÖNÜYLE ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ “EMPATİK HİKAYELER VE EĞİTİME BAKIŞ AÇISI”(18)


7.Sağ lobu sağlamken çok sevdiği müzik kasetindeki melodilere hiç ilgi göstermediğini ve hatta hatırlamadığını göreceksiniz.

8.Ameliyat öncesi çok samimi olduğu bir arkadaşının bir resmini gösterseniz hatırlaması mümkün değildir. Çünkü sol lobun, tek başına şekilleri ve resimleri hatırlayabilmesi imkansızdır.

9.‘Rüya görüyor musunuz, hayal ediyor musunuz?’ sorunuza size hiç ilgisiz cevaplar verecek ya da ‘O da ne demek?’ diyecektir.

3. KISSA-TEVEKKÜL

Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır. (j.keth moorhead) 

PİYANGO BİLETİ “Bir adam sıkıntı çekiyordu. Borçları giderek artıyordu. Bir gece sıkıntı içinde dizlerinin üstüne çöktü, gözlerini göğe çevirdi ve dua etmeye başladı: ‘Allah’ım, çaresizlik içindeyim. Lütfen büyük ikramiye bana çıksın. Ancak o zaman borçlarımı ödeyebilirim.’
Ertesi hafta durumun düzeleceğinden umutluydu. Üç ay sonra inancı zayıflamaya başladı.
‘Beni duyuyor musun? Ey tanrım!’ diye yakardı. ‘Bana yardım edeceğine inanmıştım. Ama bir yıl geçti ve hala dualarıma karşılık vermedin.’
Birden gökyüzünde bir bulut belirdi, Şimşekler çaktı ve gökten bir ses gürledi: ‘Seni duyuyorum, aslında bütün dualarını işittim; ama bana biraz yardımcı olman gerekli değil miydi? En azından bir piyango bileti alarak!’ ”

BEYNİN KAPASİTESİ ve ZEKA I

Alm. Intelligenz, Klugheit (f), Fr. Intelligence, İng. Intelligence. En geniş mânâsıyla bir genel zihin gücü. Psikolog Terman’a göre, zekâ, soyut düşünme yeteneği’dir. Davis, zekâyı,  edinilen bilgilerden faydalanarak meseleleri halletme kâbiliyeti, olarak açıklar. Stern ise, yeni karşılaşılan hallerin gereklerini, düşünme yeteneğinden faydalanarak karşılayabilme, yeni hayat şartlarına uyabilme gücü olarak görür. Bergson’un klâsik târifine göre zekâ,  evvelce elde edilmiş tecrübe ve bilgilerden istifâde ederek bugünkü hayat meselelerini çözmek ve hayat şartlarına uymak kâbiliyeti’dir. Hinsie ise zekâyı, üç ana gruba ayırarak târif etmektedir. Bu müellife göre, abstre: 

 

Teorik zekâ; (mücerret, soyut) fikir ve sembolleri anlama ve kullanma kâbiliyeti ,

Mekanik zekâ : Muhtelif , makina ve âletleri anlama, çalıştırma kabiliyeti, 

Sosyal zekâ   : Keşfetme kâbiliyeti, insânî ilişkiler ve ictimâî hâdiselerle ilgili durumlarda akıllı ve mantıkî bir şekilde hareket etmek kâbiliyetidir. 
*Zekâ, akılla karıştırılmamalıdır. Zekâ, bir meleke, bir alışkanlıktır. Bu kuvvet yardımı ile insan, bilinen şeylerden bilinmeyenleri çıkarır. Delilleri toplayarak aranılan şeyleri bulur. Zekâ, sebep ile netice arasındaki bağlılıkları bulmak, benzeyiş ve ayrılışları anlamaktır. 

*Akıl anlayıcı bir kuvvettir. Hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırt etmek için yaratılmıştır. İsviçreli Clapare de zekâyı,  yeni durum ve vaziyetlere, zihnin en iyi şekilde uymasıdır diye anlatmıştır. Yâni çevreye uymayı sağlayan bir kuvvettir. Tek hücreli hayvanlar, çevrenin tesir etmesi ile hal değiştirerek bu tepkiye uyar. Daha ileri olan eklembacaklılarda, tepkilere sevkitabiî (içgüdü)ler de katılır. Kemikli hayvanlarda, bu iki kuvvete alışkanlık da karışır. En yüksek hayvanlarda ve insanlarda ise, çevreye uymak için yeni bir faaliyet, bir davranış ortaya çıkar ki, bu da zekâdır.
         

Bergson diyor ki: Her asrın geri kalmış kısımları, tabiata uymak, hayvanlar ve kendileri arasında münâsebet kurmak için âletler yapmıştır. Bu aletler, zekâ ile yapılmıştır. Alet yapmak, teknikte yükselmek akla değil, zekâya alâmettir. Ama onu kullanma kapasitesi ve şekli akılla bağlantılıdır. 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593